Muhittin GÜMÜŞ / TANRI DAĞLARI'NDAN


İstanbul'un Fethi üzerine...

İstanbul'un Fethi üzerine...


Batı hâlâ İstanbul'un fethini unutamamıştır. Acısı büyük olmuş ve bu acı devam etmektedir.1453'ten itibaren İslâmî ibadete açık olan ve 1930-1934 arasında tamir amacıyla kapatılan Ayasofya 1934 yılında cami olarak kalmalı diyen tek mimar Alman uzman Ungar'dır.

Hristiyanlığın ilk büyük ve Roma İmparatorluğu'nun son başkentinin elimize geçmesini hiçbir zaman hazmedememişlerdir.

Batılılar fethin şokunu atlatmak ve şehrin Türklerin eline geçmesini küçümsemek için fetihten hemen sonra İstanbul'un açık unutulan bir kapı yüzünden düştüğünü uydurup kendilerini teselli etmişlerdir. 

Ayasofya'nın ibadete açılmasına karşı çıkan ve açıldığı için de büyük üzüntülere gark olan ülkemizdeki malum zevâtın hazımsızlığı tarifsiz bir kedere boğdu. "Üzülmeye devam ediniz!" demek güzeldir rakibe ve muarızlara.

150 yıl öncesine kadar medeni (!) Avrupa'da köleler dışında Müslüman yoktu. Neden? Muasır, medeni ve hümanist oldukları içindi (!) desenize... Diyemezsiniz ki... 1453'ten bugüne kadar gayri müslimlerin en rahat yaşadığı ülke Türkiye olmuştur. 
Kılıç hakkını bilmeyen kafalar savaştan kaçanlar veya nesebi gayr-i sahih dönmelerdir.

Bugün “Kiliseye dönüştürülsün mü?” diye bir sandık konsa ortaya "evet" diyen yine aynı kafalar olabilir.

Zulüm 1453'te başladı diyenler ile İstanbul için gönülden emek verenlerin mücadelesi devam edecektir. 

İkide bir orta ve küçük ölçüde depremlerin uyarısına rağmen ders almayıp vaatlerini de unutan eski İstanbul şehremini için yanıp tutuşan kitlenin elbette bir gün "eyvah eyvah" diyeceğini veya nedamet getireceğini sanmıyorum. 

İstanbul'un fethiyle dünyanın en güçlüsü olduğumuzu gösterdiğimiz en büyük zaferimizdir. 

İstanbul, çağ kapatıp yeni bir çağ açan yüksek ve yüce bir medeniyetin tam merkezidir. 

Ayasofya da bizim için zaferin sembolüdür.

1453'te başlayan hakimiyete 86 yıl ara verilmesiyle yüreğimiz yaralıydı. 

2021'de 23 temmuzda açılınca gönüller coştu ve Ayasofya tazelendi…

Tanrı Dağları'ndan 
29.05.2025
Muhittin Gümüş

YAZARLAR