Dostlar selamlar,
Hayat dediğimiz şu yolculuk, bazen çetin dağlardan geçer, bazen serin bir pınar başında dinleniriz. Yolun zorluğu da kolaylığı da Rabbimizin bize verdiği imtihanlardır. Biz kullara düşen, her hâlde Allah’a secde etmek, nimete şükretmek, darlıkta sabırla durabilmektir.
Secde, sadece alnımızı yere koymak değildir. Secde, gönlün teslimiyeti, kalbin huzur bulmasıdır. Orada insan, bütün ağırlıklarını bırakır, nefsin yüklerinden sıyrılır. Şükür ise nimeti çoğaltan bir sırdır. Bir yudum suyu, bir lokma ekmeği, sağlığımızı, evladımızı hatırlayıp “Elhamdülillah” demek rızkın bereket kapısını açar.
Rızık dediğimiz şey, sadece sofradaki ekmek değildir. Rızık, huzurlu bir aile, vefalı bir dost, sağlıklı bir ömür, helal kazanç, gönül ferahlığıdır. Hakk’ın rızasını gözeterek yaşarsak, ekmeğimiz az da olsa bereketli olur, yolumuz dar da olsa aydınlık olur.
Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed’in ahlakıyla yaşamak ise işin özü, gönlün mihengidir. O, en güzel ahlakın sahibiydi. İnsanları kırmadan, incitmeden yaşadı. Haklının yanında oldu, yetimi korudu, düşene el uzattı. Bizler de onun yolundan gidersek, hem dünyamız hem ahiretimiz mamur olur.
Dostlar, rızkın gerçek sahibi Allah’tır. Onun verdiğine kanaat eden, secdesini eksik etmeyen, nimete şükreden kişi asla yoksul kalmaz. Gelin, rızkımızın bereketi için secdeyi, şükrü ve güzel ahlakı hayatımızın mihenk taşı yapalım.
Mübarek Cumanız hayırlara vesile olsun, dualarımız kabul, gönüllerimiz huzur dolsun.
Amin.
Şakir DENİZ
Kahramanmaraş Kalesi