Ayşe ALP / SATIRARASI


Önce gazetecilik yapmayı öğrenin!

Birinin yazdığını  Hepsi kopyalayıp yapıştırınca da,  Gerçeğin ne olduğunu ayırt etmek maalesef kolay olmuyor.


Haberler,tek elden çıkınca,
Ayni başlık,
Aynı giriş,
Aynı kurguyla olan haberleri,
Diğer tüm haber sitelerinde okumaya başladık.

Birinin yazdığını 
Hepsi kopyalayıp yapıştırınca da, 
Gerçeğin ne olduğunu ayırt etmek maalesef kolay olmuyor.

Bazen hiç ummadığınız, sitelerde bile 
Kopyala yapıştır haberleri görünce
İnsan yeise kapılıyor.

Sürekli yaşanılan bu olay,
Son haftada iki haberde daha olunca,

İki satır yazmadan geçemeyeceğim.

Sayfalarında, makale ve yorumlarında,
Her zaman kopyala yapıştır yapan,
iki satırı bir araya getiremeyenlere,

Ağızlarına geleni söyleyenler,
Kopyala yapıştır heberlerle,
Gündem oluşturmaya,
Kenardan, öteden beriden katkı sağlamaya çalışmışlar 

Hatta bu katkıya bizim duayenlerde bir el atıvermiş.

Benimkisi hayal kırıklığı falan değil,
Bilinen ve ortada olan gerçekler,
insanların hayallerini yıkmaz.

Ancak okuyucuların kafası karışır! 

İlk olarak Aksaray Milletvekili sayın Ramazan Kaşlı ile ilgili bir haber dikkatimi çekti. 

Bir sendika haberiydi, ve yeni seçilen sendika başkanın ağzından çıkan densiz sözler vardı,

Bu sözlerin niteliği niceliği ile çok ilgilenmemekle birlikte,
Rakip olduğu arkadaşını,
Bulunduğu davayı,
Geldiği konumu düşünmeden yaptığı açıklamalar, 
Bildiğiniz alınan bir intikamın sonundaki zafer sözleri gibi.

Haberin bir bölümünü okuduktan sonrasını okuma gereği duymadım.
Görünen köy de pek kılavuz istemez. 

Her neyse…..

Haberleri karıştırırken,
Neler varmış birde diğer sitelere göz atalım derken,
Baktım ki bütün sitelerde,
Milletvekilinin aynı resmi,
Üzerinde aynı renkteki aynı başlık,
Altında aynı renkteki aynı puntodaki spot,
Tabiki kopyala yapıştır yapılmış, tek kalemden yazılmış haber. 

Burada haber yapanı ancak kutlarım ben.

En azından haber yapabilme yeteneğini geliştirmiş. 

Ama onun haberlerini kopyalayıp sitelerinde yayınlayanlara ne denir kestiremiyorum.

Yine hafta içinde yaşanan bir kaza ve iki farklı pencere vardı.

Benim de dahil olduğum, kazayı birebir gördüğüm olayda, haberini yaptım kazanın.

Sireni ve tepe lambası yanmayan ambulansın yol isteme kavgası ve kaza,

Sonuç 1 yaralı haberini kurgulamıştım.

Olay yerinde bulunan gazeteciler Yavuz Akkan, Onur Atalay, bir de Erkan Altuntas.
Kazada, iki farklı yapılan haber vardı.

Bu doğal haberler farklı olsun ki, 
Gerçek ortaya çıkartılabilsin değil mi? 

Doğal olmayan,
Olay yerine giden ve haberi farklı açılardan yapan,
Muhabirler de değil.
Haberlerini para karşılığı, alıp sayfalarına aynen koyan haber siteleri.

Aynı kalemden çıktığı ve hatasıyla sevabıyla aynen yayınlayan haber sitelerinin sahipleri.

200 lira karşılığında aldığı haberin doğruluğunu yada yanlışlığına bakmadan,
sitelerine koymaları da değil.

Mevzu şu ki,

Yapılan bir haberi, bütün sitelerde okuyacaksak,
Neden haber siteleri için mücadele ediyoruz.

Yasal olmayan yollardan haber aldığınız gerçeğine dokunmuyorum bile.

Lakin size servis edilen bu haberleri, aynen girerek, aynen yayınlayarak

Hatta noktası virgülüne bile dokunmadan aynı hataları yayınlayarak,
Medya sektörüyle birlikte, haber sitelerini de itibarsızlaştırıyorsunuz.

Bilmem farkında mısınız?

“Bir zamanlar bir gazete alın,aynı haberleri okuyun” diye yapılan eleştiriler,

Şimdilerde “bir siteye bakın aynı haberleri okursunuz” cümlesiyle yer değişti.

Ulusal basının habercileri,
Görevlerini iyi icra ediyor,
Hatta yasal olmayan bir şekilde size haber satıyorlar, falan filan,

Bunlar kimseyi ilgilendirmez, 
Haberi para verip satın alanlara sormak istiyorum

“Sizler gazeteciliğin böylemi yapıldığını düşünüyorsunuz?”

Gittiğiniz programlarda ki haberi bile.
Yapamayacak kadar aciz iseniz,
Bari yanınızda gazetecilik yapmayı bilen birilerini çalıştırın,komik duruma düşmeyelim.

Haberleri herkes duyduğu gördüğü pencereden yapar 

Kimilerinin

Gören gözleri kör

Duyan kulakları sağır

Konuşan dilleri lal olur.

Kimileri korktuğu için,

Kimileri de işine geldiği ve sağladığı rant için.

Sireni çalmayan, tepe lambası açık olmayan ve sollama hatası yapan bir ambulansın,

“Sireni ve tepe lambası yanan ambulans ile araç çarpıştı”

Diyorsa bir haberci, birini koruyup kolluyordur eyvallah 

Ama ....

Geçiş üstünlüğü olan araç cümlesini yazarsa bu yalanın daniskasıdır.

Sireni çalmayan, tepe lambası yanmayan hiç bir aracın üstünlüğü yoktur, bunun bilmesi gerekir.

İkincisi; kazanın olduğu yerde HGS kamerası bulunmakta, kayıtların incelenmesi gerekir,

Üçüncüsü; o yol direksiyon eğitimi verilen bir güzergah,
Bu kaza öncesinde, bir direksiyon eğitimi alan öğrencinin tepesine çıkacağı için,
Öğrencinin panikle korna çalmasına öfkelenen ambulans şoförü,
O öğrenciye hakaret edip, el kol hareketi yaptığı için,
112 acil çağrı merkezine plakasıyla ihbar edildi.

Olayın detaylarını kaçırabilir bir haberci,
Ama asla, birini korurken, diğerini suçlu duruma getiremez bir haberci.

Olay, kazada olsa en ince ayrıntısına araştırır ve yazar.

Eyvallah, haberci kendi penceresinden,
Aldığı bilgiler ışığında yapmıştır haberi.

Lakin, aynı haberin istisnasız 10 haber sitesinde aynı başlıkla çıkması çok da doğal değil.
Sonrada çıkıp,
Yetkililer haber sitelerine ciddiye almıyor diye,
Serzenişe, kimsenin hakkı yok.
Önce gazetecilik yapmayı öğrenin,
Haber yapmayı öğrenin,
Sonrada itibar bekleyin.

YAZARLAR