Şakir DENİZ


Gül ve İslamiyet – Bir kokunun ardında saklı mana!

Her Cuma sabahı, kalplerimizi huzurla yıkayan o sessizlikte, güllerin açtığı bir mana âlemine yürür gibiyiz.


Her Cuma sabahı, kalplerimizi huzurla yıkayan o sessizlikte, güllerin açtığı bir mana âlemine yürür gibiyiz.

Gül… Sadece bir çiçek değil, İslamiyet’te derin anlamların, peygamber sevgisinin, edebin ve zarafetin simgesidir.

Gül, Hz. Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) sembolüdür der büyüklerimiz. Mevlid-i Şerif’te, “gülzâr-ı nübüvvet” olarak geçer onun adı. Çünkü o, güllerin en güzeli, kokusuyla gönülleri mest eden bir rahmet elçisidir. Ne zaman bir gül koklansa, aslında bir dua yükselir göğe: “Salât ve selâm olsun Habîb-i Kibriyâ’ya!”

Tasavvufî gelenekte gül, nefsin terbiye edilip, kalbin temizlenmesinden sonra açan aşk çiçeğidir. Gül dikensiz olmaz; tıpkı sabır olmadan aşkın kemale eremeyeceği gibi. Diken sabırdır, gül vuslat... Ve her kul, Cuma günleri o vuslata biraz daha yaklaşmak için gönlünü arındırır.

Eskiler, mezarlıklara gül dikermiş. Çünkü gül hem geçiciliği hem de dirilişi simgeler. Bir sabah vakti açar, akşamına solsa da kokusu kalplerde yankılanır. Tıpkı bir müminin dünyadaki hali gibi… Fani ama derin izler bırakan…

Cuma günleri, gül suyu ile abdest alan nenelerimizi hatırlarız. Evin bir köşesinde mis gibi kokan gül şişeleri dururdu. Çünkü gül kokusu sünnetti. O kokuda edep, o kokuda teslimiyet vardı.

Bugün gül koklayalım dostlar… Gül gibi yaşayalım. Ne kimseyi incitelim ne de incinelim. Çünkü gül gibi olan, dikeniyle bile güzeldir.

Bu mübarek Cuma’da, gönüllerimize rahmetten bir gül düşsün. Dualarımız kabul, kalbimiz gül gibi saf, ömrümüz gül bahçesi gibi huzurla dolsun.

Hayırlı Cumalar.
Şakir DENİZ 
Akdağmadeni

YAZARLAR