Uğurcan KÜÇÜKAĞAOĞLU / GÖNÜLDEN DİLE


Sılada olmak...

Özlem duyulan, hayal edilen ve gönülde olanlar hep vardır içimizde. Sevgiyle özlenir ve beklenir sabırla kavuşma, buluşma ve yeniden görüşme anı. En yakınımızdakilerden bile her ayrılışımızda söyleriz ‘yeniden görüşelim’ diye. 


İnsanın değer verdikleri ve sevdikleri her zaman yanında olmayabilir. 
Özlem duyulan, hayal edilen ve gönülde olanlar hep vardır içimizde. Sevgiyle özlenir ve beklenir sabırla kavuşma, buluşma ve yeniden görüşme anı.
En yakınımızdakilerden bile her ayrılışımızda söyleriz ‘yeniden görüşelim’ diye. 
Her ayrılıştan sonra ilk kez görür gibi sarılır ve heyecanını yaşarız bir araya geliş ve yeniden görüşün. Hele iki yıllık salgın sonrası daha da anlamlı. Böylece insan yanımıza ait duygulardan birini daha tadarız bu sevinçle.
Bazen araya girer zaman ve yoğun telaşta unuturuz birbirimizi, en saf, en masum haliyle geçmişte yaşadığımız birçok güzellikleri ve hatıraları. Gün gelir karşılaşır, yeniden görüşürüz ve hiç zaman girmemiş gibi araya kaldığımız yerden devam eder yeniden heyecanlanırız, döneriz geriye ve yaşarız o günleri büyük bir özlemle.
Ayrılık, kavuşma ve yeniden görmek deyince gelir aklımıza gurbet ve sıla.
Bilinmeli ki sevdiklerimizden, gönülde yer edenlerden ve değerlerimizden her uzaklaşış bir gurbettir ve sevdiklerimize her dönüş, değerlerimize bağlanış bir sıladır aslında. 
Gurbet, yaşantımızı en iyi şekilde gerçekleştirdiğimiz, kendimizi geliştirme ve yenilenmeye çalıştığımız doyduğumuz yerdir. Sıla ve yuva sevdası her gurbette olanın içinde sönmeyen bir kor ateş ve bitmeyen bir aşktır.
Gurbette, gün gelir efkârlanırız, gün gelir ağlarız, gün gelir neşe ile güleriz, gün gelir unuturuz fakat daima sılaya, sıladaki bize yâr olan sevdiklerimize ve dostlarımıza kavuşacağımız günü özlemle sayar ve bekleriz.
Biliriz ki gurbetin türküsü gönüllerinde yer ve dillerinde terennüm eden ana, baba, yâr, akraba ve dost hep vardır sılada. Belki de ayrılırken sıladan, sözleri kulaklarımızda küpe olan ve bizi daha da kamçılayarak yaşadığımız topraklara hizmet aşkını ve sıla sevdasını yüreğimize koyandır.
Yaşam mücadelesi alıp götürür bizi ve doğduğumuz yerden ayrılıp, doyduğumuz yere gitmek bazen istediğimiz bazen de istemediğimiz bir durum olarak çıkar karşımıza.
Sevdiklerimizden, yetiştiğimiz diyardan ne kadar uzaklarda da olsak sıla özlemi hep vardır içimizde. İnsan için doğduğu yer önemlidir ve asla unutulmamalıdır. Çünkü kökleri, geçmişi ve onu bugüne taşıyanlar hep sılada ve büyüdüğü topraklardadır. Aradan geçse de yıllar ve ne kadar uzak olursa olsun, o sevda ve sıla özlemi bitmez ve hep yaşanır.
Bunu kaybetmemek için eskilerin “sıla-i rahim” olarak ifade ettikleri memleket ziyaretlerini yapmalıdır ve tazelenmelidir akrabalarla, dostlarla ve sevdikleriyle insan. Çünkü yaradılışın fıtratında vardır aynı zamanda geriye ve asla dönüş.
Yuvadan ayrı, gurbetten ne güzeldir sılaya kavuşmak, gönlümüzde yer eden ve gönlünde yer ettiklerimizle buluşup kucaklaşmak. 
Ne güzeldir tekrar en kısa zamanda görüşmek temennisinde bulunmak.
Var olan değerlerimizi yaşatmalı ve ait olma duygusuyla birbirimize sarılarak sahip çıkmalıyız. Bu aynı zamanda bir arada yaşama kültürünün de bir gereğidir.
Çünkü biliriz ki, gitmesek de, görmesek de, sevdiklerimiz ve değerlerimizin de içinde olduğu hem gurbet hem de sılanın yaşandığı orda bir yer vardır bize ait. Bu sebeple çok geç olmadan arayalım, soralım ve birbirimizi bulalım. Sılada olmanın tadını, anlamını, değerini ve güzelliğini asla ıskalamayalım ve yaşayalım...

SERVET ARSLANER
21.06.2022 17:59:06
Can Üstadım ; Kaleminize, kelâmınıza, zihninize ve ömrünüze sağlık ve bereket. Yine çok önemli ve çok ihmal edilmiş bir hususu dile getirmişsiniz. Şahsen ben, çocuklarımı doğduğumuz beldelere sıcak bakar hâlde yetiştirememenin büyük bir hüznü içindeyim.

YAZARLAR