Uğurcan KÜÇÜKAĞAOĞLU / GÖNÜLDEN DİLE


Samimiyet...

İçten olmayan ve yapmacık, sahte olan her tavır ve davranış kendini belli eder ve karşıda hiç bir etki bırakmaz.


“Samimiyetin lisanı yoktur. Samimiyet kabili izah değildir. O, gözlerden ve nasiyelerden anlaşılır”  diyor Atatürk.

Yaratılan varlıklar içinde özel ve önemli bir konuma sahip olan insan, yaşamını sürdürebilmek için çevresiyle bir iletişim ve bir etkileşim içinde olmak durumundadır.

Yaşamın devamı, duygu, düşünce ve davranışların gelişmesi için bu iletişim gereklidir.

İnsana ait güzel duygulardan ve erdemlerden biri de samimiyet ve içtenlikle olmaktır. Çevremizle olan ilişkilerde ve insanlarla iletişimde başarıyı sağlayan en önemli davranış ve duygulardan biridir samimiyet.

Samimiyet, en basit şekli ile içten ve senli benli olma duygusu olarak ifade edilebilir ve insanda taklit edilmesi mümkün olmayan bir duygudur, yapmacık ve sahte olan bütün tavırlardan kaçınmaktır. Yani insanın içi ve dışıyla bir olması, gönülden hissedilenlerin karşı tarafa olduğu gibi yansımasıdır.

İnsan ilişkilerinde belki de sözlerden çok samimiyet duygusu en etkili bir araçtır. İnsanlar yaradılış itibarı ile samimiyetten hoşlanır ve samimi, içten olan her davranış ve düşünceyi benimser ve kabul eder.

Çünkü samimiyette, insan ilişkilerinin en temel duygusu olan güven vardır, sevgi ve muhabbetle saygı vardır, kendiliğinden oluşan bir önemseme ve değer vermek vardır.

Duygularımızın dışa güvenle yansımasıdır ve görünmeyen ama gönüllerden gönüllere giden gizli bir yol vardır samimiyette.

Her insan farklı bir karakter, duygu ve davranış özelliğine sahiptir. Dolayısıyla gönül dünyalarındaki duyguları da farklı yaşar ve gösterirler. İşte etrafımızla olan ilişki ve iletişimde samimiyeti gösterebilme özelliği bizi başkalarından farklı kılar.

İçten olmayan ve yapmacık, sahte olan her tavır ve davranış kendini belli eder ve karşıda hiç bir etki bırakmaz.

İçten ve samimiyetle olan her tavır ve davranış, bakış ve konuşma karşı tarafta olumlu bir etki bırakır, güven ve bir inanç oluşturur. Sonuçta yüreklerde sevgi ve saygıyla yer buldurur.

Samimiyet ve gönülden gelen içtenlik bütün kapıları açar. Yürekten gelen ve yapılan her hal ve davranış bize olan güveni pekiştirir, inanmayı sağlar ve etrafımızla sağlam temeller üzerine kurulan bir iletişim ve ilişkilere vesile olur.

Hangi işte olursak olalım başarılı olmanın temel şartlarından biridir samimiyet.

Hedefe ulaşmakta en önemli faktördür sahiplenilen duygu, davranış ve düşüncede samimi olmak. Duygu, düşünce ve davranışlarımızla samimi olmaya önce kendimiz inanmalıyız. Çünkü kendimiz inanmadan başkalarını inandırma şansımız yoktur.

Ailemizle, dostlarımızla, değer verdiklerimiz ve sevdiklerimizle bütün ilişkilerde eğer yürekten ve samimi değilsek, gönüllere girmemiz de mümkün değildir. Söylediğimiz her söz ve davranış, riyasız, inanarak, yürekten ve samimiyetle olmalıdır. Çünkü gönüllere girmenin ilk şartıdır içten ve samimi olmak.

Eğer samimiyet varsa, huzur ve mutluluk da vardır. İçten ve samimiyetimize inanırsak birbirimizi sevmeyi de daha çabuk başarabiliriz demektir.

Samimiyet, inandıklarımız, değer verdiklerimiz ve sevdiklerimize sevgiyle bakabilmektir.

Maddenin bütün gücüyle hâkim olduğu ve ilişkilerin çıkarsız yaşanmadığı günümüzde her halinde samimi kalabilen ve yüreklerinde samimiyeti otağ kurarak sevgiyle bakabilenlere selam olsun.

YAZARLAR