İmam Hüseyin Savaş Bey “SÖZDE- Dava Adamlarını bir yazmış pir yazmış vesselam…
Mücadele nedir bilmeyenlerin portresini analiz eden bu yazıyı okumayan kalmasın dedik ve sütunlarımıza aldık.
İşte bu okunası analiz:
Ocakta çay demlememiş, kahvehanelerden adam toplamamış,
kapı kapı gezip dergi satmamış,
konser organize etmemiş,
yürüyüş düzenlememiş,
yurt basmamış,
ev dağıtmamış,
yazıhanecilik oynayanları ezmemiş,
okullarda teşkilat kurmamış,
öğretmenlerin gözüne batmamış,
fikrinden dolayı sınıfta bırakılmamış,
sürgün edilmemiş,
okuldan atılmamış,
bırak kitap yazmayı,
hayatı boyunca on tane kitap okumamış,
bir makale yazmamış,
kıymeti kendinden menkul,
-SÖZDE- Dava Adamları tanıdım…
Eline boya, fırça almamış,
duvarlara sloganlarımızı yazmamış,
afiş yapıştırmamış,
bayrak asmamış,
bir öğrenci evini donatmamış,
bir öğrenciye bir kap yemek vermemiş,
bir öğrenciye otobüs bileti almamış,
bir öğrencinin cebine harçlık koymamış,
bir öğrenciyi evinde ağırlamamış,
bir öğrencinin yarasını sarmamış,
işine, gücüne, maaşına, kazancına bakmış,
her zaman sıfır risk ile yaşamış,
hayatı boyunca kimseye bir tokat atmamış,
bir tokat yememiş,
silah kuşanmamış,
nöbet tutmamış,
polis tarafından kovalanmamış,
nezaret görmemiş,
hapis yatmamış,
yatana selam vermemiş,
kıymeti kendinden menkul,
-SÖZDE- Dava Adamları Tanıdım…
Dönem dönem,
nurculuğa, süleymancılığa,
fetullahçılığa, hizbullahçılığa,
sempatiyle bakabilmiş,
sevgi ve saygı beslemiş,
tarikat, cemaat, dernek, parti bırakmamış,
hepsinin dalına konmuş,
konduğu her daldan nemalanmış,
en çok da iktidar partilerini sevmiş olsa da,
sıkıştığı her yerde
ülkücü kimliğini kullanmış ama
yine de sadece,
Türklüğü ve Türkçülüğü ayıp saymış,
seminere, konferansa, panele,
mitinge konuşmacı olarak katılmamış,
bir gencin yetişmesine katkısı olmamış,
bir gencin işe girmesine vesile olmamış,
bir gencin sınıf geçmesi için çabalamamış,
bir genci giydirip, kuşatmamış,
bir gencin arkasında ağabey gibi durmamış,
kıymeti kendinden menkul,
-SÖZDE- Dava Adamları tanıdım…
Hasbelkader elde ettiği etiket veya
atadan kalma servetten dolayı
herkese tepeden bakmış,
tevazu ile yolu hiç kesişmemiş,
bilgiçlik tasladığı için
hep yanlış insanlarla yola çıkmış,
her seferinde yarı yolda bırakılmış,
cebindeki kuruşunu harcayamazken,
duruşunu bozdurup bozdurup harcamış,
sonra atılmış, itilmiş, yenilmiş ama
hatayı, kusuru hiç kendinde aramamış,
hiç aynaya bakmamış,
tek başarısı başkalarını suçlamak,
iftira atmak ve
kara çalmak olmuş,
düştüğü karamsarlıktan kurtulmak için
pembe yalanlara sarılmış,
başlamış yalanlar söylemeye,
mini mini yalanlar yetersiz kalınca,
önce yerini büyük yalanlara bırakmış,
sonra yalanlarına kendisi de inanmış,
kıymeti kendinden menkul,
-sözde- dava adamları tanıdım…
yolda bulduklarının
ayıplarını, yanlışlarını,
günahlarını savunmakta gösterdikleri başarıyı,
yola birlikte çıktıklarına gösteremeyen,
onların sıkıntılarına, hastalıklarına,
çare aramayan,
cenazelerine sahip çıkmayan,
her emri yerine getireceğimizi zannederken,
bozkurdun en büyük aşkının
özgürlük olduğunu bilemeyen,
biz dava dedikçe
dalga geçen,
menfaat düşleri kuran,
biz vatan dedikçe,
makam bekleyen,
biz şehit, gazi dedikçe,
korkan, kaçan,
bütün bu vasıfsızlıklarına rağmen,
başkanlık, vekillik isteyen,
hatta,
kendi basitliklerine bakmadan
bize nasihat nutukları atma hadsizliğinde bulunan
kıymeti kendinden menkul,
-sözde- dava adamları tanıdım…
Amma…
kanalizasyon kokulu
bu zevatlarla uğraşırken,
aynı dönemde;
yaşıtları kafelerde, barlarda,
spor salonlarında,
gezi, eğlence, gırgır, şamata ile
cüzdanını, midesini ve şehvetini tatminle
gününü gün ederken,
boyundan büyük milli hayaller kuran,
bu milli hayalleri uğruna,
yerine göre okulundan, sevdasından,
yuvasından, sılasından, aşından, işinden,
şahsi hayallerinden vazgeçen,
atıldığı, itildiği, satıldığı halde,
ürkütücü sülüklerin yanlışlarını
kutlu davaya bulaştırmadan
azimle, inançla yoluna devam eden,
kınamalara, acımalara, tehditlere
kulak asmadan, sadece gülüp geçen,
rızkını helalinden kazanabilmek uğruna,
hiç hak etmediği düşük ücretli işlerde çalışan,
hiç hak etmediği insanlardan emir alan,
hiç hak etmediği muamelelere maruz kalan,
hiç hak etmediği bir hayat yaşayan
ama
her şeye rağmen
on sekiz yaşındaki fikri yapısından
asla taviz vermeyen,
davasına leke düşürmeyen,
korunaklı binalardaki lüks odalarda oturan
göbekli, kalın enseli, kallavi maaşlı
temsilcilerden daha fazla
her gün, her yerde, her ortamda,
davasını anlatan, sevdiren, savunan,
davayı dilinden ziyade gönlüyle anlatan
günlük hayatında uygulayan,
kıymeti kimse tarafından bilinmeyen
dev gibi, dağ gibi, yıkılmaz bir kale gibi,
dava adamları tanıdım…
iyi ki, tanımışım!
İmam Hüseyin SAVAŞ
14 Temmuz 2023 / AYDIN