Muhittin GÜMÜŞ / TANRI DAĞLARI'NDAN


Güzel ve mutluluk

Öyle haller vardır ki sizin mutluluk sebebiniz başkasının üzüntüsünü akla getirmek için hak ettiğiniz galibiyet mağlubu rencide eder


Şairler, ozanlar, âşıklar "güzel"den söz ederken yürekleri erir gider.

Yazarlar göz ve  gönülden gelen hissiyatla, filozoflar ise aklın tespit ettikleriyle güzelden söz ederler.

“İnsanın her şeyi güzel olmalı; yüzü, giyim kuşamı, kalbi, fikri de...” (Anton Çehov)

“Faydasız hayat sürdürmek; vakitsiz ölümdür.”  (Geöthe)

“İnsanlar hayatı devlet (mutluluk) bilsin; akıl edinsin, mal edinsin ama mutlaka helâl/düzgün yaşasın.” (Abay Kunanbay)

“Anlamsız bir hayat, fena bir hayat sürdürmek değildir ama aslında usul yavaş ölmektir.”  (Demokrit))

"İnsan ömrü kısadır elbet, buna bin yazık!
Güller var ki, ömrü biter hatta güz gelmeden,
Lâkin onun kısa ömrü ne kadar da güzel bakıver!
İnsan ömrü ise ondan  bin kat güzelcedir." S. Şçipayev

"Bu âlemde er kadrini er bilir Çünkü altın gümüşün kadrini sarraf bilir." A. Firdevsî

Felsefi sözlüklerde güzellik “bir canlının, somut bir nesnenin veya soyut bir kavramın algısal bir haz duyumsatan; hoşnutluk veren bir hususiyet” olarak tanımlanmıştır. Gördüğümüz bir yüz, evimize astığımız bir tablo, işittiğimiz bir ritim veya bir insan ahlakını beğenmekle kalmaz estetik durumlara bir değer yargısı yükleriz.

Platon; güzel ve iyi kavramını özdeşleştirmiş, güzel olanı iyi ve doğru kabul etmiştir. İlerleyen yıllarda ise sahici güzelliğin, gördüğümüz nesnelerin oluşturduğu evrendeki güzellikler olmayıp idealar evlerindeki “güzellik ideası” olduğunu düşünmüştür. Tabiatın güzelliği, güzel ideasından pay aldığı ölçüde bize güzel görünür. O halde, tabiatın güzelliği sahici güzellik değil onun yansımasıdır.

Platon’un öğrencisi Aristoteles’e göre ise güzellik kavramı bir harmonidir. Her bir parça birbirini tamamlıyor ve bir bütün oluşturuyorsa güzeldir.

Güzelliğin mutluluk getirdiği anlatılır ama başa bela hâller de yaratır mı diye endişe edenleri de unutmamak gerekir. "Güzelliğin on para etmez bu bendeki aşk olmasa..." derken Âşık Veysel muhatabını mutlu etmek mi istedi? Yoksa hakikati söylemek midir mutluluk? Hakikatin kendisi midir acaba?

Aristoteles’e göre mutluluk:
“Gerçek mutluluk mal ve mülke sahip olmakla değil,akıl ve erdeme sahip olmak ile mümkündür.”
Aristoteles, mutluluğu “eudaimonia” olarak tanımlar. Ona göre mutluluk hayatın nihai amacıdır ve bir hayat tarzıdır. Ona göre mutluluk geçici bir haz değildir. Anlık mutluluklardan çok uzun süreli mutluluklara odaklanır. İyiye ne kadar yakın olursak mutluluğa da o kadar yakın olacağımızı söyler. Hayattaki bütün eylemlerimizi aslında bizi mutlu edeceğini düşündüğümüz için yaptığımızı savunur. Her şeyi mutlu olmak adına yaparız. Mutluluk akıl ve erdemle ilişkilidir. Akıl ve erdemle güçlü bir bağ kurmamız gerektiğini savunur. İyi olma ve mutluluk erdeme uygun hareketlerle mümkün olmaktadır. Kişi eylemleriyle kendisini gerçekleştirir ve eylemler bir tercih meselesidir.

Bugünün insanı kendi heva ve hevesleriyle mutlu olmanın peşinde. Nefsin arzularına göre hareket etmek midir mutluluk? Sizin mutluluğunuz başkalarını mutsuz mu ediyor yoksa? 

Öyle haller vardır ki sizin mutluluk sebebiniz başkasının üzüntüsünü akla getirmek için hak ettiğiniz galibiyet mağlubu rencide eder. Savaşı kazanan ve kaybedenler gibi düşünün bakalım. Mutluluk güzeldir. Güzel olan(lar) iyileri, başarılıları ve hak edenleri mutlu eder. Öyle değil mi?

Ülkemin ve milletimin her başarısı ve istikbâlimizin yegâne güzel yiğitleri olan Türk dünyası gençleri mutlu ediyor beni.…

Tanrı Dağları'ndan 
Muhittin Gümüş 
24.06.2025

YAZARLAR