Ülkücü Reis / CEBECİCE


Kıtmir yalnızlığı

Kıtmir yalnızlığı


Akşamdır, vakit küskün ruhların
El verme zamanı, şairlere
Dul kadınların yıkadığı gölgelerin
Düşmesi yakındır perdelere….

Göğe selam verdi mi ..Çoban yıldızı
Ölüm kendini hatırlatır cinlere
Adımı fısıldar kuzeyin ürkek kızı
Korku… yeni bir renk olur gözlerine….

Şahittir cinnetime Ankara Kalesi
Bazen maviye fısıldar, bazen yeşile
Ölümü  uyandırır bir güvercin sesi
Gölgeler suçlusun der, gelir dile….

Ne erkenmiş.. ne de geç sevmek için
Yaşımı biri bana yalan söylemiş
Bildiğimi sandığım bir hiçin
İçine takvimler yıllarımı gizlemiş…

Güllere verdiğimden bu yana huzuru
Mağaramda yaşarken Kıtmir yalnızlığı
Yedi tepeli şehrin  yedi uyuru
Duymasa da ben duyarım her çığlığı…

Üşüyorum… sesimde donuyor ismim..
Sorarsan… yetmişiki buçuk milletten biriyim
Arayan bulur neresindeyim göğün ve  yerin…
Belki veli ….belki de deliyim…

Lakin dört kitap çok oldu ineli sokaklara
Bir divanenin  avuçlarında ki duaları
Modası geçmez bir yakarıştır Allah’a
Alır uzaklara götürür kümülüs bulutları…

Tütün kokusu sinmiş geceye…
Aya gül diksem ne yarar
Bir anlam vermeden hiçbir şeye
Azrail yüzüme yüzüme bakar….

Umut, sönecek yıldızların kanı…
Gece damlarken gökyüzünden
Son ışıkla giderken canı…
Tutar … götürür  elinden..

Nikotin bu akşam son yemeğim…
Gözlerim çukurunda rahatsız edildi
Kendine korkma sev dediğim…
Kader O’na başka… bana başka çizildi.

Anlama… bu masalı git başımdan..
Birazdan şehre gün düşer…
Bir gün daha çıkar aradan…
Son gül ile bu bahar da biter…

***

Türkmen Dağı'nda
Urumçi'de
Kerkük'te...
Gölgeler doğarken
Babalar ölür...
Yetimlik
Peygamberden miras....
Tabutlar taşınır
Karıncayiyen sessizliğinde
Bir tepe ötesine
En ötesine...
Meşe dalından atları
Soluk soluğa
Horoz şekeri tadında
Rüyaları...
Cenneti bekler
Türkün çocukları.…

YAZARLAR