Harun KILIÇ / ANKARALI


İçim yanıyor...!

İçim yanıyor...!


Nefesimize nefes, sofralarımıza bereket katan, vahşi hayvanlara barınak olan ormanlarımız yanıyor!

Suyu bollaştıran, yağmurları düzenleyen, erozyonu, toprak kaymalarını önleyen ormanlarımız yanıyor!

Ekonomiye, sanayiye, tarıma, ağaç ve inşaat işlerine, hayvancılığa, arıcılığa katkısı olan ormanlarımız yanıyor!

Dostlar, sırf ormanlarımız değil, ciğerlerimiz ve ormanın asıl sahibi olan; etçil, otçul, uçucu hayvanlar ile börtü-böcekler yanıyor!
Keza hareketi kısıtlı canlar ile toprak altını mesken yapmış kemirgenler yanıyor!

Toprak yanıyor, ki yanan toprağın kendisini bulması yıllar alıyor...

Yasalar çerçevesinde geçim kaynağı orman olan orman köylülerinin ev-barkları, ağılları, hayvanları, alet edevatları yanıyor!

Allah'ım ne acıdır ki, orman söndürme çalışmasına canhıraş katılan canlarımız, yani rahmet ve dualarla andığım orman şehitlerimiz yanıyor!

Kısaca, Artvin Borçka'nın eski Sovyet, şimdiki Gürcistan sınırındaki büyük orman yangını ile gece gökyüzünün kızıllığını gören, ayrıca yanan bir köyümüzün söndürme çabasına arkadaşlarımla birlikte bizzat katılan ve onların "bizi kurtarın" feryatlarını duyan biri olarak yaşadığım acıyı tarif edemem...

Bu bağlamda, burada herkesin tekrarladığı önlemleri sıralamaya gerek yok...
Hele hele yakılmış, yanmış orman arazilerine kondurulmuş villa ya da plazalardan viski eşliğinde ahkam kesen yazarcık-çizercik erbabı(!) ile siyasetçilerin birbirini suçlamak üzere söylediklerinin tekrarının hiçbir manası ve ehemmiyeti yok!

Çözüm mü, bilerek yakanı suçunu kayıt altında itiraf ettirip, orman kanununu uygulamaktan geçiyor!
Kısaca ormanda kaçan kanun kaçağını, bazen bir yar, bazen bir ayı, ya da bir kurt bekler!
Bu manada mesela kaçarken yüksek bir yardan aşağı uçmasına müsaade etmek gibi...
Sözün özü, yakanın ülkeye-millete verdiği zararın cezası 50 senede içerde (besleyip) Günyüzü göstermeseniz dahi telafi etmez.
Bitirirken, 45 sene önce ilk görev yerim ve o zaman belde olan Bursa'nın Harmancık İlçesindeki yangın tıpkı diğerleri gibi içimi acıttı...
Yeni bir yazımızda buluşmak üzere esen kalınız!
Harun KILIÇ
Ankara

YAZARLAR