"La galiba illallah" sözü Yusuf suresinde mündemiçtir diye biliriz.
Bu sözün bir ülkücü tarafından ifade edilmesi için Ülkücü Harekete özgü literatür alanında bulunuyor olmasına gerek var mı?
Ne yani? Milliyetçi Hareketin Lideri Kelime i Şahadet telaffuzunda bulunsa "bu ülkücü literatürde yok, o halde birisi yazmış, okusun diye önüne koymuş" mu diyeceğiz?
Sayın Devlet Bahçeli'nin konuşmalarının bir metin yazarı tarafından hazırlanıp,hazırlanmadığını bilmiyoruz. Velev ki öyle ise de o konuşmalar hazırlayanın gönlünden geçeni MHP'nin desenini oluşturmak için kullandığı söylenebilir mi?
"Galip olan Allah'tır" vurgusundan bir ülkücü niçin rahatsız olsun ki? Ya da bu sözü bir ekolün ya da kişinin alametifarikası yani zımni imzası saysın ki?
Konuyla ilgili yaptığı bir paylaşıma yorum-soru olarak iştirak ederek "mahzuru ne" deyişimizden belli ki rahatsız olan dostumuz, yeni bir paylaşımla kendisiyle mütenasip olmayan bir sertlikle bir anlamda bize cevap vermek istemiş.
Bendeniz ülkücülüğü kaynağından yani Başbuğ Türkeş'ten öğrendim. Öğrendiklerimden dolayı, camia içindeki kişi veya kişilerle mesafem ya da onlarla ilgili bakış açım kesinlikle siyasi mevzimi belirlemez. Mevzim hep MHP'dir. Aksine bir tavrım ülkücü dava adamlığı yönümü sakıt eder.
Eğer, MHP Divanındaki falan, filan kişilere kızgınlığım benim MHP dışındaki muhalif bir partide organik bir mensubiyet oluşturmuş ise, benim bir daha partinin iç meseleleriyle ilgili laf etmemem, kalem oynatmamam en etik duruş olur. Aksine bir tavır alış hele de mütefekkir bilinen birisinde sakil kalır.
Sinan Ateş cinayetini çocuklarıyla dramatize edip,bir yöne sokmaya çalışanların; delilsiz, karinesiz suç yıkmaya çalıştıkları insanların da bir ailesi, çoluk çocuğu olduğunu hatırlamaları gerekir.
30.6.2024
Halil Kaya
