Halil KAYA / SELÇUKELİ

Tarih: 24.09.2024 22:03

Sol...

Facebook Twitter Linked-in

Bizde sol mahallede aydın diye pazarlanan ve bu taraftan oraya özenen ezik tiplerin alayı cahildir, bu cahilliği farkedemediğimiz için de yıllardır mecalsiz kalmışız ülke olarak.

Bendeniz 72 yaşıma giriyorum, yedi yaşımdan beri köy ortamında da olsa tüm gazeteler dahil, yayınlanmış her şeyi okur; ülke gündemini takip ederim. Solun bir defa bile olsa ülke adına yapılan bir yatırıma karşı çıkmadığı bir güne tanıklık etmedim. Sol, eskilerin tabiriyle terakkiye karşıdır. Onları statükocu olarak tanımlamak bile yetersizdir. Aydınlanma ufukları bir ucube olan Köy Enstitüleriyle sınırlıdır. Öyle oldukları için de düşünmezler, murakebe ve muhakeme yetileri yoktur, kendilerinin yerine Fakir Baykurt'un, Mahmut Makal'ın, Yılmaz Güney'in, Yaşar Kemal'in vd. ile günümüzdeki bir kaç versiyonlarının düşünmesini yeterli sayarlar. Çünkü güdüktürler.

Yazı biraz uzun olacak ama, önemli olduğu için yazmalıyım. Akkuyu'da inşa edilmekte olan nükleer santral ile ilgili yeni şehir efsaneleri ve "istemezük" vaveylaları üretmeye başladılar. Neymiş de "biz kendi topraklarımız içinde Ruslara ait bir santral yapılmasına göz yumuyormuşuz"

Öncelikle şunu belirtelim, santralın böyle bir statüye sahip olması(!) değil bunları rahatsız eden. İşin uydurulmuş bu yönü bunların riyakarlığıdır. Bunları rahatsız eden şey Türkiye'nin enerji üretecek olmasıdır.

Teknik ve uzman çevrelerden edindiğim bilgilere göre nükleer santraller ucuz ve oldukça temiz enerji kaynaklarıdır. Bu yönden bakınca ülke olarak en az on, on beş adet daha Akkuyu Nükleer Santrali tesis etmemiz lazım.

Santralin Ruslara ait olduğu iddiasına gelince, burada da bu kesimin zır cahilliği ortaya çıkıyor. Mesele santralın yapımının bedelinin ödeme şekli. Türkiye bu inşaata sıcak para ödemek yerine, üretim başladıktan sonra belirlenmiş bir sürede enerji bedelinin Ruslara aktarılması yoluna dayalı bir anlaşma yapmıştır görünen kadarıyla. Burada oran ve süreye ilişkin detayları biz bilmiyoruz ve bu şekildeki ödeme usülleriyle yapılan yatırımlar en optimalidir. Üretilen enerji Türkiye'nin ihtiyaçlarıyla ilgilidir. Şunu muhakeme edelim: Diyelim ki yarın Rusya ile ilişkiler gerildi. Rusya "bu santralden mamul enerjiyi kıstım" diyemez. Santralın tasarruf hakkı Türkiye'nindir. Seydişehir'de kurulu Alüminyum entegre kompleksi de buna benzer bir metotla tesis edilmiş, ülkeye kazandırılmıştır.

Özetle, Akkuyu Nükleer Santralı Türk'ündür.

Bu devleti tanımadan yaygara koparıyor şarlatanlar. Bu devlet hiç bir yabancıya egemenlik haklarını sakatlayacak şekilde kendi toprağının bir karışında bile tasarruf hakkı vermez. Ve bu sadece Türk devletine özgü bir devlet genetiğidir.

Öğrenin bunu artık...

24 Eylül 2024
Halil Kaya


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —