Ertuğrul SUBAŞI / AHVAL


İP YENİ KOPMADI

İP YENİ KOPMADI


Biri “A” dan, diğeri “B” den. Ama muhabbet hep senden. Mazot şundan, araç ondan ama plaka senden. Kağıt başka, kalem başka ama yazılan sen. Fikir şundan, zikir ondan, ama itibar senden. Kan senden, nam senden, ama yürüdüğü yol onlardan. Miras senden, hazine senden, işlemeli mücevher senden, ama ip onlardan. Ya hu düzen senin, sistem senin, fikri mülkiyet senin ama kullanım onlardan. Aşk senin, sevda senin, kavga senin, dava senin, ama kâr onların. 
Konu açıldı mı hırlarlar üstümüze, bölücünün hiç gitmezler üstüne, bina yapılır mı ulan viran üstüne! Dün toprak attılar üstüne, bugün tekrar dirilttiler üstlerine! Bunların üssü de, üstü hep onlardan ama köşeye sıkışınca senden.. 

Ülkücülük sadece Milliyetçi Hareket Partisi ve Ülkü Ocaklarında icra edilir. Ülkücülük yalnız MHP’de olur diyen Başbuğ’a rahmet olsun. İşlerine gelince dillerinden düşürmedikleri Başbuğum Alparslan Türkeş, Ülkücülük yalnız MHP’de olur derken bunu idrak etmek istemiyorlar. Ülkücü tanımlamasına dahil olabilmek için, Lider Teşkilat Doktrin yasasına tabiilik şarttır.

Milliyetçi Hareket Partisinde ve Ülkü Ocaklarından mevcut olmayan; Ne Ülkücü adaydır ne de başka bir şeydir. 
Dün bela okuduklarına, bugün rahmet okuyorlar. İki rey için “Zılgıt ”çekip, sonrasında “İzmir’in dağlarında çiçek” oluyorlar. İpleri koptu, öyle bir koptu ki gayrı nereye gideceklerini şaşırdılar. Bu koğuşun başka koğuş. Bu kopuş başka kopuş. Değerlerden, maziden, töreden, ahlaktan velhasıl, bizi biz yapan alayından kopuş! 

Pişmiş aşa su katanlar, davaya “Renk kattılar”  eylediler hep cümbüş . Haşa! Hak davaya ne demek cümbüş (!) ama Makyavelci zihniyet için ne beyaz, ne siyah hep cümbüş. Her biri ayrı filozof, her biri ayrı fikir adamı (!) ne ırkları kaldı, ne töreleri.  Ne Alpleri  kaldı, ne de Tomrisleri. Ne Alplık mertliği, ne Tomrisliğin duruşu kalmadı. İp yeni kopmadı, evveli dayanır seksene. Lafa gelince konular gider seksene, ulan sizin ihanetiniz yine dayanır seksene! 
Sıkıştılar mı köşeye, başlarlar inlemeye. Değilmiş Ülkücülük bir partinin tekeline, onlar için Ülkücülük; ses verirmiş siyasetin üstüne, yazılsın methiye Kandil’e, edilsin hakaretler Başbuğ Türkeş’e, Amerikancı olsun, şucu burcu olsun ama meydana çıkınca minnet Türkeş’e. Lanet olsun böyle düzene! Siyasal İslam dan sonra, Siyasal Milliyetçiliği siz getirdiniz bu millete “zilletle” ne adınız belli, ne sanınız belli. Sırtınızdan eksik olmuyor dalkavukluk gömleği, “Ayı” esaretinde olmaz “Bozkurt “kimliği. Size ancak yakışır sırtlan birliği. Değil biriniz gelsin bininiz. Her kelamın hakkını verir nice yiğidimiz. Dahi verir hakkını, yazan bu divanemiz. 

TANRI TÜRK’Ü KORUSUN VE YÜCELTSİN 


Ertuğrul SUBAŞI

YAZARLAR