Bazen daldan dala söz etsek de aynı ağacın dallarından ayrılmamaya gayret ederiz. Kök sağlam olmalı ki gövde ve dallar; yaprak ve meyveleriyle vücut bulsun.
İyi insanlar iyi atlara binsinler eyvallah ama gitmesinler bu diyardan... İyi insanların kendisinden ziyade bıraktığı izleri ve eserleri makbuldür. Elinden, belinden ve dilinden zarar gelmeyen; esasen kendinden emin olunan insanlar iyi ve makbul insanlardır. "Ot gelmiş saman gitmiş bu dünyadan" tipindekiler mevzumuza dâhil değildir.
Ezelden ebede bir yol vardır; gündüz gece yolda olmak hayat işaretidir. Hayatta olmak, bir cana sahip olmakla sınırlı mıdır? Pek çok insanın ölümünde hayır vardır ama kimsenin de yaşamak varken kendi ölümünü tercih edeceğini beklemeyiz. Maksat yaşamak ve yaşatmaktır. "Devleti yaşat ki insan yaşasın" sözü boşuna değildir.
Düşünen, üreten ve emek verip alnından ve şakaklarından pirüpak ter döken, bununla yetinmeyip "akıl teri" döken bütün ilim irfan sahipleri, âlimler, eğitim dünyasının bütün fertleri, edipler, şairler, filologlar, teologlar, mimarlar, mühendisler, hekimler, psikologlar, jeologlar, sosyologlar, antropologlar, iktisatçılar, kültür ve sanat dünyasının asil şahsiyetleri, turizm, seyahat, eğlence ve beslenme sektörünün kıymetli üyeleri, esnaf ve sanatkârlar, işçi ve memurlar yaptıkları işlerle makbul insan olmak gayesini güderler. Saydıklarımın dışında kalan ama el emeği, göz nuru ve dahi yüreğini ortaya koyarak kendisi, ailesi, İslâm âlemi, Türk milleti ve ülkesi için gayret eden helâl kazanç elde edip başarıya yürüyen her iyi insan aynı zamanda makbul insandır. Sahiden sizin de maksadınız "makbul insan" olmak değil midir?
Türk milletinin içteki ve dıştaki menfaatlerini korumak için canını ve bütün varlığını feda etmek üzere çalışan kartal bakışlı, aslan yürekli Mehmetçiğimiz ve polisimiz bize gurur veriyor. Vatanımız için canını feda edenlere yani aziz şehitlerimize sonsuz kerem sahibinden rahmet diliyorum.
Son yıllarda savunma sanayiinde şaheserler üreten mühendislerimiz ise baştacımız oldu. Gurur duyuyoruz. Allah onlardan razı olsun. Çünkü onlar çok makbul insanlar...
Ancak aziz Türk milletinin kıymetli evlatlarından ve onların başarısından rahatsız olan ve müstevlileriyle dans eden müstemleke kafalardan çok rahatsızım çok...
Makbul insan olabilmek için
kentli değil şehirli; bedevî değil medeni; ünlü değil sanatkâr; çalgıcı değil, sâzende; türkücü değil hânende, yabani değil ehli, sun'i değil tabii, icabi değil hicabi, takribi değil kat'i, sathi değil deruni olabilmektir bütün mesele...
Zâhirden bâtına; ezelden ebede, maziden âtiye/dünden yarına, parçadan bütüne, emekten liyakate, eğriden doğruya, kalemden kitaba, fâniden bâkiye, zarardan kâra, arzdan semâya, şimâlden cenûba, şarktan garba, karanlıktan aydınlığa, dudaktan kalbe, temelden çatıya, hurâfeden hakikate, rivâyetten nüshaya, masaldan hikâyeye bakabilmektir asıl mesele...
Hangi şekil ve muhtevada olursa olsun insana, meleğe, şeytana, puta, heykele, dağa taşa, kurda kuşa, mala mülke, bütün yaratılmışlara tapmaktan bütün âlemleri yaratan Allah'a sığınırım.
İyi insanlar, iyi müminlerdir. İyi insanlar Allah'a iman ederler ve onun emir ve yasaklarına uyarlar. Kur'an'da belirtilen emir ve yasaklar insan ve insanlık içindir. Hiçbir insan hiç bir vasfıyla kutsanamaz.
Kur'an-ı Kerim mukaddes bir kitaptır. Peygamber Efendimiz Hz Muhammed (S.A.V) mübarek bir insan olup Allah'ın kulu ve elçisidir. Peygamber Efendimiz (S.A.V) için bile ifade edilmeyen taltif sıfatlarını hiç bir fâniye yakıştırmak hiçbir biçimde İslâm'a ve Türk töresine asla uygun değildir. İtikadımıza da uygun değildir ve amelimizde de yeri yoktur.
Dünyada ilim ve irfan ehli olanlar, âlimler, öğretmenler, iyilik ve adalet duygusuna sahip insanlar, anne babalar; aziz, kıymetli, değerli, muhterem ve önemli/mühim insanlardır.
Mübarek, mukaddes, hazret kavramlarını olur olmaz kişilere sıfat olarak kullanmak hiç hoş değil. Türk kültürüne ve İslâm inancına aykırı söz, hitap ve davranışlar bizden uzak olsun.
Şirketleşip manevi sömürge hâline gelen mahfillerle vampirleşen emperyalist güçlerin hiç farkı yoktur. Türkiye Cumhuriyeti devletinde herkesin dinî inançlarına göre yaşamaya ve her türlü dinî bilgiyi almaya, edinmeye, yaymaya imkânı vardır. Süper lüks hayat içinde yaşayan "sözde hazretler, gavslar ve şeyhler"in İslam'a, insana katkısı değil zararı oluyor... Sözde dediğim sözün anlamını unutmadan sözde diyorum... Fiiliyatında, ilminde ehil ve makbul olan âlim, hoca, imam ve mürşidlere sözümüz yok, aksine eyvallahımız vardır.
İnsan yalnızca Allah'a kulluk eder, yalnızca Allah'a ibadet eder. Kimse kimseye şefaat için aracı da olmaz. İnsanı kutsamak, kutsallaştırmak şirktir... Şekli değil, muhtevası dolu insan gerek bize. İnsanın cübbelisi cübbesizi, sarıklısı sarıksızı, sakallısı sakalsızı, eşorfmanlısı eşorfmansızı, çarşambalısı perşembelisi, genci yaşlısı, kadını erkeği, salyalısı sümüklüsü ve dahi İslam'a, insanlara, hakka hukuka, devlete, töreye aykırı davranışta bulunan günahkârları, haram ve fenalıkların öznelerini muteber göremeyiz. Bu dünyada nefsinin zirvesinde olanlar şeytanın gölgesindedir... Geçmişte, bugün ve gelecekte Allah yolunda çalışanlardan Allah razı olsun. Ebediyete intikal eden muhterem, aziz ve kıymetli âlimlere rahmet diliyorum…
İnsanımızı aydınlatan, hak yolunda ışık saçan İmam Mâturûdi'yi, Hoca
Ahmet Yesevi'yi, Mevlânâ'yı, Yunus Emre'yi, Hacı Bektaş Veli'yi bilmek için okumak ve anlamak yeterlidir... Yetmiyorsa sıfırdan başlayınız...
Maksat bilmek ise ve makbul insan olmaksa…
Tarihimizde bize bu toprakları emanet eden asil atalarımıza sonsuz şükran duygusu asla yok edilemez. Aklın, ilmin ve imanın birlikte akıl teri olarak icat ettiği ileri teknolojinin yüksek mühendislerinin başarılarına "uyduruk, cıvata söken şeyhleri" ortak etmeyiniz.
Hakiki Müslüman akıllı insandır. Asil Türk evladı uyanık, çalışkan, mert ve cesurdur. Bizim medeniyetimiz tembel ve süfli insanları adamdan saymaz.
Tanrı Dağları'ndan
Muhittin Gümüş
25.06.2025