Hasan GEZER / UZLUK


Gölgeler Savaşı ve Casusluk Tarihinin Düşündürdükleri

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki casusluk iddiaları, istihbarat faaliyetlerinin günlük siyasetin merkezine nasıl taşınabileceğini bir kez daha gösterdi. Bu iddiaları hukuk süreci değerlendirecek. Biz de bu vesileyle, tarihin derinliklerinden günümüze, 'gölgeler savaşının' izini süreceğiz.


İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki casusluk iddiaları, istihbarat faaliyetlerinin günlük siyasetin merkezine nasıl taşınabileceğini bir kez daha gösterdi. Bu iddiaları hukuk süreci değerlendirecek. Biz de bu vesileyle, tarihin derinliklerinden günümüze, 'gölgeler savaşının' izini süreceğiz.

Casusluk, yalnızca tarih kitaplarının veya aksiyon filmlerinin konusu değil. Bazen gündemin en sıcak tartışmalarının tam ortasına, bir iddia olarak düşebiliyor. Son günlerde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında ortaya atılan casusluk iddiası da bunun en somut örneği. Bu iddiaların gerçekliğini elbette ki bağımsız yargı süreci tüm çıplaklığıyla ortaya koyacaktır. Bu tartışmalı zemin, bize tarih boyunca devletlerin, savaşların ve siyasetin görünmeyen kahramanları ya da kötü adamları olagelmiş casusların kadim hikâyesini hatırlattı. Gelin, bu gizemli dünyanın perdelerini birlikte aralayalım.

Casus mu, Ajan mı?

Çoğu zaman aynı anlamda kullanılsa da bu iki kelime ince ama anlamlı bir fark taşır. Casusluk, bir eylemdir; düşmanın sırrını çalma, perde arkasını görme faaliyetidir. Ajanlık ise bir kimliktir; bu tehlikeli görevi meslek edinen kişinin kendisidir. Bir ajan sadece casusluk yapmakla kalmaz, bazen bir kapıyı açık bırakır, bazen bir kalbi kırar, bazen de tarihin akışını değiştiren bir rapor yazar.

Tarihin Tozlu Sayfalarındaki İkiz Kardeşler: Casusluk ve İnsanlık

Bu konu insanlık kadar eskidir. Hititler, Mısırlılar, komşusunun silahını, ordusunu, zayıf noktasını bilmek için casuslarını sızdırırdı. Ancak belki de en romantik hikaye, Eriha'nın surları dibinde geçer. Rivayet edildiği üzere, Rahab isimli bir kadın, İsraillilere yardım ederek belki de "kayıtlara geçen ilk casusluk vakası"nın kahramanı, ya da mağduru olmuştur. Kimileri der ki o, bir devlet ajanı değil, hayatta kalmak için bilgisini satan sıradan bir insandı. Konuya hangi pencereden baktığımız ve neyi ihanet neyi yaşam için yapılabilir gördüğümüzle ilgili tabi. Bu, casusluğun her zaman resmi üniformalarla ilgili olmadığının da bir kanıtıydı.

Tarihe Adını Yazdırmış Gölge İsimler

Mata Hari: Adı casuslukla özdeşleşmiş, dansı ve güzelliğiyle subayların dilini çözen, sonu kurşuna dizilmekle biten trajik bir figür.

Kim Philby: İngiliz istihbaratının zirvesine tırmanan, yıllarca "bizden biri" olarak çalışan, aslında Soğuk Savaş'ın en başarılı "köstebeği". Güvenin ne kadar kırılgan olduğunu tüm dünyaya gösterdi.

Cicero (İlyas Bazna): Ankara'da, İngiliz Büyükelçisi'nin kulağına en gizli sırları fısıldayan uşak. Almanlara sattığı belgelerle II. Dünya Savaşı'nın en ilginç casusluk hikayelerinden birini yazdı.

Bizde İstihbarat ve Casusluk Örnekleri

Hafize Hatun:  “Çaldıran'ın Gizli Kahramanı" olarak da anılır. Bazı tarihçiler tarafından, Şah İsmail'in eşi ve dönemin Dulkadiroğlu Beyi'nin kızı olan Hafize Hatun'un, Osmanlı tarafına gizli bilgiler aktardığı iddia edilir. Bu iddia tartışmalı olsa da, saray içindeki hanım sultanların ve yüksek rütbeli görevlilerin istihbarat ağında oynayabileceği rolü göstermesi açısından önemlidir.

Kırım Savaşı ve Çöl Kızları (Desert Sisters): Kırım Savaşı (1853-1856) sırasında, Osmanlı İmparatorluğu adına çalıştığı iddia edilen, eğitimli ve toplumun farklı kesimlerine sızabilen bir kadın casus ağından bahsedilir. Bu ajanlar, özellikle sosyal etkileşimler yoluyla değerli askeri ve siyasi bilgiler toplamışlardır.

I. Dünya Savaşı: Teşkilat-ı Mahsusa Osmanlı'nın gizli servisi olan Teşkilat-ı Mahsusa, casusluk, propaganda ve gerilla faaliyetleri yürüttü. Kuzey Afrika'dan Orta Asya'ya kadar geniş bir coğrafyada ajanları bulunuyordu. Örneğin, Libya'da İtalyanlara karşı direnişi örgütlemek veya Arap Yarımadası'ndaki İngiliz faaliyetlerini izlemek gibi görevler üstlendiler.

Kurtuluş Savaşı ve İstihbarat: Kuva-yi Milliye Ruhu Milli Mücadele döneminde düzenli bir istihbarat teşkilatı olmasa da, Kuva-yi Milliye grupları ve vatanseverler, İstanbul'un ve işgalci güçlerin Anadolu'daki hareketlerini yakından takip etti. Özellikle İstanbul'dan Anadolu'ya silah ve insan kaçırılması, büyük ölçüde bu gayriresmi istihbarat ağlarının başarısıydı.

Dünyayı Değiştiren İstihbarat Anları

Bazen bir bilgi, bir milyon askerden daha güçlü olabilir:

Enigma'nın Kırılması: İngiliz matematik dehaları, Almanların "kırılamaz" denilen şifre makinesini kırarak milyonların hayatını kurtardı ve savaşın seyrini değiştirdi. Bu, beyin gücünün silah gücüne üstün geldiği anlardandı.

Küba Füze Krizi: Dünyayı nükleer savaşın eşiğine getiren o 13 günde, casus uçakların çektiği fotoğraflar ve ajanlardan gelen bilgiler, masa başındaki pazarlıkları şekillendirdi. Soğuk Savaş'ın en sıcak anında, istihbarat soğukkanlılığın temel taşı oldu.

Snowden ve Wikileaks: Çok yakın zamanda yaşanan Snowden ve Wikileaks ise artık başka bir boyuta taşıdı konuyu. 21. yüzyılda casusluk artık trench coat'lar ve mikrofilmlerle değil, fiber kablolar ve sunucularla yapılıyor. Edward Snowden'ın ifşaları, devletlerin vatandaşlarını gözetleme kapasitesini ortaya koyarak, "dijital çağda mahremiyet ve güvenlik" tartışmasını başlattı.

Günümüz Çatışmaları ve Casusluk Gerçeği

Bugün Ortadoğu'da yaşanan trajik savaş ve insanlık dramı, istihbarat savaşlarının da ne denli yoğun ve belirleyici olduğunu düşündürüyor. Hamas ve Hizbullah gibi örgütlerin içinde İsrail istihbaratının ne düzeyde ajanı veya informantı olduğu sorusu, uzmanlar tarafından sıkça tartışılan bir konudur.  Yoksa bu kadar nokta atışı katliamı nasıl yapabilirler. Tarihsel örnekler gösteriyor ki, bu tür yapılanmaların içine sızmak, istihbarat servislerinin en öncelikli ve kadim hedefleri arasında yer alır. Ancak bu konudaki somut iddialar ve rakamlar, doğası gereği, kamuoyundan ziyade istihbarat dünyasının karanlık raflarında saklı kalmaya devam edecek gibi görünüyor.

Casusluk hikayeleri, sadece gerilim ve aksiyonla dolu değildir. Aynı zamanda insan doğasının, açgözlülüğün, ideolojinin, vatanseverliğin ve ihanetin de bir yansımasıdır. Güncel bir iddia üzerinden baktığımızda, bu olgunun sadece uluslararası ilişkilerin değil, iç siyasetin de bir parçası haline gelebileceğini görüyoruz. Eriha'daki surlardan, modern siyasetin koridorlarına ve Ortadoğu'nun savaş alanlarına uzanan bu yolculuk bize gösteriyor ki, bilgi her daim en değerli metadır. Ve bu meta için oynanan sessiz savaş, insanlık var oldukça, şekil değiştirerek de olsa devam edecek.

YAZARLAR