Ayşe ALP / SATIRARASI


Sarı basın kartı

Ben, kartı olanın gazeteci olduğuna inanmıyorum. Gazetecilik, karta hayat veren kişilerin mesleğidir.


24 Temmuz Basın Bayramı vesilesiyle, tüm kurumsal basın kartı taşıyan gazetecilerin bayramını kutlarım. 

Ancak sadece sarı basın kartı olanları gazeteci olarak gören ve internet haber sitelerinde çalışan ya da yazılı, işitsel, görsel basın mensubu olup da sarı basın kartı olmayan meslektaşlarımızı yok sayan yaklaşımlardan bıktım. 

Gazetecilik önemli bir meslektir ve bu görevi layıkıyla yerine getiren herkes gazetecidir.

Bugün itibarıyla basın kartı sadece gazetecilerde değil, STK'ların basın birimlerinde, kurumların basım birimlerinde çalışanlarda, radyo sahiplerinde, yazılı medyanın sahiplerinde,  çocuklarında, analarında babalarından, ve hatta belediye başkanlarının elinde dahi bulunabiliyor. 

Sarı basın kartı olan herkes gazeteci olmadığı gibi, sarı basın kartı sahibi olduğunu söyleyen herkes de gazeteci değildir. Ancak, çalıştığı kurumun basın kartını taşıyan tüm medya çalışanları bu mesleğe emek veriyor ve bu mesleği icra ediyorsa herkes gazetecidir.

Cebinde kart taşıyıp gazetecilikle ilgisi olmayan kişilere ise gazeteci demek doğru olmaz. 

Ben, kartı olanın gazeteci olduğuna inanmıyorum. Gazetecilik, karta hayat veren kişilerin mesleğidir. 

Sarı basın kartım hiç olmadı ve bundan sonra da almak için mücadele etmeyeceğim. 

1986 yılından beri bu sektöre hizmet veren biri olarak, meslektaşlarımın beni nasıl gördüğünün önemi yok. 

Önemli olan, benim kendimi nasıl gördüğüm ve halkın beni nasıl tanıdığıdır. Gazeteci Ayşe deniyorsa, o benim.

Tekrar vurgulamak isterim ki, kart gazetecilik yapmaz, gazeteci karta hayat verir. Unutmayın.

YAZARLAR