Bir bakışı ve bir bûsesi için tâcını tahtını çiğneyip bütün malını mülkünü kadına feda edecek şahlar, sultanlar, krallar vardı eskiden. Şairler ya da şiirler de öyle diyordu. Öyle krallar kalmadı galiba... Zannediyorum ki veliahtları bile yok...
Biz erkekler "kadın"a yani beşeri aşka dair pek iddialı laflar ederiz. Çoğu kuru sıkıya benzer... Şair sözü elbet yalandır gibi sanatlı anlatımlar da göz ardı edilemez. Nedense Victor Hugo'nun "Kadına" adlı şiiri bana çok abartılı gelir. Kadınların bile hoşuna gitmez sanıyorum.
Tabii ki bütün kâinatın, semanın, arzın, denizlerin, okyanusların, yedi kıtanın en güzel varlığı kadınlardır... Allah başka güzeller de yarattı elbet... Say say bitmez... Ancak kadın bunların zirvesindedir. "Erkek" başlıklı yazısıyla erkeklerin güzelliğini hayvanlardan örnek vererek çok iddialı biçimde anlatan Ahmet Haşim bizim sözümüzü duysa gücenir mi bilemem...
Yalnızca erkeğin kralına, şahına, sultanına, zenginine mi feda edilir kadın? Bu hâlde erkek fedakâr, kadın ise feda edilen olmuyor mu? Kadını feda etmek kimin haddine!
Alışılmış hoşlukları sorgulayınca hiç de tebessümle karşılayacağımız işler çıkmaz karşımıza.
Biraz da farklı bakalım. Yalnızca bin bir naz ve eda ile lütfedilen tebessüme muhatap olmak için midir çekilen bütün eziyet.
Tevazu budalası olmak ya da kaba saba görgüsüz biri olmak değildir maksadımız. Yok mu bunun orta yolu? İfrat ve tefritten uzak olmak diye bir şey var...
Kadın; fıtrat, mizaç ve ruh yapısı itibariyle kendi cinsinin niteliklerini taşıdıkça güzeldir. Erkekle mukayese edilmesi çok saçmadır. Kadın kadınla mukayese edilir, erkek hem cinsiyle...
Kadın; annelerimiz, halalarımız, teyzelerimiz, kız kardeşlerimiz, kızlarımızdır…
Kadın sevgilimiz, eşimiz, hayat yoldaşımız, iyi gün-kara gün dostumuzdur. Belki komşumuz, mesai arkadaşımız, doktorumuz, hemşiremiz, meslektaşımız veya estetik duygulara sahip şefkat, merhamet, nezaket sahibi nezih insanlardır.
Allah insanı, kadın ve erkek olarak yarattı... Üçüncü cins iddiası gibi sapkınlıklara müsamaha insanlığın azgınlığına ve bozulmasına sebep olacaktır.
Kadına tarih boyu gerçek değerini veren Türk milleti ve yüce dinimiz İslam'ın hükümleridir. Doğru ve gerçek manada anlayabilenler bunu fark eder.
Edep, haya, namus... At, avrat, silah…
Bunlar Teksas'ta kıymetsizdir... Türk ve İslâm medeniyetinden nasiplenmiş olanlar için daha nice değerler vardır.
Düşünen, üreten, sorgulayan ve neden, niçin sorularıyla doğruyu bulup doğruya, hakikate inanan kadın ve erkek kıymetlidir.
Hiçbir varlığın fıtratına uygun olmayan rol, iş, görev ve sorumluluk yüklenemez.
Kadını anlama sanatını bilmek meseleyi çözdüm demektir...
Muhittin Gümüş
Tanrı Dağları'ndan
20.12.2024