Otobanda çok şey gördük ama böylesini ilk defa görüyoruz.
Hannover`de Türklerin çoğunun tanıdığı Kaportacı "Kayserili Salih Usta..." var.
Müthiş bir kaportacı...
Çok yakın arkadaşım olur.
Mülkiyetinin kendisinin olduğu büyük bir boya kaporta servisi var.
Uzun lafın kısası kaza yapmış bir aracı servisin bu tarafından içeri alıyor öte tarafından sıfır model olarak çıkarıyor.
İşinin ehli mi ehli mahir bir usta.
Arabamın yağını değiştirmek için Salih Ustaya uğradım.
Dedi, eğer müsaitsen şuradaki Bmw`yi kısa bir tur attır, bak bakalım!
Viteslerde bir zorlama var mı?
Araba, tamir safhasında olduğu için içerideki koltukları sökülmüştü.
Şoför koltuğuna idareten bir sandalye koydu ve plastik şeritle sabitleştirdi.
Sonra da yavaş yavaş bir tur at gel dedi.
Aldım arabayı ara yollarda biraz sürdüm!
Dedim birde otobanda yüksek viteste deneyeyim. Salih`in servisi de zaten hemen otobanın yanı başında.
Çıktım otobana...
Sağ şeritte ilerlerken önüme polis arabası düştü. Ve ilk çıkıştan çıktık...
İki kişiydi polisler...
Arabanın kağıtlarını istediler!
Haydaa kağıt falan yok...
Başladılar gülmeye...
Arabanın koltukları yok, şoför koltuğu yerinde tahta bir sandalye...
Uzatmayacağım!
Arabanın kaputunu açıp motor ve şase numaralarını kontrol ederken başladılar kahkaha atmaya...
Şaşırmıştım!
Bir bana bakıyorlar bir arabaya bakıyorlar gülüyorlar.
Bir kaç telsiz anonsu falan derken bir çekici geldi. Arabayı çekiciye yüklediler, beni de polis arabasına bindirip götürdüler...
Salih Usta geldiğinde her şey meydana çıktı.
Meğer Salih Usta, kazalı iki Bmw`yi ortadan kesip bir araba yapmış...
Motor mu, o da başka bir arabaya ait...
Üç parça bir araba... Alman polis şen şakrak... Ben ise şaşkın... Salih Usta mı kıs kıs...
