Muhittin GÜMÜŞ / TANRI DAĞLARI'NDAN


Gerekli şeyler

Bilenle bilmeyenin farkını, dostla düşmanın kim olduğunu öğretmek, hissettirmek ve bıkmadan, usanmadan anlatmak, kavratmak gerekir. Yoksa iş, vazife/ görev eksik yapılmış sayılır.


Çocukların büyüdüm ben artık demeleriyle büyümeyeceklerini, asıl büyümenin "şahsiyet" kazanmakla mümkün olduğunu…

Küfürlü konuşmakla, duman tüttürmekle, bacak bacak üstüne atmakla büyümüş sayılmayacağını; aksine böylece küçüleceğini…

Yatağını düzeltmenin; yemekten sonra kaşığını, tabağını toplamanın; kıyafetini yerli yerine koyup almanın kendisini değerli kılacağını…

Yatarken ülkesine, milletine ve ailesine dua etmenin yüceliğini…

Büyüklere, özel insanlara, çocuklulara, hamilelere yer vermenin erdemini…

Dosta, arkadaşa, akrabaya, komşuya samimiyetle davranmanın, karşılık beklemeksizin iyilik etmenin hazzını…

Başardığında tevazu ile sevinmek kadar başaramadığında sükunetle yeniden başarmak için azimle çalışmanın değerini…

Paylaşırken, bölüşürken, verirken adaletli olmanın, hakkına razı olup haksızlık karşısında dimdik durmanın önemini…

Haramdan uzak durup helalinden kazanmanın kadrini…

Nefretten ziyade sevginin en güzelini yüreğinde barındırmanın zevkini…

Tabiata, insana, yüce Allah'ın yarattığı her güzel canlıya sevgi ile bakmanın faziletini…

Annenin, babanın ve aile efradının varlığından güç almanın ne demek olduğunu…

Okumak kadar okutmanın, anlatmak kadar anlamanın gerekliliğini…

Varken hamd etmenin, yokken şükretmenin daha değerli olduğunu.…

Çalışmadan kazanılmayacağını, eskitmeden yenilenmeyeceğini öğretmenin lüzumunu.…

Güzel sanatlardan, edebiyat ve şiirden, şarkıdan türküden uzak durmayıp onlarla hemhâl olmanın kişiliğine tesirini…

İlim-irfan ehline saygıda kusur etmemenin izzetini…

Aklın ve ilmin ışığından faydalanmanın şevkini…

Ahlâk, edep ve terbiyeden daha zengin bir hazine olmadığını…

Vefa, erdem, adalet, iyilik kavramlarını gönülden içselleştirmenin büyük bir meziyet olduğunu…

Başarının takdir edilmesini beklerken , yenilgiyi de hazmetmenin değerini…

Bilenle bilmeyenin farkını, dostla düşmanın kim olduğunu öğretmek, hissettirmek ve bıkmadan, usanmadan anlatmak, kavratmak gerekir. Yoksa iş, vazife/ görev eksik yapılmış sayılır. 

Muhittin Gümüş 
Tanrı Dağları'ndan
26.02.2025

YAZARLAR