Sayın Genel Başkanımız Dr. Devlet Bahçeli’nin Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili genel seçimleri öncesi söylediği "Zillet, millete galip gelemeyecektir, Türkiye Yüzyılı'nın yakılan meşalesini söndüremeyecektir, Türkiye'nin önünü kesemeyecektir" şeklindeki uyarı niteliğindeki sözlerinin akabinde seçime ne kadar ihanet ve gaflet içinde olan kirli odak varsa güç birliği yapmış birlikte “Zillet ittifakı" ile girmişlerdir.
Yeni Türkiye Yüzyılına güçlü ve emin adımlarla ilerleyen ülkemizin önünü kesebilmek için her türlü ihaneti vatanı satma noktasına kadar getiren başını CHP, HDP ve IYI Parti'nin çektiği Zillet topluluğu Cumhur İttifakı karşısında bir kez daha hezimete uğramış aziz Türk Milletinin iradesinin önünü kesememişlerdir.
Geldiğimiz noktada şimdi de önümüzde 31 Mart yerel seçimleri vardır.
Bu seçimler için iştahı bir kez daha kabaran hainler sürüsünün son umudu olmuştur.
Ancak çıkar, menfaat, makam ve şöhret uğruna kutsal olan ne varsa pazara çıkaran zihniyet genel seçimlerden sonra birbirlerine düşmüş akabindede paramparça olarak dağılmıştır.
Bu gerçek ortada iken iştahlananları elbette feraset sahibi Türk milleti görmektedir.
Şimdi bakıyoruz, acaba hangisi daha azılı hain diye... Ayırt edemiyoruz hepsi bir birinden üstün meziyetlere sahip.
Biri çok iyi algı, reklam yapıp bol bol yalan söylüyor.
Öteki şekil değiştirip yok olmamak için sözde milli hassasiyetle hareket ediyor.
Dün baba oğul olanlar, abla kardeş olanlar birbirine Bizans entrikaları çeviriyor.
Birbirlerini hançerliyor.
Aradan sıyrılan, fırsatı değerlendirip partinin başına geçiyor bir bakıyor ki kontrol başkasının elinde ses edemiyor.
Görünen odur ki, şimdi önümüzde çok büyük bir tehlike mevcut.
İstanbul'un 5 güzel yılını çarçur eden Ekrem İmamoğlu’nun önü kesilemezse ilerleyen süreçte milletimizin başına çok büyük belalar açacak.
Bu çapsız ve beceriksiz kuklanın nereye çalıştığı belli değil. İngilizle ayrı cilveleşiyor, PKK ile ayrı. Fetö terör örgütü var gücü ile yanında, Süleymancılar keza ayrı.
Hıristiyanla haç çıkarıyor, Yahudiyle çan çalıyor; müslümanla oruç açıyor.
Neticede kime ve nereye çalıştığı belli değil. Ama şu bir gerçek ki Türk milletine ve de Türk Devletine çalışmadığı apaçık ortada.
PKK ile anlaştılar..
DEM Parti ile tüm Türkiye'de ittifak halindeler.
CHP’ye gönül vermiş gerçek Atatürkçü, vatanına bayrağına gönülden bağlı seçmeni ve tüm kamuoyunu aldatmak içinde “KENT UZLAŞISI” adı altında şeytanca bir şey uydurdular. Bu akıl son derece tehlikeli ve Türkiye'yi felakete sürükleyecek bir akıldır.
İşte bu yüzden midemizi düşünmeyi bırakıp ortada dönen fırıldakları tahlil etmemiz ve 31 Martta bu hainler sürüsüne gereken cevabı vermeliyiz. Aksi taktirde gaflet uykusunda yatanlar yüzünden Allah esirgesin iç savaş peşine bölünüp parçalanma kaçınılmaz olur.
Sayın Devlet Bahçeli'nin, şu değerlendirmelerine dikkat buyurun:
"Yeni bir rejim bunalımı, yeni bir toplumsal ve siyasal buhranın yeşermemesi için 31 Mart’tan Cumhur İttifakı zaferle çıkmalıdır. Bugün ülkemizde bir yanda Türk milletinin kutlu iradesinden doğmuş, ifade kudretiyle doğrulmuş Cumhur İttifakı varken, diğer yanda feyzini Türkiye düşmanlarından alıp ikbal hesabı yapan Zillet İttifakı bulunmaktadır. Zilletin bir numaralı destekçisi PKK’dır. CHP, HDP, İP, SP, ÖDP aynı çizgide, aynı emel ve hedefin izindedir.
FETÖ ise bunlarla aynı hizadadır. Zillet İttifakı aynı zamanda bir milli güvenlik sorunu haline dönüşmüş, bir beka meselesi hüviyetine bürünmüştür."
Yarın Milliyetçi Ülkücü Hareketin büyük toyu var. Bilge Lider Devlet Bahçeli şüphesiz yapacağı konuşmayla Türkiye Yüzyılının yol haritasını açıklayacak asil milletimiz de Devlet sözünün gereğini yaparak 31 Mart'ta geleceğimizi zehirlemek için oyun içinde oyun kuranların heveslerini kursaklarında bırakacaktır.
