Ali KUZENCİK / MERAM BAĞLARI


SİVASLI BİR YİĞİDO HOCA....

Bu kadar hal bilmezlerin arasında Cenab-ı Allah Devlet Bey’e ve ekibine güç kuvvet versin.. İçte ve dışta nasıl bir kumpasın içinde farkındayız… Ve her daim yanındayız.


LİDER DEVLET BEY’E OLAN “GÖNÜLDEN BAĞLILIĞI” SEBEBİ İLE…ÖZELLİKLE:

-CHP’Lİ FETÖCÜLERİN, 
-İP’SİZLERİN VE…
-BÖLÜCÜ HAİNLERİN,

TEPKİSİNİ ÇEKEN SİVASLI BİR YİĞİDO HOCA.

 

 

CHP destekli kanalların ülküdaşlarımıza attıkları iftiralarını görünce… Yüzyıllar önce Fuzuli ne de güzel der:
“SÖYLESEM FAYDASI YOK, SUSSAM GÖNLÜM RAZI DEĞİL.”

Çeşme başında yaşlı teyze Köroğlu’na beddua edermiş ama tanımazmış.

Köroğlu’da duymuş bunu
“-Ana.. Neden Köroğlu’na beddua edersin?” diye sormuş...

Teyze de cevap vermiş...
“-Ne bileyim oğlum... herkes ediyor, bende ediyorum.!”

Biliriz ki...GIYBET leş yemektir. Vatan Sevdalılarına iğrenç görünen leş, kripto fetö’cülere, bölücü kuduzlara şekerparedir.

Hz. Pir der ki;
“Köpeğin önüne bir çuval ŞEKER koysan onun gönlü yine LEŞ peşindedir.!”

Yıl 1978…Sabah Dil-Tarih’in kantinine geldi. Baktım ayağı sarılı ve terlikli. 
Kurşun yarası ve hala bugün bile kurşun ayağında.!

Dedim;
“-Eve git…İstirahat et gardaşım daha yaralısın… Kurşun hala ayağında..”

Dedi;
“-Ali Başkanım…
Bugün DEV-GENÇ’Lİ komünistler ve DDKD’lı bölücüler çok kalabalık geldiler. Dil-Tarih’deki ülküdaşlarımı yalnız bırakamam. Bunu benden isteme.!”

Hadi buyur….
Gel de bu yiğit (yiğido) Sivaslı delikanlıyı sevme… Zaten ben Ankara’da olaylardan kaçan YİĞİDO görmedim… Ne karanlık sokaklarda ne aydınlık geniş meydanlarda ne de Taş Medresede.!

“Adana tabiri” diye bir şey var. Onlardan biri de sevdiğimiz insana “ALLAHINA GURBAN GARDAŞ” dememiz.

Öyle yapmacık sevgiler, göstermelik saygılar pek tutmaz Adanalının yüreğinde. Adana insanı sevdi mi “yürekten sever”.

Yürek başka birşey. Popüler kültürün dayatmalarını pek göremezsiniz onlarda.

Üç Hilal ve Bozkurt sevdalı 16 tarih kitabı yazarı Prof.Dr. Semih Yalçın Hoca… Yüksek lisans yapan gençleri başkaları gibi cemaat tipli gençlerden değil civan ülkücü gençlerden seçerdi.

Samimi konuşmalarını tarihi olaylarla bağlantı kurarak ders niteliğindeki “hoş sohbetiyle” meclisinde bulunanları kendi Sivaslı olmasına rağmen bizim sıcak “Akdeniz iklimine” çeken taş medreseli gazi ülküdaşım, aynı zamanda gençlik yıllarından beri teşkilatçı ve demokrat bir kişiliktir.

Bugün eğer Keçiören milliyetçi insanların yaşadığı güzel bir beldeyse bunda rahmetli şehidimiz Alper Tunga Uytun, Ertuğrul Alparslan ve Semih Yalçın gibi ülküdaşlarımın çok büyük katkısının olduğunu o dönemin Ankara Ocağı yöneticisi olarak “yakınen” bilmekteyim. Rabbim bu civanyiğitlerden razı olsun.

-Kavga yıllarımızdan beri davasından, çizgisinden hiç sapmayan, 
-Günümüz DIRAR MESCİDİ’NİN fitne, münafıklarına her daim haddini bildiren, 
-Lider Devlet Bey’e olan “gönülden bağlılığı” özellikle Fetöcülerin ve bölücü hainlerin tepkisini çekmekte.

Ocak’tan yetişme…Üç Hilal sevdalısı yavrusunu toprağa verdikten hemen sonra teşkilattaki görevine başlayan değerli  kardeşimi her daim sevgi ile kucaklıyorum.

Türk’ün karargahında görevli tüm ülküdaşlarımın Cenab-ı Allah yar ve yardımcısı olsun inşallah...

CHP kanallarının fitne kokan art niyetli haberlerine Semih Hoca dün okkalı cevap vermiş ama anlamazlar!

Çünkü… ”MHP ve Bahçeli düşmanlığı” onların gözünü kör, kulağını sağır, dilini lal eylemiş..

Hz. Ali;
“Faziletli kişiler hakkında haset edilir... Cahillerde ilim sahiplerine düşman kesilirler” der.

CAHİL, her şeyin dış yüzünü görür, kabukta kalır, her şeyi bildiğini sanır, boş iddialarda bulunur.

Tipitip Özgür gibi… Cahilin tedbiri düşüncesi köksüz ve çürüktür. 
Bundan dolayı cahiller için…”yaşayan ölüdür.!” denilmiştir.

FETÖ ve PKK gibi gerçek düşmanlarıyla kavgaya korkan İP’sizler kadim dostlarını düşman yaparlar ve ne yazık ki onlarla kavga eder duruma gelirler.!

Bakın...Niyazî-i Mısrî kimlerle anlaşabileceğimizi çok güzel ifade etmiş;

“Dünyaya muhabbet ve rağbet edenler bizi anlayamazlar...Bizi ancak Allah’a aşık olanlar anlayabilir..”

Deriz ki… Tilki ile yoldaş olan çakal ne kadar hile bilirse bilsin Kurt da o kadar yol bilir.

Ulu Çınar Üç Hilal’e iftira atan ABD’li kölesi şerefsizlerin, tetiği çektirdiğini bilmiyormuyuz sanıyorsunuz.?!

Oyunları görüyoruz.! Şerefsiz oyuncuları tanıyoruz.!

2023-Genel Seçim öncesi…ABD finoları sümüklü fetöş’ün kapu itleri;
“-Oyunumuz tuttu. Akın akın MHP'liler İP'e koşuyor!'' diyen ölü sevici hainleri yakından izliyoruz..

Bu tezgah MHP'nin kurumsal kimliğine kurulmuştur.! Yılanları, çakalları dün unutmadık bugün hiç unutmayız..

ÜLKÜDAŞIM…OYUN BÜYÜK, OYUNA GELME.!

“Hele şu toz duman bi dağılsın. 
Bindiğiniz at mı, eşek mi anlarsınız!”
Her zaman doğru çıkan atasözü

Semih Hoca gibi…Dava ve ülkü gönüldaşlarımıza karşı bitmeyecek bir vefamız, eksilmeyecek bir muhabbetimiz vardır.

SABIR…
Her zorluğun kapısı. 
Her zorluğu aşmadaki anahtarıdır. Tahammülü zor ve nefse ağır gelen şeylere katlanmak ancak sabır ile olur.

“Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir.” (Bakara/153)

Sabrın başı acıdır, fakat sonu çok tatlıdır. Hz. Peygamber; “ SABIR, acı bir olayın yaptığı sarsıntıya karşı ilk anda gösterilen tahammüldür” sözüyle sabrın önemini vurgulamıştır.

İman, biri “sabır” diğeri “şükür” olan iki yarımdan meydana gelir.

Camiamızın dışında gelişen ve insan olan hiç bir kimse için istemediğimiz bir olayın vuku bulması koca bir Ülkücü Camia’ya mal etmek…Bu suikastı planlayanların ya da fayda görenlerinin açıkça oyunudur…Oyunu görüp anlamak gerekir.

Canlara demem o ki…Ülkücü basiretimizi kaybetmeyelim, üzücü olay üzerinden bizleri birbirimize düşürmek isteyenlere pirim vermeyelim, gerçekler ortaya çıkacak elbette…

Hak tecelli edip, hesabı sorulacaktır, kahpece pusu kuranlar, bedelini ödeyecektir.

Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmanın mümkün olmayacağını kabul ederek Rahmetli Başbuğumuz Türkeş’in Genel Merkez Yöneticilerine verdiği seminerlerde sık sık bahsettiği Abdullah İbni SEBE’nin İslamda en büyük fitneyi nasıl üretip sahnelediğini anlamadan bugünü anlamak hayli zordur.

Kişinin iyi niyetle ve safça söylediği söz düşmanın sesi ve muradı olabilir.

Düşmanın güçlü olması değildir bizi  korkutan. Benim korktuğum 
şey dostun saflığı…Sîne-i sâf olmasıdır. Yani herkesi kendi gibi iyi niyetli zannetmesidir.

Son günlerde yükselen bazı sine-i safça sesler İslam'ı fitneye düçar eden “haricilerin” Sıffin Savaşı sonrası sloganını hatırlattı bana.

"HÜKÜM ANCAK ALLAH’INDIR.”

Hz. Ali buna mukabil şöyle der:
“Söz, hak bir söz…Ancakkk.! 
Bununla FİTNE murat ediliyor."

Ettiğiniz her lafa, yazıya çokça dikkat ediniz…Sonradan pişman olmak kişinin alnındaki karayı silemez. Mahçup olmayınız.

Bildiğiniz gibi…Kazım Karabekir Paşamızın bugüne uygun bir sözü var;

"Öyle puslu ki hava, şeytan bile 'Müslüman' mintanı giyiyor."

RAHMETLİ SİNAN ATEŞ OLAYI DAHİL…BAŞINI ÜLKÜCÜNÜN ÇEKMEDİĞİ HİÇBİR OLAYDA YERİMİZ YOKTUR!

Büyük Türk düşünürü Yusuf Has Hacib diyor ki:

“Her sözü dinle, hemen inanma.
Gönül sırrını açma, sıkıca sakla.
Doğru ol, dürüst davran,
İki dünyayı da kazanır doğru olan.”

Dolu dolu yaşanmış 50 yılın tecrübesiyle biliriz ki;

ÜLKÜCÜNÜN HEYECANI UNUTMAYA MANİDİR.

Ülkücü hafıza hem yanılmaz hem de unutmaz.!

Birde olaylar karşısında evinin camını taşlayanlara “kalben buğz” eden imanın en zayıf noktasını tercih edenler var ki üzülmemek elde değil.

Partinin hangi makamında olduğunuz ve bazen liderin yanında verdiğiniz pişmiş kelle pozlarınız bizim için önemli değil.!

Er meydanında takınacağınız “adam” gibi tavır bizi ilgilendirir.

Medya maymunları tarafından lidere, şühedalı kutlu davaya bağlı has evlatlara, değerlerimize DIRAR Mescidi’nin fitne-münafık cemaatinin bile aklına gelmeyen her türlü iğrenç iftira, hakaret ediliyor işte pişmiş kelle pozu verenlerden ses-seda yok.

Ancak imanın en zayıf davranışı olan “kalben buğz” etmeyi tercih ediyorlar. Vah ki vah.! Hadi gel de ZİYA PAŞA’ya hak verme;

“Pek rengine aldanma
Felek eski felektir,
Zira feleğin meşreb-i
Nasazı dönektir.!”

DEVLET BEY’E “sadakat naraları” arkasına sığınarak Sevgili Peygamberimizin “Ebu Fasık” adını verdiği fitne-münafık EBU AMİR rolüne soyunanlarıda  Ülkü Ocakları’nda  yetişen ve Aziz Türk Milletinin “erken uyarı” sistemi olan ülküdaşlarımla birlikte üzülerek izliyoruz.

Durumunu çıkarına göre ayarlayan bazı siyasi bukalemunlar var ki şühedalı, dualı kutlu Üç Hilal’in “dışında” olmaları daha hayırlı olmaktadır ve olmuştur.

-Çünkü bu kutlu dava gönül davasıdır… 
-Makam menfaat işi değildir…
-Herşey MASA-KASA-NİSA değildir.

Ülkücü hatıralara hürmetkarız…Ancakkk.! Fikrini ve iradesini başta fetö gibi mecralara kiralamış ve BAŞINI KUMA SOKMUŞ olanların sözü de kendisi de muteber değildir.

Ülkücü kavramıyla esasen hiç alakası olmayan ruhsuz biyolojik varlık olmaktan öteye anlam taşımadıkları hepimizce mâlumdur.

Bu kutlu hareket artık “içe dönük” tartışmalardan bıktı.!! Bir duruşu olmalı insanın.! Bir bakışı, bir anlayışı, bir aşkı, bir davası olmalı.

Hz. Pir Mesnevi’de der ki;
“İKİ ŞEY MÜHİMDİR…
*Birincisi Okyanus gibi bol
HAYSİYET,
*İkincisi elif gibi dimdik
ŞAHSİYET.!”

-Elbette bu kutlu yolculuk ikna edilmişlerle değil inanmışlarla, 
-Kapı arasından bakanlarla değil 
kapıyı omuzlayıp içeri giren candan ve yardan geçenlerle yürünmüş, bundan sonra da böyle olacaktır.

Balkondan seyredip, suya sabuna dokunmayanlarla ne can beraberi olunacak, ne de ülkülerimizin peşinden gidilecektir.

Bu kadar hal bilmezlerin arasında Cenab-ı Allah Devlet Bey’e ve ekibine güç kuvvet versin.. İçte ve dışta nasıl bir kumpasın içinde farkındayız… Ve her daim yanındayız.

Cahilinden, okumuşuna kadar bu muhaliflerde bir ülkücü düşmanlığı içimize can evimize kadar nüfus etmiştir.

Utanmadan sıkılmadan hem geçmişlerinin ülkücü olduğunu söylüyorlar hemde ülkücü hareketin ve liderinin aleyhinde konuşmaktadırlar.

Meğer “utanmak” ne büyük şeref. Ondan mahrum olmaksa ne iğrenç bir zilletmiş.!

-Dosta-düşmana karşı tavırda NET olmak gerekir.! 
-Hem nalına hem mıhına vurmak tavrıyla çifte standart uygular iseniz, kıymetinizi ve etkinizi kaybedersiniz.

Küçük bir su birikintisini bile senin için geçemeyecek adamlarla, okyanusları geçmek ne mümkün. Ancak idealist insanların hesabı dünyalık değildir.

-Sadakat, sevginin muhabbetin mayasıdır. 
-Fikri mayası bozuk olanın sevgisi şaibelidir, çökmüştür. 
-Allah sadık ve sıddık kullardan olmayı nasip etsin. 
-Ülkücü gönüllerden düşürmesin.

“Ve la galibe İllallah”... 
Galip olan sadece Allahtır. Herkesin bir planı varsa Allah’ın da vardır.! Kul hesabının üstünde kutlu bir hesap vardır.

 

 

Rahmetli Başbuğumuz ne de güzel söylemiş;
“ÜLKÜCÜLÜK…BİR GÖNÜL İŞİDİR… GÖNÜL VERENLERLE HİZMET EDİLİR.”

Biz kimseyi yarı yolda bırakmadık. Kişi menfaatinin bittiği noktada, durakta indi.! Bu kişiler mevki ve makamları ne olursa olsun dava adamları değillerdi.

Dava adamı olsalardı her gittikleri yerlerde ulu çınar Üç Hilal aleyhinde konuşmazlardı.

Devlet Bey’in dediği gibi “Biz, kendine eski ülkücü veya MHP’li diyerek, gittikleri yerin bir türlü yenisi olmayıp, İTİBARINI BİLE bu kutlu hareketin eskisi ve müsveddesi olmakla övünenlerin tuzaklarına düşmeyiz.”

Kimlerin kuru yaprak misali nerelere savruldukları artık bu saatten sonra bizi ilgilendirmiyor.

50 yıldır biliriz ki… bizim gülistanın gülü başka bahçelerde diken gözüyle bakılır. Kendi düşen ağlamaz.!

Bizim obamız Üç Hilal’li MHP;
Ocağımız ise Bozkurtlu Ülkü Ocakları Allah’a çok şükür.

Ulu Çınar Üç Hilal’in gölgesinde bulunan ülkücü, ülkücünün kardeşidir.

“O ESKİDENDİ.!” diyenlere dikkat edin.. Bilin ki... O… yılışık, sinsi ÇİNLİ GARSON misali kalleşin tekidir. Fitne münafıktır.

Rabbim ülküdaşlarımı “sinsi münafıklardan” korusun.

Ülkücü ülkücünün öz kardeşidir. Kimsenin bundan zerre şüphesi olmasın. Suret-i Haktan görünen ağır abiler de(!) ülkücüler arasına fitne nifak sokmaya kalkmasın… Ülkücü Harekete her zamanki gibi kumpas kurulmuştur.

Bir ülküdaşınız olarak deriz ki;
-Herşeye rağmen… Hayatımızda “karamsarlığa” asla yer vermeyeceğiz.

Yusuf Yüzlü-Yunus sözlü samimi ülküdaşlarıma Meram Bağları’ndan;
-SELAM OLSUN,
-SEVGİ ve MUHABBETLE.
 

YAZARLAR