Hacı Vahap / SİZDEN BİRİ


Sevgi gözlerin derinliğinde

Yürüdüm... Yürüdüm...  Bir yandan göz yaşları, gözlerimden süzülürken, insan olabilmenin burkluğunun acısını yüreğimde hissettim…


İstanbul`a giderken bir arkadaşım tavla almam için rica etmişti.

Tahtakale`de bir dükkana girdim... 

Dükkana girerken dikkatimi çekti... Kapıda bir çocuk ve ustü başı dökük bir adam içeri bakıp duruyordu.

Dükkan sahibine sedef işlemeli bir tavla alacağımı söyledim…

O ara, dükkan sahibi kapıya yönelerek "Olmaz dedik kardeşim basın gidin. dükkanın önünü kapatmayın..." diye kapıdaki çocuk ve adamı tersledi.

Boyunlarını büktüler, kala kaldılar.

Dayanamadım; kapıdaki adama, "Dur bekle kardeşim" diyerek dükkan sahibine ne istediklerini sordum.

Dedi; “Şu ayakkabı boya sandığı için 3 gündür gelip gidiyorlar. Ama ellerindeki para sandığın sermayesini bile kurtarmıyor.”

Sandığın parasını ödedim, alıp gittiler.

İşim bitip dışarı çıktığımda baktım az ilerde beni bekliyorlar. Yanlarına geldim…

Adam eğilip elimi öpmek istedi! 

Ve o an; ADAMIN GÖZLERİNİN DERİNLİKLERİNDEKİ GERÇEK MİNNET VE SEVGİYİ GÖRDÜM…

Utandım, mahçup oldum; yokluğun insanı ne hallere soktuğunu gördüm..

Ben elli öpülesi bir adam mıydım!…

Yürüdüm... Yürüdüm... 

Bir yandan göz yaşları, gözlerimden süzülürken, insan olabilmenin burkluğunun acısını yüreğimde hissettim…

O kadar dağıldım ki.…

Otele vardığımda arkadaşım için aldığım sedef işlemeli tavlayı tranvayda unutmuştum..

YAZARLAR