Dr.Oğuz POYRAZOĞLU / AKIL PENCEREMDEN

Tarih: 11.04.2025 18:39

Sözün Değeri ve Susmanın Erdemi: Dijital Çağda Dil Ahlakı Üzerine

Facebook Twitter Linked-in

Kelime bir mızrak olabilir, bir dua olabilir, bir barış olabilir. Hele ki dijital çağda, ağızdan değil parmak ucundan çıkan sözlerin ahlaki sorumluluğu, her zamankinden daha ağır.

“Ya hayır söyle, ya sus.”

Hz. Peygamber’in (s.a.v.) bu hadisi, dilin hem ne kadar tehlikeli hem de ne kadar değerli bir nimet olduğunu ortaya koyar. Dil, insanı insan yapan en büyük güçtür; ama aynı zamanda insanı en çok düşüren de odur.
Ve bugün, bu güç artık sadece konuşulan değil; yazılan, paylaşılan, yorum yapılan her mecrada hayat buluyor.

Dijital çağda söz artık sadece ses değil; görünürlük, etki ve sorumluluk aracıdır.

Söz, Kalbin ve Karakterin Aynasıdır

İnsanın ağzından çıkan her kelime, onun niyetini, bilgisini, terbiyesini ve vicdanını gösterir. Kur’an’da bu yüzden şöyle buyrulur:

“İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen bir melek hazır bulunmasın.” (Kaf Suresi, 18. Ayet)

Bu ayet sadece konuşulan kelimeleri değil, bugün yazılan tweet’leri, gönderilen mesajları, yapılan yorumları da içine alır. Çünkü dijitalde de dil, bir ahlak aynasıdır.

Dijital İletişim: Hızlı Ama Derinliksiz

Bugün sosyal medya bir ifade özgürlüğü alanı olmaktan çok, saldırı ve yargı mecrası hâline geldi. İnsanlar düşünmeden yazıyor, empati yapmadan yorum yapıyor, çoğu zaman da hakaret etmeyi “hak aramak” zannediyor.

Oysa:
 Söz yarası bıçak yarasından derindir.
 Bir kelime yıkabilir, bir kelime kurtarabilir.
 Dil, hem inşa eder, hem imha eder.

Bu çağda en büyük nezaket, susmayı bilmek; en büyük erdem, yazmadan önce düşünmektir.

Dil Ahlakı Nedir, Neden Gerekli?

Dil ahlakı; doğruyu söylemek, yalanı terk etmek, hakaret değil nezaketle konuşmak, gerçeği saptırmamak, iftira atmamak ve dedikodudan uzak durmaktır.

Sosyal medya paylaşımları, WhatsApp grupları, yorum alanları gibi dijital platformlarda da bu ahlak geçerlidir.

Çünkü:
 Klavyenin ardındaki kişi de Allah’ın kuludur.
 “Beğen” butonuyla yaydığınız her söz, sizin vicdanınıza da yazılır.
 Yorumlar geçicidir, ama kalplerde bıraktığı iz kalıcıdır.

Susmanın Erdemi: Her Şeyi Söylemek Zorunda Değiliz

Günümüzde çoğu insan her konu hakkında fikir beyan etme, her tartışmaya katılma, her olayda yorum yapma zorunluluğu hissediyor.

Oysa bazen susmak, konuşmaktan daha faziletli olabilir. Kur’an’da Meryem anamıza dahi, susma orucu emredilmiştir (Meryem Suresi, 26. Ayet).

Çünkü bazı durumlarda susmak:
 Yangına su taşımaktır,
 Kalpleri kırmaktan korunmaktır,
 Fitneyi büyütmemektir.

Gençlere, Ailelere ve Topluma Düşen Dil Sorumluluğu

Bu çağda çocuklar, dijital platformlarda büyüyor. Gençler, sosyal medya dilinden etkileniyor. Aileler, gruplarda kopan fırtınalarda savruluyor.

Toplum olarak dil ahlakını:
Okullarda “dijital etik” eğitimiyle,
Camilerde hutbelerle,
Medya kurumlarında yayın ilkeleriyle,
Ailede rol model davranışlarla güçlendirmeliyiz.

Sonuç: Söz Vicdandan Koparsa, Toplum Zedelenir

Bu yazdıklarımızı, konuştuklarımızı, paylaştıklarımızı bir vicdan terazisine koyalım.
Dilimizi değil, kalbimizi süzgeç yapalım.
Çünkü sözle kurarız dostluğu, sözle yakarız köprüleri.
Ve dijital çağda, her kelime bir iz bırakır.
Ya hayır söyleyelim, ya da susmayı öğrenelim.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —