Av. Dr. Zafer GÜLSEVEN


"Küresel Hesaplaşma"

Küresel hesaplaşmanın tam ortasında Türk devleti vardır. Biz, şehitlerimizin hatırasına, mazlumların duasına ve ecdadımızın emanetine sahip çıkarak kendi yolumuzu kendimiz çizeceğiz


Siyonizmin nihai hedefi, büyük İsrail’i kurmak; bu uğurda bölgedeki devletleri parçalamak ve Türk devletinin varlığını ortadan kaldırmaktır. Çünkü bilirler ki Türk milleti dimdik ayakta kaldıkça, bu topraklarda kirli emellerine asla ulaşamayacaklardır.

Bugün Gazze’de süregelen soykırım, masum çocukların ve kadınların kanı üzerinden kurulan zalim düzenin en acı tezahürüdür. Netenyahu’nun Kudüs üzerine sarf ettiği küstah sözler, bu zihniyetin pervasızlığını bir kez daha ortaya koymaktadır. Oysa Kudüs sadece taş ve toprak değil; ümmetin kalbi, Mescid-i Aksa ise Müslümanların ortak mülkü, ortak mirasıdır. Kudüs’e ait binlerce özel kayıt, 170 bini aşkın tapu ve belge, bu mukaddes beldenin Müslümanların hakkı olduğunu tarih boyunca mühürlemiştir.
Siyonist zihniyetin fırsat bulduğunda Gazze’de yaptığı katliamların aynısını, hatta daha fazlasını Türk milleti üzerinde yapmayacağına dair en ufak bir şüphemiz yoktur. Bu yüzden bugünkü tablo, yalnızca Filistin meselesi değildir; bu mesele Türk milletinin varlık ve beka meselesidir.

Ülkücü gençliğin 12 Eylül öncesinde verdiği mücadele de tarih içerisinde işte bu gerçekliğin bir tezahürüydü. Aynı siyonist oyunlar, aynı kurgular, bizi güçsüz bırakmaya çalışanlar; sonrasında ülkemizin başına bela edilen silahlı örgütler ve terör hep bu oyunun bir parçasıydı. O mücadele ruhu bugün de devam etmektedir. Türk milleti, tarih boyunca her türlü saldırıya imanıyla, azmiyle karşı koymuştur. Terörsüz Türkiye’de, Türkçe konuşmayan muhterem analarımız bile bu topraklarda milletimizin birliği ve vatanın bekası için gerektiğinde en ön safta duracak kadar imanlıdır.

ABD–İsrail iş birliği bölgemizde bir şer odağına dönüşmüş, YPG ve SDG’ye verilen destek bunun en somut göstergesidir. Ancak herkes bilmelidir ki Türk devleti, Suriye’de de gerekli dersi verecek, terör odaklarını bertaraf ederek hem kendi güvenliğini hem de bölgenin huzurunu teminat altına alacaktır. Terörsüz bir Türkiye, kucaklayan bir vatan ve huzurla büyüyen gelecek nesiller için bu mücadele, asla taviz verilmeyecek bir kader meselesidir.

Türk devleti, varoluşunu ve geleceğini korumak için ittifaklarını yeniden gözden geçirmek, yeni dostluklarla gücünü pekiştirmek zorundadır. Artık köhnemiş bağımlılıklar ve dış baskılar bize yol gösteremez. Bu noktada MHP Genel Başkanı, Sayın Dr. Devlet Bahçeli’nin son çıkışındaki vurgular ve özellikle Rusya , Çin ve Türkiye İttifakı açılımı, milletimizin önüne bir yol haritası koymaktadır: Türk devleti kendi kaderini kendi elleriyle yazacak, milli bekamızı tahkim edecek, yeni ittifaklarla yükselişini sürdürecektir.

Bu çağrı, yalnızca bir siyaset değil; bir varoluş mücadelesidir. Türk milleti, hem Kudüs’ün onurunu hem de Mescid-i Aksa’nın mirasını koruyacak iradeye sahiptir. Tarih bize yeni bir medeniyet yürüyüşünü emretmektedir. Biz bu yürüyüşü kararlılıkla sürdüreceğiz.

Küresel hesaplaşmanın tam ortasında Türk devleti vardır. Biz, şehitlerimizin hatırasına, mazlumların duasına ve ecdadımızın emanetine sahip çıkarak kendi yolumuzu kendimiz çizeceğiz. Ve dünyaya bir kez daha göstereceğiz ki: Son sözü Türk milleti söyleyecektir.
                    

18.09.2025
Av.Dr.Müh.H.Zafer Gülseven
MHP MYK Üyesi

YAZARLAR