Halil KAYA / SELÇUKELİ


Okur musunuz!

Mevcut iktidar ve partisi kulak versin! Benim partimin benim yaş kuşağındaki mensupları da hatırlasın, gençleri ise kulak versin! Bu yazdıklarım, tecrübeden doğan erken uyarıdır.


Mevcut iktidar ve partisi kulak versin!

Benim partimin benim yaş kuşağındaki mensupları da hatırlasın, gençleri ise kulak versin!

Bu yazdıklarım, tecrübeden doğan erken uyarıdır.

1965 seçimleriyle tek başına iktidara gelen Adalet Partisi o günün şartlarında, kalkınma anlamında çok büyük hizmetler yaptı.

Ne var ki bozulan ekonomi, iktidarı 1970'de çok büyük bir devalüasyon yapmaya mecbur bıraktı.

Devalüasyona rağmen o günün ekonomik şartları birey açısından bu günden çok daha iyi idi.

O ekonomik deformasyon 1971'de bir muhtıra ile hükümete müdaheleyi ve devamında da 1973 seçimlerinde büyük bir sürpriźle CHP iktidarını getirdi.

Bu CHP iktidarıyla 1980 ihtilaline kadar bir daha sağ denilen kesim (azar azar da olsa istikrarlı MHP hariç) oy olarak yükseliş göremedi .Sadece 1978 CHP Hükümetinin "kuyruklar iktidarı" diye anılan dönemi sonundaki beş milletvekilliğini kapsayan ara seçim hariç. Yani o da bir ekonomik zaafiyetle sonuçlanan bir seçim idi.

Dile pelesenk olmuş bir ifade var: "Bu millet CHP'ye oy vermez" diye... Ne kadar uydurma bir kabul... Yetmişli yıllarda verdi işte. Hem de CHP'yi üst üste birinci parti yaparak... Düşünün; Konya gibi bir yerde CHP üstüste iki seçimde birinci parti oldu.

Önce kafaları kumdan çıkarmak lazım. Sonra da "biz vatandaştan daha iyi biliriz"  edasından sıyrılmak lazım.

Son yerel seçimler strateji allameleri ve müttefiğimiz yönetenlerince teşhis edildiği gibi bir UYARI SEÇİMİ falan değildir. Bu seçim geri dönüşü zahmet gerektirecek bir yokuş aşağı gidiş ve eğilim seçimidir. Bunu kabul edelim öncelikle...

Bu noktaya gelişi ise:

1. Ekonomi ve emeklilerin onuruyla oynanması, 
2. Sığınmacılar konusundaki samimiyetsiz ve güven vermeyen duruş,
3. Atatürk ve Cumhuriyete düşmanlık algısının yaygın bir cürete ulaşması.

Gibi üç omurga gerekçe sağlamıştır.

Seçmen davranışları ve tarih tekerrürden ibarettir. Bir kere kaybetmeye başlarsanız, tükeninceye kadar kaybedersiniz.

Ta ki çarpıcı tedbirlerle üreteceğiniz bir şoka kadar.

Ankara'da bu yönde umutlarımızı yeşertecek bir eğilim görüyor muyuz? Maalesef hayır. Üstelik 31 Mart'ta yaşananın BOZGUN karakterli bir seçim olduğuna tüm gözler ve idrak kapıları kapanmış gibi...

2028 çok çabuk gelir.

Bu güne kadar dostça ve endişeyle uyardığımız gibi tekraren uyaralım; o gün geldiğinde yerinizde yeller eser.

Bir an önce keskin tedbirlerle geriye dönüşü sağlayınız. Bir an önce kadrolarınızı yenileyiniz...

Ve ekonomi ve de politikalarda asli güzergahınıza dönünüz...  

15.NISAN.2024
Halil Kaya

YAZARLAR