Niyazi TUNCER / CAN MAMAK


İnadına değil inandığımız için…

İnadına değil inandığımız için…


Şeyh Edebali, Osman Bey’e nasihatında derki, “Sevgi davanın esası olmalıdır, sevmek ise sessizliktedir. Bağırarak sevilmez, görünerek de sevilmez.”

Bu günlerde bizde ise tam tersi yaşanıyor. 

Bilerek veya bilmeyerek en yüksek tonda bağırıp çağırarak seslendiriyoruz.

Birde inadına furyası başladı. 

*İnadına Atatürk. 

*İnadına Türk bayrağı. 

*İnadına Ne Mutlu Türk’üm diyene.

*İnadına cami. 

*İnadına tuttuğu takım. 

*İnadına taraftarı olduğu parti. 

İnadına karşıtlığın ve kutuplaştırmanın getirdiği bu noktada karşı olduğunun karşısındaki…

Bunu kimileri bir proje dahilinde kutuplaşmış insanların bu zaaflarını kullanmak için yürütmeye  koydukları bir oyun olarak görüyorken. 

Bazıları da içinde bulundukları kin ve nefret duygularından dolayı yaptıklarının farkında değiller. 

Bilmiyorlar ki inadına dediklerinde aslında inanmadıklarını itiraf ediyorlar. 

Bazılarının inadına demelerini anlıyorum. 

Bizim kuşak ve bizden büyükler hatırlayacaklardır bu tipler, özellikle korumasız köy okullarına yaptıkları gece baskınları ile okullardaki Atatürk büstlerini kırıp yerine fare suratlı Stalin veya Mao büstleri koyuyorlardı. 

Türk bayrağını indirip yerine Çin veya Sovyet bayrakları asıyorlardı. 

Zaman zaman hızlarını alamayıp birbirlerine girdikleri, birbirlerini kırdıkları da biliniyordu. 

Şimdi nerede bunlar tövbe edip doğru yola geldiler de Atatürk sever, bayrak sever, ne mutlu Türk’üm diyene deyip en büyük Türk milliyetçisi mi oldular! Ya da uçup uzaya mı çekildiler. 

Hani şu Bekaa Vadisinde yetiştirilip Türkiye'ye gönderilenler vardı. Ülkeyi karıştırsınlar  kaos çıkarsınlar diye. 

Oysa bizler milli ve İslami değerlerimizi inandığımız için severiz. 

Türk milletinin vakarına inandığımız için milletimizi severiz. 

Allah’a, Kuran’a, Peygamber’e inandığımız için İslami değerleri severiz. 

Başta Atatürk olmak üzere bütün devlet adamlarını ve Türk büyüklerini milletine, devletine ve değerlerine bağlı olduklarına inandığımız için severiz. 

Biz MHP’yi ülkeyi ve milleti karşılıksız sevdiğine inandığımız için severiz. 

Biz ülkücüleri rahmetli Seyyid Ahmet Arvasi Hocanın “Kendini Allah ve Resulü’nün davasına adamış, sırf Allah rızası için canını, malını ve mevkiini, din ve devleti, mülk ve milleti için fedaya hazır, şanlı, mukaddes, ay yıldızlı bayrağın gölgesinde dövüşen, nefsini düşünmeyen ve ülküsüne fâni olmuş yiğitlerdir. Onlar büyük ve şanlı tarihimizin doğurduğu, Allah ve Resulü’nün hizmetine sunulmuş ve küfrün bütün oyunlarını bozan, cesaretini kıran, yolunu kesen kadrolardır. Bunlar Müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı onurlu ve zorlu, Allah yolunda savaşanları kınayanların kınamasına aldırmayan yiğitlerdir. Bu nesil Allah’ın İslam âlemine ihsanıdır.” Bu tarifinde belirttiği gibi olduğuna inandığımız için severiz. 

Velhasıl biz inadına değil inandığımız için severiz.

YAZARLAR