Mehmet Ali GÜNAYDIN / KÖKBÖRÜ


Gordion Düğümü

Gordion Düğümü


İsrail’in Gazze saldırılarını başlattığı günden itibaren dünyanın gözü kulağı Ortadoğu’da. Tabii ki bizlerin de öyle. İsrail’in Gazze’yi işgali, İsrail-İran gerilimi, İsrail’in Lübnan’a saldırıları, Suriye’deki karışıklığın sürmesi, Irak’taki merkezi otoritenin henüz kurulmamış olması Ortadoğu’da ülkemizi de ilgilendiren çok önemli gelişmelerin yaşanabileceği düşüncesine bizleri haliyle sevkediyor. 
Bunlar yaşanırken ülkemiz açısından en önemli konu terör, PKK’nın Irak ve Suriye’deki varlığı. Kendi topraklarımızda terör faaliyetlerinin beli kırılmış olsa da güneyimizden beslenen terör hala bizler açısından ciddi bir tehdit. 

Çözüm açısından önümüzde duran en olası seçenek PKK’nın daha da güneye itilerek Arap havzasına sürülmesi olarak görünüyor. Devlet aklının bunu planladığını ve buna hazırlandığını düşünüyorum. Irak’ta güneye doğru ordumuzun ilerleyişi bunun bir emaresi. Yine benzer şekilde Suriye’de icra edilen Fırat Kalkanı, Zetin Dalı ve Barış Pınarı Harekatları bu düşüncenin ilk ayaklarıydı. Muhakkak ki bunların devamı da gelecektir.

İsrail’in kuzeye doğru ilerlediği bir konjoktürde elbette ki Türkiye’de güneye doğru ilerleyecektir. İsrail’in ve Batı’nın bölgemizdeki taşeron örgütlerini güneye ve İsrail’in kucağına doğru itecektir. Tam da bu noktada Münbiç’e ve Fırat’ın doğusuna bir harekat başlatılması açıkçası beni şaşırtmaz. 1124 yılında Münbiç’te Şehit edilen İslam Orduları Başkomutanı Balakgazi’nin öcünü, şerefli torunları şüphesiz ki bu çağda da almanın planlarını yapıyordur. 

Suriye’den Irak’a uzanan terör koridorunun ortadan kaldırılması milli çıkarlarımız için bir zorunluluktur ve bu ihanet koridoru çok da süre geçmeden Türk Devleti tarafından ortadan kaldırılacaktır. Bu süreci yakın tarihte yaşayacağımız yönündeki öngörümü şimdiden ifade etmek istiyorum.
Bölgemizde Gordion Düğümüne dönen terör sarmalı Türk Devletinin keskin kılıcıyla kesip atılacak ve bölgemiz terörden arındırılacaktır. İnancım bu yöndedir. Bölgemizde ve ülkemizde yaşanan gelişmeler bunu işaret etmektedir.

Binlerce yıllık devlet aklına sahip olmamız, çok değişik coğrafyalarda at koşturma gerçeğimiz, güçlü milli hafızamız, tarihin binlerce badiresini başarıyla geride bırakma başarımız, bizi endişeden arındırmakta ve bu sisli, puslu havada yolumuzu şaşırmadan Kızılelma’ya doğru yürüyüşümüzün süreceğine olan inancımızın korunmasına neden olmaktadır.

Hayatı boyunca milli sembolümüz kurdun peşinden gitmiş bizler bu kutlu yürüyüşümüzü kararlılıkla sürdüreceğiz. DEVLET’e itimat edecek, DEVLET’i takip edecek ve DEVLET’in yanında olacağız. DEVLET aklına olan inancımızı katı bir şekilde korumaya devam edeceğiz. DEVLET’in stratejik hamleleriyle terör belasından nasıl kurtulduğumuzu da çok da uzak olmayan bir tarihte yaşayıp göreceğiz.

YAZARLAR