Şairler ölmez !
ARİF NİHAT ASYA`nın AZİZ HATIRASINA
Arif Nihat Asya'nın Kıbrıs'ta yapılan katliamlara karşı aylarca sessiz kalındıktan sonra yapılan hava harekatından sonra şu yazıyı yazar;
ONLAR BU DİLDEN ANLAR
Onlar, “Lütfen!”den anlamaz, “ulan!”dan anlar.
Onlar, çiçekten anlamaz, dikenden anlar...güvercinden, kelebekten değil; doğandan, kartaldan anlar.
Ve onlar, kanattan anlamaz, gagadan anlar, pençeden anlar.
Onların kitap mantığından değil, Afyon, Kocatepe, Dumlupınar mantığını anladığını biz, kırk yıl önce biliyorduk...fakat unutmuşuz. Bu bilgiyi tazelemek için harcadığımız aylar, onlara, bile bile vakit kazandırmamız gibi oldu.
Onlar, şarkıdan anlamaz; türküden , ağıttan anlamaz, belki marştan anlar.
Onlar, yaydan anlamaz; oktan anlar.
Ayrıca dil döküp durduk...onlar, dilden anlamaz, elden anlar.
Anlaşmak için el uzattık...bunu el açmak sandılar...düşünmedik ki tokatla yumrukla beslenmeye alışmış olanlar, el işaretinden değil; tokattan yumruktan anlar.
Onlar, soğukkanlılıktan anlamaz...öfkeden anlar.
Onlar, aydınlıktan anlamaz... ateşten anlar.
Onlar, ipekten, kağıttan değil, demirden, çelikten, kurşundan anlar.
Onlar yazışmadan, çizişmeden, buluşmadan, görüşmeden anlamaz...dövüşmeden anlar...
Yanlarında Kıbrıs konusu açıldığı zaman, suç kendilerindeymiş gibi, asker dostlardan kiminin yüzü öfkeden, kiminin utançtan kızarıyordu...karacısı da, havacısı da denizcisi de pek iyi biliyordu ki, Kıbrıs’ta meydanı boş bulanlar, uçurtmadan, balondan anlamaz...roketten anlar...
Altı ayın acısını üç saatte çıkardığımız doğrudur...altı ayı tebrik etmem; üç saati tebrik ederim
Onlar, önsözden anlamaz...sonsözden anlar.
Arif Nihat Asya
18 Ağustos 1964
Ebet bugün üstadın ölüm yıldönümü...yaşasaydı bu sefer içimizdeki ` BUNLARA` Yani bir avuç soysuza eşkıyaya katile bir şeyler yazsaydı...Ruhu Şad olsun!