Eski uygulamada Emekli Sandığı, SSK ve Bağ-Kur ayrı sandıklar olarak faaliyette idi.
Emekli Sandığı; kar eden, doğru yönetilen, lüks otel işletmeciliği ve tesis işletmeciliği yapan, üyelerine sıfıra yakın faizle kredi veren (ikraz) bir kuruluş idi. (Eskiden Emekli maaşları ödenemiyordu diyen dangalakların kulakları çınlasın!)
Kötü yönetilen, prim toplamayan, savruk diğer iki sandığın açıklarını kapatmak için, yeni bir şaheser üretmişçesine bu üç kurumu aynı kurumda SGK adıyla birleştirdiler; Emekli Sandığı'nı da zarar eden
bir noktaya getirdiler.
Bu gün sağlık güvencesini yarı paralı hale döndürmelerine rağmen sancılı bir sisteme muarızız, SGK anlayışı yüzünden de emekli adeta açlık orucuna zorlanıyor.
Sistem, Kılıçdaroğlu'nun SSK'yı yönettiği perişanlıkta yönetiliyor.
Yaklaşık 23 yıldır tek başına iktidar olan ve bu sürenin neredeyse bir emeklilik hak ediş süresine yakınlığına rağmen, Ak Parti kadroları devleti anlamada da, devleti yönetmede de sınıfta kalmıştır. Devleti öğrenememişlerdir ve muhayyelelerindeki devlet, kendilerinin orada bulunuşlarını borçlu oldukları odakların hayal ettikleri devlettir.
Türk devleti anlayış olarak da kadro olarak da ülkücü bir yapılanmaya muhtaçtır.
Ülkenin başkaca bir tercih ve şansı kalmamıştır.
Böyle bir iktidarı talep edip, bunun için de gayret göstermeliyiz.
***
Dünyanın hiç bir ülkesinde devletlerinin kurucusuna hakaret ettirilmez, bir tek Türkiye hariç.
5816'ya rağmen Atatürk'e hakarette yarışan soyu bulanıklar var. Buna rağmen hala 5816'nın ilgası için bir yerlerini yırtıyorlar.
Bunlardan aramıza sızmışları da mevcut. Elbette öylelerinin gördükleri müsamahanın son bulduğu günler de gelecek.