Ali KUZENCİK / MERAM BAĞLARI


Kurt gibi....

Bedestende dükkan açacaksan yüzün gülecek…Gülmüyorsa gülen bir ortak bulacaksın!


KURT GİBİ YUVANA SAHİP ÇIKMAZSAN, 
İT GİBİ KAPI KAPI DOLAŞIRSIN!

 

 

Kapı kapı dolaşmamak…Her şey 
sana bağlı… Nasıl olacak bu?
-Tarihini bileceksin…
-Dilini, edebiyatını, müziğini…bileceksin.
-İçini TÜRK olarak inşa edeceksin…
-O “mana”yı içine koyacaksın.
-Hani… Lise yıllarımızda Adana Ocağı’nda seminerde Şehit PAMPAL Hocamız derdi ya;
“Yüzde yüz Türk olduğun gün cihan senindir”.
-Yüzde 10’luk inşa edersen her şey yarım yamalak olur.

Bırak başkalarıyla uğraşmayı.
Başkaları başka başka olsun.
Sen kendin olmaya bak.

Gayret edersen;
-Habib’ine layık ümmet olursun.
-Ecdadına layık millet olursun.
HER ŞEY SANA BAĞLI…

Mesele elinle BOZKURT işareti yapmak değil.! Asıl mesele... O işareti yaparken yüreğinde hissettiğin SEVDANIN TADINA VARMAKTIR.

KURT GİBİ yuvana sahip çıkmazsan…İT GİBİ kapı kapı gezersin! Biliriz ki kurt TAZE ET yer, it ise LEŞ yer!

Berber Cevdet’in koltuğunda veya Mestan Hamamı’nın göbek taşında dedikodu yapmıyacaksın!

Bazı at hırsızı tipli medya maymunları tarafından lidere, şühedalı kutlu davaya bağlı has evlatlara, değerlerimize DIRAR Mescidi’nin fitne, münafık cemaatinin bile aklına gelmeyen her türlü iğrenç iftira hakaret edilirken  ağır canlı olmayacaksın! Tepki verecesin!

Olaylar karşısında evinin camını taşlayanlara “kalben buğz” eden imanın en zayıf noktasını tercih etmiyeceksin!

Taşıyorsan bir sıfat, oturuyorsan bir koltukta ölümüne mücadele edeceksin… Çünkü içinde bulunduğunuz kutlu hareketin adı üstünde Milliyetçi Hareket.

İstanbul’daki Zincirlikuyu ile Karacaahmet, 12 Eylül öncesi “komşu kapısı” yaptığımız Ankara’daki Karşıyaka, Adana’daki Asri ile Buruk, Konya’da tarihi Üçler ve Musalla mezarlıkları “BEN GİDERSEM BURASI BATAR.!” diyerek;

Bolkepçe Arapoğlu lokantasının caddeye bakan vitrinindeki PİŞMİŞ KELLELER gibi sırıtmıyacaksın!

Derdini anlatmaya gelen vatandaşa SAKYATAN TANASI GİBİ BÖN-BÖN BAKMAYACAKSIN!

Derdine derman olacaksın!

O MAKAMLARA DERMANINI BİLEN GELSİN.!

Yoksaaa…BİR MOLLA KASIM GELİR HESAP SORAR!

Kibir, gurur abidesi olursa “ferasetine” candan inandığım bu aziz millet sizi “alaşağı” eder ve bir dalışta paçandan tutar bereketli topraklarda yere vurur!

Bedestende dükkan açacaksan yüzün gülecek…Gülmüyorsa gülen bir ortak bulacaksın!

Yıllar önce Ocak ve Partiden verilen isim listesiyle asistan olarak girdiğin fakültede  Doçent-Profesör-Dekan-Rektör olduğunda ZANGOÇ RUHLU VATANSIZ FETÖ’CÜ GENÇLERİ kendine asistan almayacaksın!

KARAYAĞIZ Anadolu çocuğu olan ülkücü gençlere de fırsat eşitliği tanıyacaksın ve….

-Yattığı toprağı bilen, 
-Tuttuğu bayrağı bilen, 
-Döndüğü kıbleyi bilen,
-Ülkenin “erken uyarı” sistemi olan çalışkan ülkücü  gençleri seçeceksin efendi!

Yoksa o makama gelmiyeceksin…

Öyle Diyanet takviminin arkasını okumakla…Ülema, hoca, Şeyhül-İslam Ebu Suud Efendi olunmaz.! Her sene Konya’ya Şeb-i Arus törenlerine gelmekle Mevlana uzmanı olduğunu iddaa etmiyeceksin!

Yoksa…”Dondurucu” iklim şartlarından dolayı pamuğun yetişmediği Sivas’da “Hallaç” dükkanından aldığı bir kilo pamuğu paketleyip Bab-ı Ali’ye gönderen ve takdirname alan Sivas Valisi: YALANCI İZZET PAŞA’ya benzemiş olursunuz!

Rahmetli Karakoç’un dediği gibi;

Onlar "dâvâ" derler, dâvâyı satarlar,
Toprak tükenirse havayı satarlar,
Mecnun hâllerine bakıp aldanmayın,
Menfaat görünce Leyla'yı satarlar!

BU KUTLU HAREKET ARTIK “İÇE DÖNÜK” TARTIŞMALARDAN BIKTI.!

-BİR DURUŞU OLMALI İNSANIN,
-BİR BAKIŞI, BİR ANLAYIŞI, 
-BİR AŞKI, BİR DAVASI OLMALI.

Daha ilk kelamında dava cehaleti ortaya çıkan…Hak hukuk bilmez, tarih okumaz , ilmihalden ve gıybetten habersiz, dava, düstur bilmez at hırsızı zübüklerin “ülkücüyüm” demeleri, olaylar hakkında yorum yapmaları inanın zoruma gidiyor..

Hele birde Suret-i Haktan görünen kitap yüklü okumuş hamallar var ki tam bir lağım çukuru…Bu yüzden deriz ki;

Türk Devlet Geleneğinden ve teşkilat terbiyesinden uzak, tarihin hangi devrinde olursa olsun, köküne yabancılaşan, devlet terbiyesi nedir bilmeyen, kimliğiyle ters düşen aydın zevatın taş üstüne taş koyması, ufkun ötesini görebilmesi, sadece ham bir hayaldir.

Konuşanlara itibar edip, susanlara çemkirmek, akıl tutulması, tarih şuursuzluğu stratejik ve analitik yetenekten yoksun olmaktır.

Utanmadan sıkılmadan hem geçmişlerinin ülkücü olduğunu söylüyorlar hemde ülkücü hareketin ve liderinin aleyhinde konuşmaktadırlar.!

“Fitne çıkarmak adam öldürmekten daha kötüdür”(Bakara: 191)

Ülkücü hatıralara hürmetkarız…Ancakkk.! Fikrini ve iradesini başta fetö gibi mecralara kiralamış ve BAŞINI KUMA SOKMUŞ olanların sözü de kendisi de muteber değildir.

Ülkücü kavramıyla esasen hiç alakası olmayan ruhsuz biyolojik varlık olmaktan öteye anlam taşımadıkları hepimizce mâlumdur.

Meram Bağları’ndan;
SEVGİLER

YAZARLAR