Banker Bilo, gülümsetirken mesajlar veren, saflığımızı, umutlarımızı ve kandırılışlarımızı yüzümüze çarpan güçlü bir toplumsal eleştiridir.
Kandırılmak sadece bir aldanma değil; güvenin istismarı, aklın yaralanması, kalbin sarsılmasıdır. İnsan en çok inandığı yerden kırılır, en güvendiği sözle yanılır. Ve ne acıdır ki kandırılmak, sadece kandıranla değil, kendi iyi niyetinle de yüzleşmektir.
"Yaptım..yaptım ama bir sor bakim niye yaptım? "
Bir kez kandırılırsın, hata kandırandadır. Ama tekrar ve tekrar düşüyorsan, sorgulaman gereken yalnızca başkası değildir. Zira kör bir inanç, çoğu zaman en büyük ihaneti büyütür.
Maho karakteri, aslında Türk köylüsünü, dostunu, hemşehrisini kandıran, emeğini pazarlayan çıkar odaklarının simgesidir. Bilo ise tertemiz bir Anadolu evladı olarak, bu sistemin ve iyi niyetin kurbanıdır.
Gerçek dost, seni kandırmaz; seni uyarır. Gerçek lider, seni avutmaz; sana gerçeği söyler. Çünkü kandırmak kolaydır ama uyandırmak yürek ister.
Bu yüzden bazen en büyük uyanış, en derin aldanıştan doğar. Ve unutma: Kandırılmak kader değil, ders almamak tercihtir.
Milliyetçilik, yalnızca sınırları korumak değil; milletin emeğini, umudunu, alın terini korumaktır. Banker Bilo, bize ihmalin nelere mal olduğunu anlatır. Türk milliyetçiliği, Bilo gibi tertemiz yüreklerin kandırılmadığı, fırsat eşitliğinin sağlandığı, sömürünün değil üretimin hüküm sürdüğü bir Türkiye’yi kurma davasıdır.
Herkese iyi pazarlar.
