Eğitim denince çoğu zaman aklımıza sadece sınıfta ders anlatan öğretmen ve onu dinleyen öğrenciler gelir.
Oysa gerçek eğitim, anlatılanı dinlemekle sınırlı değildir.
Gerçek eğitim; soru sormak, sorgulamak, araştırmak ve hayat boyu öğrenmektir.
Bugün sizlere, eğitim anlayışını bu temeller üzerine kurmuş bir akademisyenden, Dr. Öğr. Üyesi Orhan Uysal hocamızdan bahsetmek istiyorum.
Onun yaklaşımı bize gösteriyor ki, eğitim durağan bir ezber değil, dinamik bir akıl yürütme yolculuğudur.
Gelenekselden Farklı Bir Yol: Öğrenci Merkezli Öğrenme
Eskiden öğretmen anlatır, öğrenci dinlerdi.
Sınıfın düzeni buydu.
Öğrencinin görevi, söyleneni not almak ve ezberlemekti.
Orhan Uysal hocamız ise bu eski anlayışı bir kenara bırakıyor.
Onun derslerinde öğrenciler sadece dinlemiyor, düşünüyor, tartışıyor, soru soruyor.
Bir konu anlatılırken, öğretmen merkezli klasik sunumlar yerine, öğrencilerin katılımı esas alınıyor.
Problemler birlikte çözümleniyor, örnek olaylar tartışılıyor, gösterimler yapılıyor.
Böylece bilgi, öğrencinin zihnine sadece akmıyor; öğrenci bilgiyi kendi zihninde yoğurarak anlamlı hale getiriyor.
Değişen Dünya, Değişen Eğitim
Bir zamanlar bilgiye ulaşmak zordu.
Şimdi ise bilgi her yerde.
Ama önemli olan bilgiye ulaşmak değil, o bilgiyi doğru analiz etmek, doğru kullanmaktır.
İşte Dr. Orhan Uysal’ın eğitim felsefesi tam da bu noktaya temas ediyor:
Bilgiyi ezberlemek yetmez; bilgiyi sorgulamak, yorumlamak ve geliştirmek gerekir.
Hocamız, eğitim programlarını da bu anlayışla ele alıyor:
* Değişen teknolojilere ve bilgiye uyum sağlayan,
* Öğrenciyi kendi öğrenme yolculuğunun kaptanı yapan,
* Hayat boyu öğrenmeyi teşvik eden bir yaklaşım.
Kısacası; geçmişin müfredatıyla bugünün öğrencisini donatmak yerine, bugünün ihtiyaçlarına uygun bir eğitim yolu çiziyor.
Bilimsel Zihniyet: Soru Sormadan İlerlemek Mümkün mü?
Orhan Uysal hocamız, öğrencilerine sadece bilgi vermekle yetinmiyor.
Asıl amacı, onları düşünen, sorgulayan ve araştıran bireyler haline getirmek.
Derslerinde öğrencilerin kafasında yeni sorular oluşmasına özellikle alan açıyor.
Bazen dersin sonunda bir öğrencinin kafasında onlarca yeni soru kalıyor ve işte tam o anda gerçek öğrenme başlıyor.
Çünkü cevap aramak, insanı okumaya, araştırmaya ve yeni bilgilere ulaşmaya itiyor.
Bu yöntem, sadece sınav kazanan değil; hayatı boyunca doğruyu arayan bireyler yetiştirmenin en güçlü yolu.
Sonuç: Öğrenmeyi Öğrenen Bir Nesil
Eğitim dediğimiz şey, bir kitabı baştan sona ezberletmek değil.
Öğrenmeyi öğretmektir.
Kendi yolunu bulmayı, kendi sorularını sormayı ve kendi cevaplarını aramayı öğretmektir.
Dr. Orhan Uysal hocamız da tam olarak bunu yapıyor.
Sorgulayan, düşünen ve sürekli öğrenen bir nesil için çaba gösteriyor.
Ve biliyoruz ki, böyle bir nesil geleceği sadece izlemeyecek, geleceği şekillendirecek.
Bilimsel Zihniyet ve Teknik Eğitime Adanmış Bir Hayat
Başta inşaat ve yapı alanlarında teknik öğretmenler ve mühendisler yetiştirmek üzere yükseköğretime sunduğu değerli katkılar, genç nesillere kazandırdığı bilimsel düşünme disiplini ve hayat boyu öğrenme vizyonu için Dr. Orhan Uysal hocamıza gönülden teşekkür ediyorum.
Kendisinin sağlık, huzur ve başarı dolu uzun bir ömür sürmesini temenni ediyorum.