Kalbi incitmek ne demek, bilir misin? Hani derler ya, “Bizim selam verdiğimiz yürek emanettir.”
İşte öyle…
Bizim töremizde gönül kırmak günahların en sessizidir.
Kimse görmez ama Allah duyar; kimse bilmez ama kalbin sahibinin içi titrer.
Bazen biri çıkar karşına, “Kalbimi kırdın” der. Oysa insan kendi nefesini bile bilmezken, bir başkasının yüreğine nasıl kastetsin bilerek?
Can dediğin sırdır; gaybı yalnız Rabbim bilir. Biz bilmeyiz içimizin karanlığını da aydınlığını da…
Bazen bir söz dökülür dilimizden, biz oyun sanırız ama karşıdaki yangın olur; bazen de içimizden geçen bin dua kim bilir hangi yaraya merhem olur.
Bizim oralarda büyükler şöyle derdi:
“Gönül, cam misalidir; çatladı mı tutarsın ama izi kalır.”
O yüzden ben kimsenin gönlüne ağır gelmek istemem. Selamını aldığım herkese hürmetim var. Çünkü bilirim ki her insan, Rabbimin emanet ettiği bir nefes taşıyor göğsünde. Emanete dokunmak kolay da, emaneti incitmek haramdır gönül ehline.
Can dediğin, bir nefeslik mesafede durur dünyadan. Ne çok sana aittir, ne de tamamen senindir. Bir bakmışsın gülüşün güneş gibi doğmuş birine; bir bakmışsın bilmeden gölgesi düşmüş.
İnsan işte…
Kimi zaman deva olur, kimi zaman yara. Ama niyet temizse, Allah yoluna düşen her adımı bilir.
Bugün biri bana “Kalbimi incittin” dese, önce susarım. Çünkü bilirim ki gönül sözle değil, hâlle onarılır.
Sonra da derim ki:
“Can gaybı Rabbim bilir; ben incitmek için değil, yoldaş olmak için geldim.”
Bazen bir omuz, bazen bir tebessüm, bazen de bir suskunluk… Hepsi gönle yapılan birer ziyarettir. Ve ben inanırım ki kalpten çıkan her iyi niyet, sahibine bir gün dua olup döner.
İşte böyle…
Bizim töremizde incitmek yok; gönül kırılmaz, emanet sarılır. Gönlü saran, canı da sarar. Çünkü can, candan anlayana emanet edilir.
Şakir DENİZ
