Sosyolojimizde keskin bir şekilde "öteki, ötekileştirrme" bağajı oluşturmak üzereyiz.
Bu hayra alamet değil.
Benimsediğimiz bu duruş linç ve cinnet kültürüyle de karılınca, tamiri imkansız yarılmalardan kaçamayacağız.
"Boğaz dokuz boğumdur" demiş atalarımız. Ağzımızdan çıkanlar sorumsuzluk eseri olmamalı.
Biz, ihanet halinde olanlarını ayrı tutarsak seksen beş milyonuz. "Öteki" kavramını gündemde tutma lüksümüz de hakkımız da yok.
Siyaseten bizden farklı düşünüp, farklı yerde duranlara gözlerimizden ateş çıkarırcasına bakmanın ne bize ne karşımızdakine getireceği bir fayda yok.
Devletimizi hukuk devleti olarak tanımlamış,kabul etmişiz. Hukuk devletlerinde suç ve hatalar yargı ve de disipline mezun organlar tarafından cezalandırılır. Daha ötesinde ilave tecziye usül ve süreçleri ihdas etme yetkisi yoktur hiç kimsenin ya da kesimin. Meşru organlarda verilen cezaların infaz sürecinin hitamında fert hukuk nezdinde tertemiz kalır. Bunu bileceğiz. Birbirimize hoş görülü ve tahammüllü olacağız.
Yetmiş yılı aşkın ömrün sağladığı umur ve yaşanmışlıkla ifade ediyorum:
BU GİDİŞATTAN ÜRKÜYORUM.
İHLASLI BİR GÖNÜL SEFERBERLİĞİ İHTİYACI ÇOK AÇIK GÖRÜNÜYOR.
AKSİ HALDE SOSYOLOJİK TESANÜDÜMÜZÜ YİTİRMEK ÜZEREYİZ.
31 Ocak 2025
Halil Kaya