Anadolu topraklarında asırlar boyu ayakta kalnayı başarmış, A-Luvi yani "ışık insanları" kültürünün en temel özelliği dil ve ahlak zenginliği imiş..
Anadolu'da asırlar önce yaşayanlar; dillerini ve ahlâklarını bozmadan önce, büyüklerine “ihtiyar” dermiş..
Peki A-Luvi'lere göre, “İhtiyar” kelimesinin anlamının “seçilmiş” demek olduğunu hiç duydunuz mu?..
***
Daha değişik bir ifade ile, “seçilmiş ve uzunca bir süre hayatta kalmayı hak etmiş insan olmak” anlamını taşırmış, "ihtiyar" kelimesi..
Bu çok özel ve değerli Luvi kültürüne göre; "Güzel âdetlerin ve faydalı bilgilerin yeni nesillere taşınması görevini üstlenirmiş, yaşam yolculuğunda o çağa gelenler.."
***
İşte tam da bu nedenle, Anadolu kültüründeki toplum geleneğimizde, ihtiyarlara büyük bir saygı gösterilir iş çok önceki zamanlarda.. Onların hayır duâlarını almak için insanlar özel çaba harcarlarmış..
Gerçek Anadolu Kültürü'ne göre; herkes ihtiyarlara gerekli saygıyı gösterir, bir sıkıntı ile karşılaştığında onlardan akıl alırlarmış!..
Anadolu'nun o zengin kültürüne göre; ortaya çıkan anlaşmazlık veya sorunlar “ihtiyarların hakemliğinde” çözülürmüş..
Onların tecrübeleri sayesinde toplumda huzur, saygı ve sevgi egemen oluşurmuş!..
***
İhtiyarlarımıza; “yaşlı” demeye başladığımız günden bu yana, onlar hakkındaki algılarımız da büyük bir değişime uğradı..
Öncelikle onları; kendilerinden faydalanılacak tecrübeli insanlar olarak görmekten vazgeçtik.
Hattâ onları geçmişin köhne zihniyetinin taşıyıcıları olarak gördük!..
Asırları aşarak gelen saygı, yerini bir çeşit aymazlığa, daha sonra da antipatiye bıraktı..
***
Oysaki dünyamızda bilge insanlar, "yaş almak" ile ilgili ne güzel düşünceler üretmişler:
Gerçekten iyi olan kaç tane eski şey vardır hayatımızda;
-Bilge ve yaşlı eski insanlar..
-Görüşmek için eski arkadaşlar..
-Okunacak eski kitaplar..
Başka?..
***
Gabriel Garcia Marques'in bir sözünü hatırlayalım:
"Yaşlanmak büyük bir dağa tırmanmak gibidir. Tırmandıkça gücünüz azalır ama bakışlarınız daha özgür, vizyonunuz daha geniş ve dingin olur."
Ernest Hemingway'in söyledikleri ile bu anlamlı konuya nokta koyalım:
"En yaşlı ağaçlar, en tatlı meyveyi verir."
***
Yaş almaktan, yaşlanmaktan korkmayalım..
İhtiyar diye bize seslenenlere hiç kızmayalım, sadece gülümseyelim..
Bir gün gelecek, onlar da ihtiyar olacaklar.. Onlar bizim edindiğimiz bilgeliğe, tecrübeye eriştiğinde onlara söylenecek, "ihtiyar" yakıştırmaları!
Keşke gerçekten "ihtiyar" olabilsek!..
Bugün bana "ihtiyar" diyenlere kızmıyor, darılmıyor, gücenmiyorum..
Çiçeklerle karşılık veriyorum; anlayan anlasın, yeterli!..
