Erol GÜL


Mesele istiklal mi? Yoksa ikbal mi?

Gündemin hızla değiştiği ve değiştirildiği bir zaman dilimi içerisinde sağlıklı siyasal muhakeme ve teşhis; kuvvetli analiz, tarihi birikim, stratejik bilgi ve coğrafi kabiliyet ister.


Kendi dairemiz içerisinde gerdirilen yay, fırlatılmaya hazır ok, yüksek sesler, sıkılmış yumruklar, gergin yüzler  vb..

Mesele istiklal mi? Yoksa ikbal mi?

Gündemin hızla değiştiği ve değiştirildiği bir zaman dilimi içerisinde sağlıklı siyasal muhakeme ve teşhis;  kuvvetli analiz, tarihi birikim, stratejik bilgi ve coğrafi kabiliyet ister. Bu bilgiler dahilinde alınan kararlar, yapılan girişimler, ortaya konulan yol haritaları değerlendirilir ortaya asgari de olsa en doğru tahlil çıkmış olur. 

Bu tahlil neticesinde safımız belli olur, duruşumuz netlik kazanmış olur.

Ama; rüzgara göre ortaya konulan ilkesiz tavırlar, ucuz eleştiriler, kişisel kızgınlıklar, kişisel beklentiler, bilgiden yoksun haykırışlar, her şeyden önemlisi aidiyetin olduğuna inandığın siyasal hareketin samimiyetine olan şüphen, seni doğruyu bulma, tastik etmen anlamında kimliksizleştirecek kadar merkezden uzaklaştırır. 

Türk siyaset hayatında en meşakkatli mücadeleyi vermiş, siyasetin öğreticisi konumunda olmuş, en kritik geçişlerde sorumluluk kültürü tesis etmiş ve kendisine gönül vermiş mensuplarını asla mahçup etmemiş olan Milliyetçi Ülkücü Hareket; her daim Türkiye ve Türk milleti için doğru ve faydasına olan kararların kurucusu ve savunucusu olmuştur.

Rahmetli Başbuğ Alparslan Türkeş’ten lider Devlet Bahçeli’ye kadar olan bu siyaset üretimi her daim bu mantık üzerine inşaa edilmiştir. 

Siyasal tarihimizi bu duruş ışığında ele aldığımız vakit, bugün ortaya konulan ve MİLLİYETÇİ ÜLKÜCÜ HAREKETİ Türk siyasetinde “Özne” yapan siyasal girişimler doğru olan ve Türk milletinin yarınlarını daha da güçlendirecek adımlar olarak değerlendirilmelidir. 

Ülkücü hareketin dinamik, siyasal refleksleri ne alkışlamaların, ne de yuhlamaların tesirinde kalacak kadar ucuz değildir!  

Makam tuttuklarında konfor alanlarında sükunetlerini koruyanlar, makamları sonrası veryansın modunda ahkam kesenler, başka siyasal hareketlerde ikbal arayışında olanlar, bedeni içimizde olup beyni ve düşünceleri dışımızda olanlar bu ucuz yaklaşımlarınız bizim mahallemizde asla karşılık bulmayacaktır. 

Bölgemizde cereyan eden gelişmeleri geçmişin tecrübelerinden yola çıkarak ön alma stratejisi ortaya koyan siyasal irademiz tarihi sorumlulukla hareket etmektedir. 

Bu anlamda merhum Prof. Dr. Erol Güngör, “Milliyetçilik esas itibarıyla tarih hakkında bir yorum ve bu yoruma bağlı olarak ön görülen pratiklerden ibarettir” tarihi hadiselerin millet hayatındaki ve milletleşmedeki önemine vurgu yaparken bugün alınan kararların bu ilkeden bağımsız düşünemezsiniz. 

Oldu birtti yapılan bir girişim asla siyasal ilkemizde karşılık bulamamıştır. Bu anlamda “Terörsüz Türkiye” bölgemizin jeopolitiği esas alınarak, yanı başımızda realize edilmek istenen kirli oyunları göz önünde bulundurarak ve her şeyden önemlisi Türk milletinin ve devletinin öncelikleri esas alınarak ortaya koyulmuş bir girişimdir.

Soyal ve yazılı medyada, TV ekranlarında halen ülkücü kimliğini kullanarak ülkücü hareketi yerle yeksan ifadelerle saldıran, bizden daha çok milliyetçi olduklarını ifade eden, gittikleri siyasal partilerin çıkmazını yaşayanlar, arife tarif yapma cüreti gösterenler.. Bu kişisel hırslarınız, bu kişisel ikbal hastalığınız asla doymak bilmeyecektir. Bizden daha çok milliyetçi olanlar, bizden daha çok ülkücü olanlar; siyasal reaksiyon değil siyasal aksiyon ortaya koyunda en milliyetçi müfredatınızı görelim oradan çalışalım dersimizi.

Milliyetçiliğimiz Rahmetli Başbuğ Alparslan Türkeş’in “Türkiye’nin Meseleleri” kitabında ifadesiyle; Türk milleti bölünmez,kutsal bir bütündür. Hangi partiden olursa olsun veya partisiz bulunsun, her vatandaşın refahını, hürriyetini, şerefini korumayı ve sağlamayı bu milletin bir ferdi olarak namus borcu saymaktayız.

Bu temel ilke milliyetçiliğimizin yol haritasına ışık tutmuştur. 

MHP Lideri Devlet Bahçeli bey’in ifadesiyle “ Vakit Tamamdır. Söz Konusu Vatandır”

“Terörsüz Türkiye” girişimi maskeleri düşürmüş, oyunları bozmuş, popülist ifadeleri kursakta bırakmış, emperyal aktörleri sahiplerine mahçup etmiş, Türkiye’nin hareket alanını genişletmiş, Milliyetçi Ülkücü hareketin gücünü bir kez daha tescillemiştir.

Erol GÜL

YAZARLAR