Muhittin GÜMÜŞ / TANRI DAĞLARI'NDAN


Kapı...

İki kapı arasındaki yolda yürüyüş ezelden ebede, sonsuzluk âleminin kudret yörüngesinde devam ediyor


Küçük dünyamızın önemli eşiği... İki kapılı handır bu dünya. İlk kapı ana rahminden aydınlık/karanlık dünyaya geliş... "Çekilir olsaydı bu dünya, doğarken ağlamazdık..." biçimindeki arabesk yaklaşım ile “Hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünya için, yarın ölecekmiş gibi âhiret için çalışınız...” sözü arasında derin farkı anlatmak ikinci kapıya kadar sürer. Uzun sürme sebebi zor olduğundan değil; birinci sözün lüzumsuzluğundan, ikincinin mutlak gerekliliğinin izahından ve anlama sorunu olanlardan dolayıdır.

 

 

İki kapı arasındaki yolda yürüyüş ezelden ebede, sonsuzluk âleminin kudret yörüngesinde devam ediyor…

Açılan her dost kapısı ile mutlu olurken insanoğlu güvendiği dağlara kar yağan ve yüzüne kapanan kapılardan muzdarip hayal kırıklığı yaşayanlar, muhatapları için "Yahu ne kadar riyakârmış bu insanlar?" diye sorar durur cevabını alamayacağı hâlde.
Riyâkârın kapısı açık değil, kıynaşıktır... İşine geleni alır içeri ve yağdanlık onun yanında kuru kalır…

Gönül kapısı, gönül penceresi yahut gönül gözü açık olanlar için, iki dünya saadeti vardır. 

Penceresi karanlık, kapısı birkaç kilitle sımsıkı kapanmış, eşiğinde dikenler büyümüş nasipsizlerden eylemesin Allah... İkinci kapıdan ötesi bu dünyadan daha aydınlık olsun diye istiyorsanız "gönüller sultanı, baş tâcı "sevgi"yi ihmâl etmeyiniz... En cimri insan sevgisini sunmayan insandır...

İslâm fıtratı ile geldik bu dünyaya ve yetiştik Türk milletinin bir ferdi olarak...
Türk'çe, Türk usûlü, Türk tarzında, Türk'e mahsus üslûpla güzel ve yüksek ahlâk sahibi olmak,  erdemli bir insan sıfatıyla Yüce Allah'a sığınmak, kavuşmak, onun kapısına ulaşabilmek de nasip işidir... 

Ulu Allah'ın kapısı hak yolunda, aziz milletimiz ve insanlığın huzuru, refahı, mutluluğu için akıl ve alın teri dökenlere açıktır...

Tanrı Dağları'ndan 
Muhittin Gümüş
04.10.2024

YAZARLAR