Yüreklerinde ihânet beleyenlerin paylaşımlarını izliyorum, isyânımı bağrıma basarak!
Müslümânı küfürle ithâm ederek defolup gideni kimler hayır ve râhmetle niçin anarlar?!!
Bunlar bilmezlermi ki; "Küfre rızâ küfürdür!"
Düşmâna râhmet okuyanın, yüreğinde bize dostluğu olabilir mi? Elbette derinlerde bir yerlerde küllendirdiği kâvi, onulmaz bir düşmânlığı vardır!
Bilmemek mazeret değil, dâvâ iddiâsı olanların araştırıp, bilme gibi bir mecburiyeti vardır, her halûkârda dününü, gününü, ânını bilmelidir!
Hani hep sorarlar ya;
___ "Silgi olsan neyi silmek istersin?" Diye.
Ben;
___Câhil sadakâti silmek isterim!
Niye derseniz, çünkü ihânet, sinsi zehirli bir Yılan gibi sâdık cahilliği sarıp sarmalayarak, onun arkasından yol bulur gelir ve zehirini sizlere zerkeder!...
Bilerek paylaşanlar, yarın ki ihânetlerine zemin hazırlayanlardır!
Kaç yüzünüz var alçaklar? Kaç maske saklar namussuzluğunuzu?
Bilmeden paylaşanlar da, önüne, ardına bakmadan bu münâfıkların dillendirdikleri algılara teslim olup, o ayarsızlıklara, aymazlıkla uyanlardır!
Ve gâflet te ihâneti doğuran Ana'dır!
İçinde hâinlik taşıyanlar, hâinleri bu dâvâ mensuplarının gözlerine gözlerine sokuyorlar hep bir bâhane ile... Kimini doğum yılında, kimini ölüm yılında. Böylelikle kendi ihânetlerinin zeminini yumuşatıyorlar!
Şiir :
Yolda, yolsuz olanın, kanına tüküreyim,
Hakta dilsiz olanın, canına tüküreyim,
Ârsız münâfıkların, gönüne tüküreyim;
Onlara da gelecek, takmadıkları sıra!
Ülkücü olmayanları, bize pazarlayıp, başımıza belâ edenler, sizleri de Allah'a havale ediyoruz. Allah, en güzel hesâp görücüdür!
Dâvânın dününden haberi olmayanların bu gün Ülkü Devi pozlarıyla, yarın ki ihânetlerine kılıf hazırladıklarını, hâinleri paylaşarak ifâde edişlerini izliyoruz sessizce...
Şiir :
Şu kibirin beni mahvediyor da,
Seni hiç rahatsız etmiyor mu ki?
Sitemime kimse sitem etmesin,
Haklı haksız dökülse de sadırdan!
Lider'in;
"Ben kimsenin Ülkücü'lüğünü vermedim, almakta benim haddime değildir.
Lakin benim yol arkadaşım : Haramı Helali bilen , Büyüğüne saygılı, küçüğünü koruyan, Ülküdaşını kollayan, çizgisinde net olan, Vatan Millet nedir bilen, Allahtan korkup, kuldan utanan, fitne fesat işleriyle uğraşmayan, TEŞKİLATIN EMRİNDE OLANDIR!.."
Demesine rağmen, her türlü dil uzatmaya, küfüre, hakarete, soysuzluk, dengesizlik ve dînsizliğe sessiz kalıp, Şeytân olmaya râzı olanları da, onlarla aynı Safa yazıyoruz!
Sayfalar da ihânet hâlâ kol geziyor!
Her yıl aynı tarzda bas bas bağırıyoruz lâkin, sesimiz mâkes bulmuyor!
Konuşsak bir dert, sussak vebâl var!
Binlerce Şehîd, onbinlerce gâzi ve madûr, dâvâ derdiyle kıvranan üç beş bağrıyanık, diğergâm gönül harici, kimsenin umurunda değil!
Her derdimizi ifâde edemiyoruz.. Su gelip, yar'a dayanıyor!
Katır'ları ürkütmek dert değil de, kırılacak Fincan'lar bizim!..
Hâinlerin sesleri, sâdıklardan çok çıkıyor, yavuz hırsız, ev sâhibini bastırır sözü tezahür ediyor buralarda!
Kargaları bize klavuz etmişler, burunlarımız pislikte!
Şiir :
Kendi yolu bilmez, yol tarif eder
Nasıl gidilecek, senle yâr'e hey!
Kaz görür varlığım, yol tarif eder
Cehlimden geçinir, bakar kâr'a hey!
İlhami Erdoğan
(Ozan İlo)
***
Kimseye karışmayın!
İsteyen, istediğini yapsın;
Dileyen, dilediğini söylesin,
Arzu eden, arzu ettiği gibi yazsın!
Herkes herşeyi biliyor ancak, ne hikmetse bir tek kendini, dengini, hakkını, hukukunu ve haddini bilmiyor maalesef!
Herkesin çektiği kendi dilindendir, çekeceği de...
Dilinle;
Ya abâd olursun, veyâhut berbâd!
Zehretme âhirin, Cemâlse murâd!
İlhami Erdoğan
İlhami Erdoğan Ozanilo
OZAN İLO
