Her girdiği işten kovulmuş, ancak sahip olduğu dil cambazlığına inananlar ilk günlerdeki memnuniyetle önceki eleştirilere bir türlü inanmazlar... Her işini muhatabının çok basit zafiyetleri üzerine kurar bu Mankafa Poldi...
Son işini yabancı ülkede bulmuştu... Afrika, Asya fark etmez, Arap ülkeleri olsa daha iyi olur diyordu. Kara Kıta'nın ortasında bir yerdedir artık... Öyle çöllerin ya da balta girmemiş ormanların arasında falan değildir... Eski sömürge olduğu için Fransız tesiriyle kozmopolit bir şehirdir...
Mütevazı bir memleketin başkentindedirler...Poldi yeni gittiği günlerde kaldığı otelden hafta sonları çıkar ama gruba karışmaz... Sebep husususidir: Lehistan'daki babasına telefon etme bahanesiyle sürüden ayrılır... Reis bunu iki hafta sonra fark eder ama bilinçli olarak ses çıkarmaz...
Neden Reis Bey? Lehistan'dan buraya çakallığa gelmiş bu pörtlek Poldi...Bizim ideallerimize ters davranıyor. Siz de "Durun hele, bekle gör!" deyip duruyorsunuz.
- Evet Tunku kabilesi bizim için önemli. Lehistan'dan geldik. Ekip bozuldu hissi uyandırmak iyi olmaz...
- Burası bir araştırma merkezi... Laborant Poldi gelen giden teftiş elemanlarıyla derhal diyalog kuruyor... Hiyerarşi nedir bilmiyor... Birgün misafir geldiği evden damat çıkacak kadar uyanık(!)...
- Haklısın! Ailesi çoluk çocuğu var. Üstelik general Ramço ile de arası iyi... Çekirge sıçramaya devam etsin... Sıçradıkça coşar ama birgün coşku yorgunluğa döner...
- Hadi neyse...
Mankafa Poldi, pot kırmaya devam ederken artık haddi de aşmaya başlamıştır. Reis Bey, yarından itibaren laboratuvar dışında hiç bir işle, hiç bir şahısla işin olmayacak... Oteldeki ve laborant asistanlara davranışların ve rezaletlerin yüzünden seninle artık çalışmamayı düşünüyoruz... Poldi'nin
pörtlek gözleri yerinden fırlayacak gibidir.
"Ama Reis Bey...Şu kargayla, sarı çiyan da benden farklı değiller... Mahvolurum ben! Bana son kez bir fırsat veriniz.
-Mevzu onlar değil sensin Poldi! Karın gelirse rahat durur musun?
-And olsun söz! Reis Bey...
Mankafa Poldi pek sözünde duracak kadar prensip sahibi değildir... Artık Reisi psikolojik baskı altında tutmak için yan tesisin baş laborantının nüfuzuna ve Ramço'nun kanatlarına güvenmektedir.
....
Zaman Poldi'yi terbiye edememiş aksine o azmaya devam etmiştir...
Mankafa Poldi artık kontrol edilemez durumdadırlar. Gizli ticaret, Laboratuvar malzemesini yan tesislere yarı fiyatına gizlice satmak gibi yolsuz işlerin yanı sıra aşırı para hırsı dellendirmektedir onu. Eşinin hesapları da elindedir... Öğrenci gibi günlük harçlık vermeyi lütuf saymaktadır...
Poldi'nin kırdığı yumurta kırkı geçer... Sabrı tükenenlerin sayısı arttıkça sırtını dayadığı kerli ferli adamlarının da çoğaldığını ima etmeye çalışır ama esas dayanağı Ramço Lehistan'a dönmüştür... Tunku Kabilesi Poldi'ye tahammül etmekte sıkıntı çekmekte Ramço'nun hatırına yine yutkunup otururlar. Poldi yeni nüfuzlu adamlar bulur ama bu defa adamları hükümetten değil, esnaf alt tabakasındandır... Önceden 50 metreden arzı endam edip eğilerek selamladığı Reis Bey'i takmamak gibi bir hataya düşer... Devran kısa zamanda döner ve Uluslararası Laboratuvarın Başlaborantı görev değişikliği sonucu Lehistan'a döner. Yerine muvakkaten çalışan Gödyonsen, Poldi'nin gazıyla Reis Bey'in altını oymaya çalışır. Fakat Zelen Gödyonsen de Tunku'nun gençlerinden sudan sebeplerle yahut Poldi'nin rezaletlerinden dolayı iyi bir dayak yemiştir. Moral çöküntüsü içindedir ve kısa zamanda Gödyonsen deport edilmiştir. Yeni büyük Başlaborant gelir vazifeye... Reis Bey'e taleplerini sıralar..."İlk iş Mankafa Poldi'nin haddini ve her türlü etik sınırları aşan pisliklerini biz temizlemek zorunda değiliz. Sepetleyip ilk uçakla Lehistan'a göndereceğim... Son sözüm budur... Olay bitmiştir...Sakın merhamet etmeye kalkmayınız!" der... Karar kesindir ve uygulanır...
Mankafa Poldi'nin "Aslında herşey, Reise itaatsizlik sebebiyle başıma geldi" diye düşünmesi normaldi ama işin sırrı o değildi.
Poldi'nin bütün illegal hâllerini meşrulaştırmak için çalışan Lehistan'daki üst düzey bürokrasi ve Laborantlar Birliği üyeleri Reis Bey'e adamımızı harcadın diye diş bilemektedirler.
Reis Bey sabırlıdır... Karşı ataklar yapmaya dahi tenezzül etmez. Bu gizemli hâli çıldırmakta ve hatta korkutmaktadır onları...
Ancak Allah büyüktür ve adaleti, iyiliği emreder şiarına uygun nefis terbiyesi içinde hareket etmektedir.
Mankafa Poldi'nin artık kendi yeteneği dışında bir yere gelmesi, bir baltaya sap olması imkânsızdır... Gece gündüz aradığı adamları bir türlü iş bulmazlar... Sonunda Reis Bey'e yalvarırcasına "Artık bulaşmayacağım...Söz!.. Yeter ki engel olma... Kenar Mahallede iş buldum. Muhtar referans istiyor, sizden başkasının da referansını kabul etmiyor...Ne dersen kabul etmeye hazırım diyerek ihanet ettiği Reis Bey'e ulaşarak nedamet getirmişti Poldi...
- Reis Bey ise Poldi'nin müstevlilerine de hukuken diz çöktürmüş, kendisine yapılan bütün işlerde parmakları olduğunu itiraf ettirmiştir...
Sonuç...
Poldi işsizdir. Boş zamanlarında Sarı Çiyan'la dertleşirken Beyaz Karga da emekli olmayı düşünür...Poldi'nin yufkayla, şiş kebapla elde ettiği kariyeri son bulmuştur... Her zaman can boğazdan gelmez ki...Öyle olsaydı ölürken eşeğin kuyruğu titremezdi...
Tanrı Dağları'ndan
Muhittin Gümüş
22.11.2024