Sene 1976'nın ekim ayı…
Ankara Polis Eğitim Merkezi'nden mezun olmuşum.
Artık çiçeği burnunda bir polis memuruyum.
Torbaya elimi attım çektiğim kağıtda “Eskişehir” yazıyor.
Haydi Bismillah Eskişehir'e.
Toplum Polis Müdürlüğünde göreve başladım.
İstirahatlı günlerimde “Orhanın Kahvesi” diye bir kahvehane var… Bir arkadaşın tanıdığı yer… Oraya gidiyoruz.
Çay, kahve, okey derken zaman geçiriyoruz.
Yalnız kahvede dikkatimi çeken bir şey var.
Köşede bir masa…
4 kişi her gün öğleden sonra gelip o masaya oturup saatlerce kağıt oynuyorlar,
Boyunlarında altın zincir, bileklerinde altın künye, ipek gömlekler, düğmeler yarıya kadar açık…
Rugan ayakkabılar, beyaz ipek çoraplar…
Çokta bonkerler! Herkese çay ısmarlıyorlar.
Tabi dikkatimi celbedince mekanın sahibi Orhan'ı masaya çağırıp sordum. Şu masadakiler çok zenginler galiba! Ne iş yapıyorlar?
Orhan gülümseyerek “Bunlar otobüscü, her birinin birer otobüsü var. Bol para kazanıyorlar...” dedi.
Gün oldu, zaman geçti…
Bana "Ahlak Bürosunda" görev verdiler.
Artık ahlak polisi olarak göreve yapacaktım.
Görevimiz bar, pavyon ve umumhane kontrolu.
Buralarda çalışan kadınların Emniyetten "Çalışma karnesi" alması şart. Eğer buralarda karnesiz çalışan bayan olursa, yakalanıyor ve hakkında cezai işlem yapılıyor. Bazılarıda sabıkalanıyor!
Ekip olarak gece saat 23.00'den itibaren Eskişehir'de bulunan yedi pavyonu kontrola çıkıyoruz.
Bizden öncekiller buralarla anlaşmış ne yazık ki… Rüşvet karşılığında kanunsuzluklar devam…
Eskişehir Emniyet Müdüru Reşat Akkaya, milliyetçi bir polis müdürü…
Vali Münür Güney milliyetçi bir vali.
Bizi huzurlarına çağırıp, “Siz Pol-Bir'li dürüst polislersiniz. Size her türlü desteği ve yetkiyi veriyoruz, Önceki ekiplerin pisliklerini kapatıp buralarda kanunları uygulayın..” denildi.
Ooo.. Bu konular çok çok derin oraları geçeceğiz şimdilik… Konumuzda kalacağız!
Pavyonlara başladık kontrollere…
Ohoo.. Her pavyonda konsimatris kadınların çoğu karnesiz anlayacağınız kaçak.. Ayrıca pavyonda konsimatris olarak masalarına oturdukları erkeklerle dışarda buluşup fuhuş da yapıyorlar.
Uzun lafın kısası bize teklif edilen rüşvetlere lastik coplarla karşılık verdik!
İlk gecede 7 pavyonda 18 karnesiz kadın yakaladık ve savcılığa sevk ettik..
İşin tam püf noktasına geldik.
Kahveci Orhan, canhıraş geldi.
Dedi ki “Abi yardımına ihtiyacım var. Bizim müşterilerden birisinin dostunu karnesiz yakalamışsınız. Arkadaş ne istiyorlarsa vereyim, serbest bıraksınlar” diyor.
Orhan'a o arkadaşı al buraya gel dedim..
Aaa gelen kim?
Şu bizim kahvehanede altın künyeli, ipek gömlekli otobüsçüler!
Anam, meğer pavyonda çalışan konsimatris kadına "OTOBÜS" deniyormuş...