Ali KUZENCİK / MERAM BAĞLARI


Geç anlamak!

Hem TBMM’den kanunların çıkmasını istiyorsun hem sevdiğiniz ve güvendiğiniz Devlet Bey’i 50 milletvekili ile bölücü partinin gerisinde bırakıp “Devlet uyuyor mu.!” diye feryat ediyorsunuz.


SULTAN ABDÜLHAMİT HANI VE 
BUGÜN OLDUĞU GİBİ DEVLET BEY’İ “GEÇ ANLAMAK”…

CAHİL…HER ŞEYİN DIŞ YÜZÜNÜ GÖRÜR, KABUKTA KALIR, HER ŞEYİ BİLDİĞİNİ SANIR, BOŞ İDDİALARDA BULUNUR.

 

 

Sınıfın kapısını kapayıp, derse başlayınca bambaşka dünyalara daldığım o inanılmaz meslek…Öğretmen olmak..

Sultan Abdülhamit Han’ın yaptığı kalkınma hizmetlerini anlatmak için 
iki ders saatine sığmayacak kadar zaman alırdı.

Aziz Türk Milleti:
-Kimin Kızıl Sultan,
-Kimin Ulu Hakan,
-Kimin de SON PADİŞAH olduğunu 
çok iyi bilir Allah’a şükür.

Ünlü şair ve yazar Necip Fazıl
Sultan Abdülhamit Han hakkında;

“Abdülhamit Han’ı anlamak her şeyi anlamak olacaktır.” demiştir.

Ahmet Hamdi YAZIR’ın oğlu Muhtar Yazır’ın, babasının defterinden naklettiğine göre;

“Hayatımda yaptığım en büyük hata, Sultan Hamid’in hâl’ine karışmamdır.!” demiştir.

Son Almanya İmparatoru II.WİLHELM Sultan II.Abdülhamit hakkında şunları söyler;

“-Fransız kralı ile görüştüm;
AŞAĞI BULDUM…
-Japon imparatoru ile görüştüm;
BASİT BULDUM…
-İngiliz kralı ile görüştüm;
KENDİ AYARIMDA BULDUM…
-Ne zaman ki, Osmanlı Sultanı Abdülhamit Han ile görüştüm;
Heybeti, zekası ve nezaketi karşısında beni bir TİTREME aldı.!”

Asker ve siyaset adamı Ali Fethi OKYAR Selanik ve Beylerbeyi’nde defalarca görüştüğü ll. Abdülhamit hakkında şunları söyler;

“Hayatımda Sultan Hamid kadar nazik, terbiyeli, buna rağmen karşısındaki ile mesafesini muhafaza eden şahsiyet görmediğimi söyleyebilirim..”

Büyük Britanya’nın Dışişleri Bakanı Edward GREY hasmı olduğu ll.Abdülhamit hakkında;

“Ne büyük kayıp…Hasmımdı ama onun ölümü ile diplomasi mesleği artık zevkini kaybetti.!”demiştir.

Yazar ve şair Nihal ATSIZ, Peyami Safa’nın ll.Abdülhamid Han’a  “CAHİL” demesi üzerine kaleme aldığı yazıda;

“-Bu dünyada herkes birçok şeyin cahilidir. Yeter ki kendi işinin cahili olmasın. 
-Kendi işinin ehli olduğunu bin bir delille ispat etmiş bulunan Sultan Abdülhamit ise ASLA CAHİL DEĞİLDİR.! 
-Onun bir yüksekokul ve hatta lise diploması yoktu. 
-Fakat hususi öğretmenlerle,
hayattan ve içinde yetiştiği büyük 
ve muhteşem hanedandan çok CEVHERİ şeyleri öğrenmişti.”

Çok koyu bir Abdülhamit düşmanı olan filozof Rıza TEVFİK, Sultan tahtan indirildikten sonra pişmanlığını “Sultan Abdülhamit Han’ın Ruhaniyetinden istimdad” adlı şiir’inde dile getirmiştir. 
İşte şiirden bir dörtlük;

“Tarihler ismini andığı zaman,
Sana hak verecek, ey koca Sultan
Bizdik utanmadan iftira atan,
Asrın en siyasi padişahına..”

Mustafa Kemal ATATÜRK, Nafiz Tepedenlioğlu’nun yazdığı bir yazı üzerine kendisine;

“Bak çocuk…Kişisel düşüncemi kısaca söyleyeyim;Tecrübe göstermiş ki, toprakları üstünde yaşayan insanların çoğunun durumu kuşkulu ve sınırları yalnız düşmanlarla çevrili bir büyük devlette, Abdülhamit’in yönetimi büyük hoşgörüdür. Hele bu yönetim 19.yüzyılın son yıllarında uygulanmış olursa..”

Bizde deriz ki;
-Padişahtan korkabilirsiniz, hatta nefret bile edebilirsiniz. Ama onun çalışkanlığını ve adaletini inkar edemezsiniz.

-Savurganlığa son veren tutumuyla Türk Maliyesini ıslah etmiş ve ülkeyi baştanbaşa mektep ve demiryolu ağıyla örmüştür..

-Devlet canlanmasını padişahın enerji, ustalık ve vatanseverliğine borçludur.  Sultan Abdülhamid’in bu açıdan değeri, hiç bir zaman inkar edilemez.

-II.Abdülhamit, Osmanlı tarihinde belki de en çok “muhalefet” edilen padişahlardan biridir.

-Batının özellikle siyonistlerin yıkıcı hamlelerine karşı direnmiş, dış politikada hesaplı davranmıştır.

-Özellikle sağlık ve eğitim hizmetleri için yorulma bilmeden çalışmıştır.

-Devleti kalkındırmak için önemli adımlar atmış, ses getirecek projeler üretmeye çalışmıştır. Ancak büyük karalama kampanyalarına maruz kalmış ve tahtan indirilmiştir.

-İmparatorluğu 33 yıl nasıl idare ettiği tahtan indirildikten sonra daha çok idrak edilmiştir. Allah ondan RAZI olsun. Aziz ruhu şad olsun.

Tarih şuuru tarihe şu veya bu vakfın, şu veya bu ideolojinin penceresinden değil Türk Milletinin penceresinden bakmayı gerektirir.

2001 yılında hem Türkiye hem de Avrupa teşkilatlarına ZAMAN Gazetesi ile SIZINTI Dergisini Milliyetçi-Ülkücü teşkilatlara bir genelge ile YASAKLAYAN ve FETÖ ile tek kare fotoğrafı olmayan lider;
DEVLET BAHÇELİ'DİR.

O yıldan sonra teşkilat içinde daha o yıllarda !Y! kırgınlıklar oldu…

Lakin rahmetli Başbuğumuzun ve Dündar Taşer Beyin dizi dibinde yetişen Gavurdağlı Türkmen Beyi bugün görülüyor ki YİNE HAKLI çıktı.

BİLGELİK;İnançlı, imanlı kişilere has bir konudur.

Aziz Türk Milleti ll.Mehmed’i ve M.Kemal’i “erken” anlayıp onlara FATİH ünvanı ve ATATÜRK soyadını vererek hedeflerine ulaştırmıştır.

ABD ve Avrupa’daki Yahudi Cemiyetlerin yalan ve iftira kampanyalarından etkilenen Aziz Türk Milleti, cennetmekan ll.Abdülhamit Han’ı ve sevdası “devlet ve millet” olan Devlet Bey’i bugün olduğu gibi “geç” anlamışlardır.

-Geç anlamasalardı Ulu Hakan ll.Abdülhamit Han SELANİK’E SÜRGÜNE hiç gönderilirmiydi…
-Devlet Bey’i geç anlamasalardı hiç 50 milletvekili ile bırakırlarmıydı.

Hem TBMM’den kanunların çıkmasını istiyorsun hem sevdiğiniz ve güvendiğiniz Devlet Bey’i 50 milletvekili ile bölücü partinin gerisinde bırakıp “Devlet uyuyor mu.!” diye feryat ediyorsunuz.

Ne yaman çelişki.!

“Fena Fid Devle Ve’l Mille” dediğimiz “Devletinin ve Milletinin varlığında yok olma” halet-i ruhiyesi noktasına ulaşan Devlet Bey CUMHUR İttifakına destek veriyorsa:
-Cennet Vatanını…Ulu Devletini…Asil Türk Milletini “sevda” derecesinde sevmesindendir.

ÜLKÜCÜ GENÇLİK Liderinin yüreğini yüreğine katar, vatan olur, bayrak olur ve BAKTIĞI YERE BAKAR.

-Liderimi tanır… Liderimi bilirim. Teşkilatımı bilirim…
-Devlet Beyimize inancım tamdır ve her daim yanındayız.

Gerisi "lafügüzaf" yani rahatsız edici gereksiz boş laf…

DEVLET BEY’E “sadakat naraları” arkasına sığınarak Sevgili Peygamberimizin EBU FASIK adını verdiği fitne, münafık EBU AMİR rolüne soyunanları da… Ülkü Ocakları’nda  yetişen ve Aziz Türk Milletinin “erken uyarı” sistemi olan ülküdaşlarımla birlikte üzülerek izliyoruz.

Diline sahip olmayanı şeytan her sahada oynatır.

Büyük bir uçurumun kenarına getirir, yüzüstü yuvarlar, felakete sürükler.

Dile ahlak dizgini vurulursa dünya ve ahiret saadetine kavuşur. Başıboş bırakılırsa zarardan zarara girer..

Hz. Ali (r.a.) der ki;
“Dil yırtıcı hayvan gibidir..
Serbest bırakılırsa sahibini parçalar.!”

Babamdan…Atamdan…Biliriz ki;
-Saygıda asalet,
-Sevgide şefkat,
-Hoşgörüde hürmet
-Susmakta hikmet vardır.

Söyledikleri kötü sözler eninde sonunda dönüp dolaşıp sahibini bulacak, hatta mahcup ve ahlaken de mahkûm olacaklardır.

“Farklı düşünmek” gerekliliktir. 
Farklı düşünenlerin “edep” dairesinde tartışması “erdemdir.”

İtiraz etmek “yiğitliktir..” İtiraz edeni dinleyip izahta bulunmak ise “olgunluktur.”

Bu sayılanların her bir aşamasında kavga üslubuyla tavır almak ve edep dışı sözler sarfetmek ise “zayıflık acizliktir ve cahilliktir.”

Kim ne derse desin yılların tecrübesi ile bu garip böyle düşünüyor..

Cahillik başa sıkıntıdır…

Hikmet ehli buyuruyor ki;
Bir kimsenin cahil olduğunun alametleri şunlardır;

*Canlı-cansız herşeye kızar, 
küfreder.
*Sır saklayamaz,
*Parasını yerli yerince harcayamaz,
*Herkese güvenir,
*Dostunu düşmanını ayıramaz,
*Kötü alışkanlığı olan kimselerle arkadaşlık yapar.

Türk Divan şairi Fuzûlî der ki;
“Söylesem faydası yok, söylemesem, sussam, gönlüm razı değil.

CAHİLLİK insanlık için büyük bir tehlike ve en korkulacak insan modeli.

Laf söz anlamazlar.! Yüzyıllar önce Hz. Pir Mesnevi’sinde der ki;
“Sen ne söylersen söyle, söylediğin karşıdakinin anladığı kadardır.”

Eğer karşındakinin aklı ne kadar eriyorsa, yaptıklarının hükmüde o kadardır.

Hz. İsa;
“Ben ölüleri dirilttim fakat cahilleri diriltemedim.!” buyurmuştur.

Hz. Ali;
“Faziletli kişiler hakkında haset edilir...Cahillerde ilim sahiplerine düşman kesilirler” der.

Endülüs’te bir alimin yaptığı hatadan dolayı onu cezalandırmak için ya cahil bir kimse ile ya hapsederler yada bir arada yaşamaya zorlarlarmış.

CAHİL, her şeyin dış yüzünü görür, kabukta kalır, her şeyi bildiğini sanır, boş iddialarda bulunur. Cahilin tedbiri düşüncesi köksüz ve çürüktür. Bundan dolayı cahiller için;

“Cahil... yaşayan ölüdür.!” denilmiştir.

Bu yüzden Hz. Mevlana yüzyıllar önce yazmış olduğu Mesnevi’sinde der ki;

“Cahil bir kimsenin yanında kitap gibi sessiz ol.!” Çünkü olgunun halini ham kişi anlayamaz.

Günümüze dönersek;
-ABD ve İsrail’in ülkemize saldırısı 
Kürt ayaklanması üzerine planlı. 
-Tam teçhizatlı 100 bin PYD sözde askeri hazır. 
-Batıdan Yunanistan…Doğudan Ermenistan’a Fransa boşuna mı uçaklar dolusu askeri yardım yapıyor?!

22 Ekim Miladını iyi anlamak gerekir…Bilge Lider Devlet Bey’i  iyi analiz etmek gerekir. Bırakın, DEM’in kendi içinde ki çözülmeyi izleyelim…Tıpkı acemi asker gibi her gölgeye ateş etmeyin.

Bu oyun anca böyle bozulur.

DEVLET BEY…
Türkiye’yi hedef alan saldırılar karşısında parti çıkarları ve günlük siyaset hesapları yapmaksızın ortak bir duruş ortaya koymaya ve Türkiye’yi zayıflatarak uluslararası operasyonlara açık hale getirmeye yönelik her türlü faaliyetin karşısında yer almaya kararlıdır.

Türk’ün muazzam tarihinden kuvvet alarak şanlı ve büyük geleceğine yönelen kutlu hareketimizi;

-O’nun üslubundan, 
-O’nun geniş ve derin tecrübesi, 
-Rahmetli Başbuğumuzun dizi dibinde yetişmesi kültürü ile görmeli ve değerlendirmeliyiz.

Meram Bağları’ndan;
SEVGİLER

Ramazan Aslan
23.10.2024 11:12:01
Teşekürler yüreğinize saglik

YAZARLAR