Ali KUZENCİK / MERAM BAĞLARI


İnandığım doğrular

Üç Hilal...Türk Milletinin devşirme değil MAYASIDIR…Gönüller de bu maya tutmuştur. Bu mayanın bozulması-ekşimesi-bitmesi mümkün değildir. Boşuna uğraşmayın.


İNANDIĞIM DOĞRULAR ASLA DEĞİŞMEDİ…

SADECE İNANDIGIM İNSANLAR 
DEĞİŞTİ!

“Bir zamanlar” Ülkücü Hareketin sevilen ağabeylerine deriz ki;
-Attığınız taş ürküttüğünüz kuşa değdi mi?!
-Bir köşede, küçük bir vakıf odasında otursaydınız, gelen giden gençlere çay ikram edip hatıralarınızı, Dokuz ışığı ve Dündar Taşer’in büyük Türkiye’sini anlatsaydınız ve…
-Herkesin  “abisi” olsaydınız daha şık ve daha doğru, faydalı, itibarlı olmaz mıydı?!
                          
Adana Karşıyaka Lisesine giderken 
daha birinci sınıfta iken okuduğumuz romanlarda ve Adana Ocağı’nda isimlerinizi bir efsane gibi duyup sevdiğimiz ancak daha sonra ki yıllarda daldan dala atlayan ve “bir zamanlar ağabeylerimiz” için deriz ki;

Siz;
-Ridaniye Savaşı sonunda ölümüyle Cihan padişahı Yavuz Sultan Selim’i ağlatan Sinan Paşa değilsiniz ki,

Siz;
-Konya’dan ayrılmasıyla
Hz. Mevlanayı ağlatan Şems değilsiniz ki,

Siz;
-Sadrazam Merzifonluyu defalarca uyaran sonunda idam edilen Uzun İbrahim Paşa değilsiniz ki,

Siz;
-M.Kemal Paşa’ya;”Dün olduğu gibi bugün de emrindeyim paşam” diyen Kazım Karabekir Paşa değilsiniz ki,

Siz;
-Şehit edilmesiyle rahmetli Başbuğumuzu seher vaktine kadar Genel Merkez de yakınen biliriz ki üzüntüye gark eden Gün Sazak değilsiniz ki….

Size hakkımızı helal etmemize gerek yok Ağalar…Çünkü siz artık bizim bağın üzümü değilsiniz ki!

Dolu dolu yaşanmış 50 yılın tecrübesiyle biliriz ki; ÜLKÜCÜNÜN HEYECANI…UNUTMAYA MANİDİR.

Ülkücü hafıza hem yanılmaz hem de unutmaz.!

ÜLKÜCÜ HATIRALARA HÜRMETKÂRIZ…ANCAKKKK;

-Bugün ülkücü olmayanın dün ne olduğunun önemi yok. 
-Yaptıkları faaliyetler kutlu harekete ulu çınar nazlı Üç Hilal’e zarar veriyorsa siz bizden değilsiniz.!

Maalesefff…MHP dışında her partide bizim ülküdaşlarımız dış kapının dış mandalı olur…Bunu durumun gerçekleştiği ANAP ve DYP’de yüzbinler şahit olmuşken!

Biliriz ki;
Gerçek düşmanlarıyla kavgaya KORKANLAR, kadim dostlarını düşman yaparlar ve ne yazık ki onlarla kavga eder duruma gelirler.

Bizim Çukurova halk kültüründe şöyle bir deyiş var;
“Yürü bre adam olmayanlar,
Adam gıymatı bilmeyenler,
Dar günümde olmayanlar,
Var günümde neyleyim sizi.”

Mesnevi’de Hz.Pir der ki;
“Kişi kim olduğunu bilmek isterse, kimleri sevdiğine baksın.”

Çünkü aynı dili konuşanlar değil aynı duyguları paylaşanlar anlaşır.

Biz kimseyi yarı yolda bırakmadık. 
Kişi menfaatinin bittiği noktada, durakta indi.! Bu kişiler mevki ve makamları ne olursa olsun dava adamları değillerdi.

Dava adamı olsalardı her gittikkeri yerlerde ulu çınar Üç Hilal aleyhinde konuşmazlardı.

İNANDIĞIM DOĞRULAR ASLA DEĞİŞMEDİ… SADECE İNANDIGIM İNSANLAR DEĞİŞTİ.

“Özüme özdeş” kadim can dost ünlü eğitimci İbrahim Hocamdan yıllar önce dinlediğim ders alınacak güzel bir hikaye var;

“Günün birinde bir adam çölde devesiyle giderken, kızgın kumların üzerinde susuzluktan ölmek üzere olan bir bedeviye rastlamış.

-Hemen durmuş, adamı kucağına almış,
-Su içirmiş, yüzünü gözünü yıkamış, -Torbasını açıp karnını doyurmuş.

Adam biraz kendine geldikten sonrada devesini alıp yola birlikte devam etmişler.

Uzun bir yolculukmuş. Gece mola vermişler. Her ikisi de uyumuş. Sabah olup adam uyandığında bir de ne görsün:

-Ortada ne hayatını kurtardığı bedevi, 
-Ne deve ne de bir damla su varmış.. -Adam gece hepsini çalıp götürmüş.!

Çölün ortasında öylece kalakalan adam açmış ellerini;

Eyyy İnsanoğlu.!! 
-Suyumu-ekmeğimi-devemi-ipekli hint kumaşlarımı çaldın.. HELAL OLSUN.!

-Ama insanlara olan güvenimi daha mühimi merhametimi çaldın ya... 
İŞTE O SANA  HARAM OLSUN.!”

Anlattığımız bu hikaye üzerine bizde deriz ki;
        
Ülkücü Hareket mensubu olmanızdan  dolayı MASA-KASA-NİSA sahipleri oldunuz ya…HEPSİ SİZE HELAL OLSUN.!

Ancaakkk.! 
Rahmetli Başbuğumuza, Devlet Bey’e ve davaya ihanet edip ABD-NATO-FETÖ-CHP’nin peşine takılıp insanlara olan güvenimizi sarstınız ya İŞTE O SİZLERE HARAM OLSUN.!

Kenardan cenaze namazını seyredenler, kendileri gibi yaşayanların mahallelerine 
göç ettiler..

Oraya verebilecekleri hiç bir değere sahip değiller..

Taşındıkları mahallenin rengini aldılar ama oraya “kişilik zayıflıkları” sebebiyle hiç bir renk katamadılar!

Bizimde onlarla ilgili gönlümüzdeki bütün HAFIZA İZLERİNİ SİLİP üzülmek yerine “temizlendiğimiz” için SEVİNMEMİZ İCAP EDER.

Çünkü bugün ülkücü olmayanın dün ne olduğunun önemi yok.

Yaptıkları  zehirli faaliyetler kutlu harekete veriyorsa siz artık bizim bağın üzümü değilsiniz.!

Artık bazılarına aldırmıyorum. Çünkü “Kara mizah” gibiler. Aramızdaki soğuk duvarın tuğlalarını kendi elleriyle getirdiler.

Gençlerin “aynada” göremediklerini “kerpiç” duvarda gören Çukurova’nın güngörmüş aksakallı alim büyüklerimiz daha lise yıllarında Sinanpaşa’daki Türkistanlılar Derneğinde bize derlerdi ki;

“-Ucuz insanların üstüne kurulan hayaller, kişiye, kuruma ve devlete pahalıya patlar!”

Çünkü ucuz insanların dünyası başka. Değer yargısı olmayanlara değer yüklemenin suçlusu bizleriz.

Para ve makam için tüm değerlerini satacak insanların “dava, ideoloji, insanlık, erdem, ahlak” gibi kavramlar üzerinden nutuk atmaları yüzsüzlüktür ve tiksinti vericidir.!

Meğer utanmak ne büyük şeref. Ondan mahrum olmaksa ne iğrenç bir zilletmiş.!

Bunlar gittikleri yeri ocagı söndürürler. Çok şükür bu nankörlerden kurtulduk.

Dualı ve şühedalı bir kutlu hareket olan gençlik sevdamız Üç Hilal’e ihanet edenlerin sonu ne acı ve ne rezilcedir.!

Allah bize bunları tek tek seyr-i  alem yapacak.! Bizde ibretle izleyeceğiz sonlarını.

Durumunu çıkarına göre ayarlayan bazı siyasi bukalemunlar var ki; 
-Çiğ kişilikli, hazımsız, kompleksli olurlar. 
-Çevrelerindeki kalabalıklar arttıkça egoları daha çok şişer ve giderek kendilerini “seçilmiş kişi” zannetmeye başlarlar.

Şühedalı ve dualı kutlu davamızın ambarındaki torbalardan don dikenlerin cemaziyülevvellerini bilmekteyiz.

Ecdat…”Dikenin ucuna çıkta, edebin dışına çıkma evladım” derler.

Büyük Türk dostu İKBÂL der ki;
“Aynı gökte uçarlar amma;
-Kuzgunun dünyası başka, 
-Şahinin dünyası başka.”

Çünkü:
-Biri LEŞ yer, 
-Diğeri TAZE ET.

Hz. Mevlana’da der ki;
“Bize iğrenç görünen LEŞ köpeğe ŞEKERPARE’dir.”

Bunlardan dava adamı olmaz.
Çünkü dava adamı;
“SOFRAYA YÜRÜR GİBİ SEHPAYA YÜRÜR”

Her zaman dediğimiz gibi;
Ucuz insanların üzerine kurulan hayaller kişiye-kuruma-teşkilata ve devlete pahalıya patlar.!

“Ülkücü kavramıyla” esasen hiç alakası olmayan ruhsuz biyolojik varlık olmaktan öteye anlam taşımadıkları hepimizce mâlumdur.

Biz Ülkücülerin 50 yıldır sırtında ve göğsünde hiç ummadığımız ellerden bıçak ve hançer darbeleri eksik olmuyor maalesefff!

Bu yüzden gözümden, gönlümden düşen düşene…Rahmetli Osman Bölükbaşı'nın  dediği gibi "dostları göğsüme göme, göme sinem; KARACAAHMET MEZARLIĞINA DÖNMÜŞTÜR!

Devlet Beyin dediği gibi:
“Biz…kendine eski ülkücü veya MHP’li diyerek, gittikleri yerin bir türlü yenisi olmayıp, İTİBARINI BİLE bu kutlu hareketin eskisi ve müsveddesi olmakla övünenlerin tuzaklarına düşmeyiz.”

Kimlerin kuru yaprak misali nerelere savruldukları artık bu saatten sonra bizi ilgilendirmiyor. 50 yıldır biliriz ki “BİZİM GÜLİSTANIN GÜLÜ BAŞKA BAHÇELER DE DİKEN GÖZÜYLE BAKILIR!”

Kendi düşen ağlamaz…
-Bizim obamız ulu çınar Üç Hilalli MHP; 
-Ocağımız ise Bozkurtlu Ülkü Ocakları Allah’a şükür.

Bilmenizi isteriz ki… MHP;Türkiyenin geleceğinde artık tam ve kesin söz sahibi olacaktır İnşallah..Zira kader gayrete aşıktır. Üç Hilal’i güzel günler-yıllar bekliyor Allahın izniyle.

Merhum Seyit Ahmet Arvasi’nin dediği gibi;
“Milliyetçi Hareket, küçük parti hesaplarında değil, bütün parti  ve politikalara yön veren milli ve mukaddes bir aksiyondur..!!” Bugün görülüyor ki  yakın tarih Arvasi Hocayı HAKLI çıkarmıştır.

Biz teşkilat sancağı altında ölsek de görev yerini terk etmemeyi, Kudüs’te 52 yıl Mescid-i Aksa nöbeti tutan Iğdırlı Hasan Onbaşı’lardan öğrendik. Allah’a hamd olsun.

Başbuğumuzun dizi dibinde yetişen Lider Devlet Bahçeli’de der ki;

“Benim yol arkadaşım;
-Haramı helâli bilen,
-Ülküdaşını kollayan,
-Çizgisinde net olan,
-Allahtan korkup kuldan utanan,
-Fitne, fesat işlerle uğraşmayan, 
-Teşkilatın  emrinde olandır..”

Milliyetçi Hareket içindeki ve dışındaki nankör ve müzmin muhalifler modern çağın celali ve yeniçerileridir. Geçmişteki isyanların çağdaş versiyonudur.

Sırtlarına “MHP muhalefeti” yaftası asılan ancak MHP Camiası ile alakası kalmayan rahmetli Başbuğumuz Türkeş dahil bu kesime bir türlü lider beğendiremediğimiz müzmin muhaliflerin “tarihi ve psiko sosyal” incelemesi  yapıldığında görülmektedir ki bu da bir “fitne ve bozgunculuk” hareketidir.

Müzmin muhalifler, modern çağın Celali ve Yeniçerileridir.

Bunlar...Rahmetli Başbuğumuz Alparslan Türkeş’ten, 1969’dan bu yana CKMP ve MHP Genel Merkezine başkaldırmayı alışkanlık haline getirmişlerdir.

Doğru olan şeyleri dahi yanlış görüp göstermek, bunların alışkanlıklarıdır.

Rahmetli Başbuğumuzun iki büyük emaneti Üç Hilalli MHP ile Bozkurtlu Ülkü Ocaklarına saldıranlanların kullandıkları kaba dil ve üslup da Celali ağzıdır.!

MHP Genel Merkezine “Balgat Dükalığı” diyen kafa Osmanlı sarayına yürüyerek kelle isteyen asilerin kafasıyla aynıdır.!

Şurası bilinmeli ki…Ülkücü Hareketin geçmişteki Celali ve yeniçeri isyanlarına benzeyen eylemlerinin unutulduğunu sanıyorlarsa aldanıyorlardır.!

“Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür” ama mazinin ihanetlerini unutmayanlar “çoğunlukta.” Bilinsin isterim…

Şurası muhakkaktır ki Celali ve Yeniçeri İsyanlarının içinde “bugüne ışık tutacak” ibret levhaları mevcuttur.

İnsanlar gelir-geçer. Ancak kurumlar hele, hele kuruluş amacı "Türk Cihan hakimiyeti mefkuresi" olan ve Türk Devlet geleneğine bağlı kalan köklü teşkilatlar ilelebed KALICIDIR.

Turan Coğrafyasının yegane ümidi olan Üç Hilalli MHP bizim için sadece siyasi bir parti değildir. Onun çokkk ötesinde bir anlamı ve vazgeçilmezlik ruhu vardır.

Çünkü bu KUTLU HAREKET Türk Milletinin sigortası ve erken uyarı sistemidir. Yarım asırdır hep HAKLI çıkan KUTLU harekettir.

MHP, siyasette kutup yıldızıdır.
MHP; milletimizin kader çizgisinde bir istikbal kervanı, istiklal bayrağıdır.

Sırtlandığımız kutsal yükü “Kızılelma”ya götürmemize, taşıdığımız bayrağı zirveye çıkarmamıza hiç kimse, hiçbir beşer mani olamayacaktır.

Bayrağı lekelemeyecek, lekeletmeyeceğiz.

Nefislerini zirveye taşımaya mütemayil fitne erbabının, davamızın ismetini kirletmesine izin vermeyeceğiz.

Bestekârı Cevdet Çağla’nın olduğu Türk Sanat Müziğinde çok sevdiğim HÜZZAM Makamında güzel bir şarkı var;

“Şu göğsüm yırtılıp baksan, dikenler aynı güldendir,

Şikâyet bilmeyen kalbim kanar hep aynı eldendir.”

Ulu Çınar Üç Hilal;
Türk Milletinin devşirme değil mayasıdır. GÖNÜLLER DE BU MAYA TUTMUŞTUR.

Mayası sağlam, manası engin, maksadı göz kamaştırıcı olan ihlaslı yükselişler ezeli bir sevda ebedi sevenle buluşur.

Üç Hilal...Türk Milletinin devşirme değil MAYASIDIR…Gönüller de bu maya tutmuştur.

Bu mayanın bozulması-ekşimesi-bitmesi mümkün değildir. Boşuna uğraşmayın.

Çünkü Üç Hilal anamın her sene Adana/Yavuzlar’da bahçelikli ev duvarının dibine ektiği bir yıllık-kısa ömürlü SARMAŞIK değil ULUÇINARrk Milleti, kendi selametini, kendi beka kaygısının teminatını MHP’de görüyor, MHP’yi en önemli siyasi güvencesi olarak görmeye devam ediyor.

İnanıyorum ki bu cennet vatanı sözde değil özde seven akl-ı selim bütün milliyetçi insanların 2028’de Üç Hilal’in etrafında toplanıp, kenetlenip bu kutlu hareketi iktidara taşıyacaktır.

Her daim deriz ki…VEFA;
Yangın varken seçtiğindir. Söndükten sonra seçsen ne yazar, vazgeçsen ne yazar.

SADAKAT ise…Sevginin,  muhabbetin mayasıdır. Fikri mayası bozuk olanın sevgisi şaibelidir, çökmüştür. Allah sadık ve sıddık kullardan olmayı nasip etsin. Ülkücü gönüllerden düşürmesin…
-AMİNNN…

10-Ağustos-2024
Ali KUZENCİK

YAZARLAR