Ekrem İmamoğlu "dan" diye bir iddia ortaya attı,bazı kişiler de sosyal medyada bu tutarsız iddiayı köpürtüyorlar. İnsan bilmediği konuda konuşmamalı.
Biz Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'e avukatlık yapacak değiliz. Ancak zifiri cahil bir edayla "Yusuf Tekin DOÇENTLİK KADROSUNDA beş yıl görev yapmadan profesör yapıldı" cehaletinin peşine takılmak da cehalet ve sürü psikozudur.
İşin kanunda da anlatıldığı şekliyle doğrusu, profesörlüğe yükseltilip, atanma şartı "beş yıl doçent kadrosunda görev yapma" olmayıp "açık bulunan profesörlükle ilgili bilim alanında doçentlikten sonra en az beş yıl çalışmış olma" şeklinde düzenlenmiştir.Yani profesör olabilmek için doçent olarak illa bir yükseköğretim kadrosunda beş yıl çalışmış olma şartı yoktur. Bir hukuk doçenti hiç üniversitede çalışmadan beş yıl serbest avukatlık yaptıktan sonra bir hukuk fakültesine diğer şartları tamamlayıp profesör olarak atanabilir. Aynı şekilde bir nöroloji doçenti tamamen kendi muayenehanesini beş yıl işletip bir tıp fakültesine profesör olarak atanabilir.
Yusuf Tekin "siyaset bilimi ve kamu yönetimi" doçentidir. Bir üniversite kadrosundan farklı olarak çeşitli bakanlıklar ve Polis Akademisi'nde yaptığı görevler ait olduğu bilim alanının içindedir. Muhtemelen de o görevleri yaparken zaten bir üniversite kadrosunda, ama Bakanlıklarda görevlendirme ile istihdam ediliyordu.
Ben ömrüm boyunca sola aidiyet duyanların cahilliğine,zorlama bir romantizme dayalı patavatsızlıklarına tanıklık ettim. Yukardaki örnekte olduğu gibi diyecektim ki bir parti genel başkanının MASAK denilen kuruluş hakkında bilgisizce yaptığı değerlendirme düştü haber bültenlerine.
Anlaşılıyor ki bu ülkenin kalkınmasının önünden sol denilen takoz hiç çekilmeyecek.
26 Mart 2025
Halil Kaya