Abdullah DURKUT / KELAM

Tarih: 13.02.2022 23:49

İskitler...

Facebook Twitter Linked-in

Ankara Altındağ'da bir semtin adıdır "İskitler"

Kazıkiçi Bostanları'nın, soğukkuyu ayakkabıları ile gezen çocuklarıydı onlar.

Kızılcahamamlısı, Kayserilisi, Diyarbakırlısı hep bir arada huzurlu ve mutlu insanların yaşadığı bir semtin adıydı İskitler.

İskitler'de yaşayanlar için hangi coğrafyadan olduğunuzun hiçbir anlamı yoktur. Çünkü asıl mana ve anlam “İskitlerli” olmanın ta kendisidir!

Onlar, Ankara'nın soğuk ayazında bile sıcacık dostluklarını her şeyin üstünde gördüler.

Fitnesiz, fesatsız, samimi ve candan bir dostluk…

Bir mahalleye olan aidiyet duygusu her şeyin üstünde...

Kimse bir diğerine sen “Kürt müsün, Alevi misin” diye sormadı hiçbir zaman. 

Sevgi, saygı ve inanmaktı bütün mesele.

Tüm ayrıştırmalardan uzak gönülden birbirini seven insanlar. 

Bir mahalle kimliği belki de ancak bu kadar sevilebilirdi.

Kimsesizlerin, evsizlerin, yurtsuzların mekanı oldular bir zaman. 

Ama kimseye evsiz, yurtsuz ve mekansız demediler. 

Her zorluğa göğüs geren, fakat sevdiklerine asla zorluk çıkarmayanlardı.

Şefo Dayıda yenilen dondurmanın keyfine varmış, Fettah Usta'nın pidesinin tadına bakmıştı onlar.

Nasreddin Hoca Parkı'nın köşesinde oturmanın gizemini, ancak bir İskitlerli anlayabilirdi.

Sırrı Hocayı görünce esas duruşa geçmek, büyüklerle aynı kahvede oturmamak, İskitler’e has İskitler’e mana katan güzelliklerdi.

Albay'ın "Yılmaz", İzzet'in "Gültekin", Şişeli'nin "Mustafa", Ayıboğan'ın "Murat" olduğunu bilseler de, yiğit namı ile anılırdı elbet.

Yıllarca bir mahalle kültürünü yaşayan ve yaşatan insanlardı onlar.

Ta ki soğuk rüzgarlar esmeye, insanlar savrulup gitmeye, fani olanlar baki aleme göç etmeye başlayana kadar.

Göç vakti gelip sessiz sedasız gidenler, yanlarında o mahalle sevgisini ve ruhunu da alıp götürdüler.

Yerlerini ise bu topraklardan olmayan, ruhsuz et ve kemik yığınlarına bırakarak!


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —