Terörsüz bir Türkiye hedefine doğru atılan her adım, sistematik bir şekilde eleştiri yağmuruna tutuldu.
Yeni bir “çözüm süreci”nin pişirildiği öne sürüldü.
Atılan adımların “yeni anayasa” uğruna kurgulandığı iddia edildi.
Daha da ileri giderek terörsüz Türkiye’nin “Cumhurbaşkanı’nın görev süresini uzatmaya” yönelik bir hamle olduğu bile ileri sürüldü.
***
Terörsüz Türkiye doğrultusunda ne zaman mesafe alınsa derhal konuyu bağlamından koparan manipülasyonlar devreye sokuldu.
Terörün biteceğini duyanlar, her gün yeni bir deli saçmasıyla karşımıza çıktı.
Cumhur İttifakı’nın izlediği yolun doğru olmadığı anlatıldı.
Bu yolun sonunun iddia edildiği gibi huzur içinde terörsüz Türkiye’ye çıkmayacağı savunuldu.
MHP Lideri Devlet Bahçeli ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gelecek nesillere terörsüz bir ülke bırakmak hedefinden başka hiçbir anlam taşımadığı net biçimde ortada olan çağrıları dahi çarpıtıldı.
***
“Terör örgütü elebaşı silah bırakma çağrısı yapmaz” dediler.
Yaptı.
“Terör örgütü elebaşı örgütünü feshetmez” dediler.
Feshetti.
“Terör örgütü elebaşının örgütü feshettiğini açıklayıp silah bırakma çağrısı yapması örgütü bağlamaz” dediler.
Bağladı.
Terör örgütü PKK, örgütsel varlığını feshederek silah bırakacağı açıkladı.
***
Sağlam adımlarla yürünüp Türkiye için tarihi bir fırsatın kapısının aralanmış olması dahi yükselen gürültüleri kesmeye yetmedi.
“Terör bitsin ama…”, “Barış gelsin ama…”, “Türkiye huzura kavuşsun ama…” şeklinde başlayan söylemlerle terörle mücadelenin samimiyeti sorgulandı.
Bugüne kadar terör sorununa tek bir makul öneri sunmamış olanlar, hep birlikte terörsüz Türkiye’ye kulp takmak için sıraya girdi.
Nitekim bu kesimler, TBMM çatısı altında terörün tamamıyla sona erdirilmesi amacıyla kurulacak komisyonda yer almayı bile reddederek samimiyetsizliklerini ortaya koydu.
***
1 Ekim 2024’ten bu yana istismar da, iftira da, fitne de sınır tanınmadı.
Bölücü örgüt gruplar halinde silahlarını teslim ederken bile, olan biteni çarpıtmak isteyenler yine boş durmadı.
PKK’nın silah bırakması Öcalan’a verilen güvencelere bağlandı.
Öcalan’ın PKK’ya “Taleplerimiz Meclis’te yasalaştırılacak. Silahlı mücadeleyle ulaşmak istediğimiz hedeflere Meclis kararıyla meşru yollardan ulaşacağız” mesajını ilettiği, terör örgütünün de bu nedenle silah bıraktığı zırvası tedavüle sokuldu.
***
Şartsız ve pazarlıksız bir biçimde ulaşılacak terörsüz Türkiye hedefinden rahatsız olmak, akıl ve mantıkla açıklanabilir bir durum değildi.
Bugüne dek ne söyledilerse tersi çıkanlar, PKK’nın silahlarını yakarak varlığını sonlandırdığı tarihi eşiği terörün bitmesinden duydukları hazımsızlığı sergilemek için kullandı.
PKK’nın silahlarını yaktığı yerde, umudunu teröre bağlayanların ümitleri kül oldu.
Türkiye ise terörü kaynağında kurutan, bölgesel istikrarı tesis eden ve iç huzuru daim kılan stratejisinin meyvesini almaya başladı.