Halil KAYA / SELÇUKELİ


"Kaplama lastik" kavramını yeni nesil pek bilmez!

"Kaplama lastik" kavramını yeni nesil pek bilmez.


Özellikle yük ve toplu taşıma araçlarında teker lastiğinin yüksek maliyetinden kaçmak için,ömrü bitmiş lastikler bu işi sektör haline getirmiş tamirciler tarafından sıyırma işlemi yapıldıktan sonra iz oluşturulmuş bir tabakayla kaplanır; ancak iki bilemedin üç gün sonra yolda bu kaplama atar; yük ve yolcu taşımacılığı riske girerdi.Şehirlerarası yollarda bu atmış lastiklere sık rastlanırdı.

Kısaca lastik cilalanır,ama özü işlevsiz, kalitesiz,mevzuatın men ettiği özellikte bir yuvarlak,siyah şey kalırdı geriye...

Sosyal medya ortamlarını takip ediyorum.Elinin altında bedava bulduğu sanal bir araçla,kişi mütefekkirliğe,muharrirliğe soyunuyor.Kitap okuyan,birikimi olan bir kişi tarafından kolaylıkla tıngır,mıngır bir birikimin ürünü olduğu tespit edilebilen,özü yok ama cilalanarak sunulmuş bir şaheseri(!) makale olarak gözünüzün içine sokuyor.

Okumayan,ama okuyan taklidi yapan bir kesim olduğumuzu kesin vurgularla ifade etmemiz mümkün olduğundan,bu cilalı,modifiye ürünlerin pazarını da camia olarak biz oluşturuyoruz ne yazık ki...Beğeneni çok olan,kalite fakiri ürünler bunlar aslında...

Niye genç ülkücüye durmadan "okuyunuz" tavsiyesinde bulunduğumuzu zannederim anlatabilmişimdir.

Ülkücü yürüyüşün bir kalite organizasyonu olduğunu bir türlü anlayamadık.Yürüyüşümüzü bir kaç marş,slogan ve hamaset vurgularından ibaret zannediyoruz ve karşıtlarımızla giriştiğimiz ilk fikri tartışmada,bir noktadan sonra apışıp kalıyoruz.

Onun içindir ki,beş bine yakın şehitle tahkim çabasında olduğumuz güzergâhımızı,1969'dan beri bir türlü sandıksal iktidara taşıyamadık.

Halbuki,üzerine oturduğumuz fikri miras,eserler vermiş,başka hiç bir kesimde olmayan,ucu bucağı belirsiz zenginlikte bir mirastır.

Sol ve pragmatist sağın besleneceği kaynaklar konjonktürel özellikli ve de sınırlı iken; ülkücü hareket bir kaynak ummanının üzerinde oturuyor.Ötüken Kitabeleriyle başlayan kaynak oluşumu başka hiç bir kesim ve ekole nasip olmadı bu güne kadar...

Ama okumuyoruz.

Onun için ıskarta ürünleri cilalayıp, pazarlayanların müşterisi oluyoruz. Maalesef bu türden pazarlamacıların  da ağzının içine bakıyoruz. Bu kofluğumuzun beyanıdır aslında...

Türk seçmenine bizi niye yıllardır %10'lara mahkum etti diye sitem ediyoruz da,böyle bir hakkımız yok.Türk insanının irfanı derindir.Bizim iddiasında bulunduğumuz yüce davayı gereken yeterlilikte özümseyip, özümsemediğimizin; okuyup, okumadığımızın farkında insanımız.

Titreyip, kendimize dönmeliyiz.

Bu yazı biraz tariz tonu yüksek gibi ve uzun oldu. Kusuruma bakılmasın.

26.Mart.2024
Halil Kaya
KONYA

YAZARLAR