Mehmet Ali GÜNAYDIN / KÖKBÖRÜ


Mühendis Kafası

Mühendis Kafası


Mühendislik insanlık tarihi ile eşdeğer bir tarihe sahiptir. İlk insandan bu yana insanoğlu bilgiyi kullanarak ihtiyaç duyduğu araç gereçleri mühendis kafası ile imal etme iradesi göstermiştir. Tüm icatlar bu kafanın ürünüdür. Tekerleği icat eden de, o tekerleğin üzerine bir at arabası inşa eden de, at arabasının motorlu taşıta evrilmesini sağlayan da bu kafa yapısıdır. 

Haydi zihin dünyamızda eski çağlara bir yolculuk yapalım. Kılıcı, mızrağı, ok ve yayı bulan bir kavmin karşısına cenk meydanında elinizde taş ve sopa ile çıkarsanız o savaşı kazanma şansınız sıfıra yakındır. Veya dev taşlar fırlatan mancınıklara karşı sapanlarla mücadele etmeniz imkansızdır. Siz korumasızken kalkanlarla, çeşitli zırhlarla kendini koruma altına alan erleri etkisiz hale getirmeniz çok daha zordur. 

Savaşta sadece askerler savaşmaz, aslında savaş mühendisler arasında da gerçekleşir. Savaş aynı zamanda bir mühendislik savaşıdır. Bilgiye sahip olan ve bu bilgiyi mühendislik ile buluşturan topluluklar savaş teknolojinde hep bir adım önde olurlar ve bunun bir yansıması olarak da savaş meydanından galip olarak ayrılırlar. 
Sapanla uçak düşüremezsiniz. Mancınıkla füzelere karşı mücadele edemezsiniz. Okla tankı imha edemezsiniz. Kılıçla ateşli bir silahı susturamazsınız. Atla bir zırhlı aracı durduramazsınız. Mühendislik ilminde ileri olan, şavaş teknolojisinde önde giden, savunma sanayisine öncülük eden savaşın seyrini de belirler.

Gazze’de yaşanan üzücü olayların temelinde bunlar yatar. Bir tarafta füzeler, zırhlı araçlar, uçaklar, insansız hava araçları, savaş gemileri ve en ileri teknolojik teçhizatlarla ile donatılmış bir ordu, diğer tarafta ise elinde sadece makineli tüfek ve basit roketler bulunan bir topluluk. Orantısız güçlerin mücadelesi ve sonuç olarak da can sıkıcı, yürek yakıcı bir tablo. 
Askerlerin niteliği, savaşan insan gücünün özelliği elbette ki savaşın akıbetini belirleyen önemli bir unsurdur. Ama bu tek başına belirleyici değildir. Savaşın sonucunu belirleyen belki de en temel unsur sahip olunan savaş aletleridir. Ekipmanla, teçhizatla desteklemediğiniz askerlerin başarılı olması imkansızdır. 

Gelin tam da burada ulu atalarımıza kulak verelim; ‘’alet işler, el övünür.’’ Bu sözden hareketle aleti kullanan usta ellerin varlığı elbetteki önemlidir ama o alet olmazsa o işin yapılması mümkün değildir. Bir işte başarıyı getiren, istenilen sonuca ulaştıran kullanılan alettir. Tüm bunlar ışığında diyebiliriz ki; ülkemizin savunma sanayisinde attığı adımlar çok kıymetlidir ve bu alandaki olumlu ivmenin artarak devam etmesi ülkemizin müreffeh geleceği açısından oldukça mühimdir. 

YAZARLAR