Sayın Cumhurbaşkanımız!
Cumhur İttifakı'nın tesisinden beri sosyal medya mecralarında ve muhtelif ortamlarda sürekli sizden ricacı olduk "devlette ülkücü kadroları tercih ediniz" diye...
Yedi yılı aşan ittifak süresinde sizin nezdinizde biz hala "öteki" olmaktan kurtulamadık.
Sandık vetirelerinde ülkücüler en yakınınızdakilerden daha samimi çalıştılar; Ne yazık ki devlet kadroları tasarruflarınızda sizler, seksen öncesindeki Akıncılar Birliği penceresinden bakmaya devam ettiniz ülkücülere.
Ülkücüye rahatlıkla sırtınızı yaslayabilirsiniz. Ülkücü kalleş değildir. Ülkücü devlette görev alacaksa onu maişetini teminle sınırlı tutar,görevde zengin olmayı amaç edinmez. Ülkücü görevinde meşruiyet sınırları içinde insiyatif almaktan da çekinmez. Yani ülkücünün olduğu yerde işler gerektiği sürede tamamlanır.
Son günlerin konusu haline gelen bir belediye başkanının diploması konusu bizleri rahatsız etmeye devam etmektedir. Usulsüz ve de geçersiz bir süreç marifetiyle temin edildiği çok açık olan ve ortaya çıktığı anda iptali gereken diploma ne yazık ki hak etmeden diplomayı alan kişi tarafından bir mağduriyet vetiresine dönüştürülerek şov yapmasının fırsatını sağlamıştır.
Geçtiğimiz gün, anılan şahıs CHP'nin bir etkinliğinde "benim otuz beş senelik diplomamla -sizi kastederek- diploması olmayanlar uğraşıyor" mealinde laflar ederek alkışlar arasında şovunu sergilemiştir. Yaygın söyleyişle hem suçlu hem güçlü edasıyla hareket etmiştir.
Halbuki kamu, yanlış ve haksız bir süreç sonunda tesis edildiğini belirlediği bir işlemi derhal iptalle yükümlüdür. Bu süreç bir diploma ile sonuçlandıysa bunun zaman aşımıyla ilişkilendirilmesi de uygun değildir. Yani konu yargıya havale edilerek mükellefiyetten kaçılamaz. Ne yani, orta yere dökülüp hukuk ve hukuk tekniği dersi verenler, otuz sene önce usulsüz bir yolla hukuk fakültesi diploması almış bir kişinin bu gün o diplomayla avukatlık, savcılık, hakimlik yapmasına izin verirler mi?
Maalesef, tasarrufunuzla YÖK ve İstanbul Üniversitesi'ne atadığınız kadrolar bu süreçte ayak sürümüşlerdir. Diplomanın iptal veya tescili yargının işi değildir. Bu diploma gündeme düştüğü anda geçersiz sayılmalı idi. Söz konusu kişi mağdur olduğuna inanıyorsa o yargıya gitmeliydi. Kimse kamuoyu önünde hukuk bilgisi yarıştırmamalı. Diplomada zaman aşımı hükmü aranmaz. Çünkü diploma kişi yaşadığı müddetçe fonksiyoneldir ve de mütemadidir. Gayrimeşru yollarla temin edildiği anlaşılırsa geri alınmalıdır.
Eğer YÖK veya İstanbul Üniversitesi yönetimleri ülkücü olsaydı bu mesele çoktan gündemden çıkarılmış olurdu. Ama kadrolarınız sol mahallenin şirretlik ve pişkinlikle şov yapmasına zemin hazırlamıştır.
Hatırlarsanız, bir kaç yıl önce Boğaziçi Üniversitesi'ne atadığınız rektör de tam bir tuhaflıkla şirret gösterilerde bulunan kesimlere şirin görünmek için "rahat olun aslında ben de sizdenim" diyerek adeta küçültmüştü kendisini...
Devlette ülkücü kadrolardan da faydalanmalıydınız Sayın Cumhurbaşkanım. Bu manada ülkücünün yüreğinin derinliğinde yer bulmuş kırgınlığın telafisi mümkün olmayacaktır. Ve ülkücüyü ihmalin, mahut süreçte olduğu gibi bir de sonucu olacaktır.
16 Mart 2025
Halil Kaya