Halil KAYA / SELÇUKELİ


Masaların önü ardı

Bu gün halk arasında "derin devlet" diye tarif edilmeye çalışılan, bazılarının ise bilgiçlikle "derin devlet falan yoktur" diye ahkam yürüttüğü olgu, o çoğumuz için müphem olan masa arkalarıdır...


Bürokraside yerleşmiş bir kabul vardır: "Masaların ardı, masaların önünden göründüğü gibi değildir." diye…

Büyük resim içinde de Türk devletinin masalarının ardı tahayyül edilemeyecek olgularla doludur diye öğretildi bize hep…

Bu gün halk arasında "derin devlet" diye tarif edilmeye çalışılan, bazılarının ise bilgiçlikle "derin devlet falan yoktur" diye ahkam yürüttüğü olgu, o çoğumuz için müphem olan masa arkalarıdır... 

Özellikle Meşrutiyetle birlikte devlet hayatında var olagelmiş o masa arkalarındaki güç savaşları aslında bir zihniyetler, çığırlar savaşıdır.

Enver Paşa, Atatürk, Alparslan Türkeş ve Devlet Bahçeli kimlikleriyle temsil edilen devlet diplerindeki milli damar ile Prens Sabahattin, Ali Galip, İnönü, Madanoğlu ve benzerlerince temsil edilen bazen Marksist, bazen liberal, ademi merkeziyetçi, kurma kolu dışarıda olan damar arasında kıyasıya bir mücadele yaşanmıştır o masaların ardında…

O ecnebi tandanslı akım son hamlesini 15 Temmuz 2016'da yapmış ve yenilmiştir. 

Şimdilerde yeni bir saldırı için cephe gerisinde güç tahkimatı ile meşgul oldukları düşünülmektedir.

Bu bilgilerden sonra, Sayın Devlet Bahçeli'nin adımları, kararları ve tavırları üzerine sorgulayıcı kitaplar, makaleler yazmak, sosyal medya paylaşımları yapmak cehaletten kaynaklanan bir bozgunculuk, münafıklık yani ademi merkeziyet cephesinde siperlenmek olur.

Sayın Devlet Bahçeli bu gün siyaset arenasında yaşayan yegane devlet adamıdır. 57.Hükümeti oluşturan parti liderlerinin içinde tek devlet adamı da Sayın Devlet Bahçeli idi.

O günlerde yuttuklarının hangisini kızılcık şerbeti olarak ifade ettiğini, nelere yutkunduğunu masanın önündekiler bilemez. 

O günlere ait merhum iki kişinin hatıralarını andıran yazdıkları iki kitaba atıfla, Sayın Devlet Bahçeli üzerine gölge kondurmak, kin ve öfkenin ürettiği etik dışılık olur, millilik iddiasında olanlara da yakışmaz…

Net olarak beyan edelim: Türk devleti de milleti de bu gün varlığını Sayın Devlet Bahçeli'ye borçludur. Bunun dışındaki her değerlendirme nankör bir kimlikten sadır olur ancak.

"O onu dedi, bu bunu dedi; şunu yaptı,bunu yapmadı" tarzı ithamlar, bilmemeden doğan kokana tarzı dedikodu duruşlarıdır ve ucuzluktur…

Bilinsin ki, bu ülkenin Sayın Devlet Bahçeli'nin alıp, vereceği nefese ihtiyacı vardır.

20 Haziran 2024
Halil Kaya

Ahmet Güler
20.06.2024 19:37:18
Sayın Kaya Ağzınıza yüreğinize sağlık..

YAZARLAR