Selçuk DÜZGÜN / DÜZGÜN'CE


Suriye

Hafız Esed sapkın Nusayri inancına mensuptur. Bunlar Suriye'de %10'luk bir kesimdir.


Osmanlı yıkılınca Türkiye kuruldu. 
Türkiye Türk milletinin öz kanından, canından kuruldu. 
Türkiye büyük cihan hakimiyetinin küllerinden doğan çocuktu. 
Bu çocuğun doğmasını hazmedemeyenler büyümemesi için ogün bugündür ellerinden gelen her türlü kötülüğü yapmaktadır.

Türkiye'nin büyümemesini isteyen o akıl doğumunda etrafına çitler çekti...

Önce cetvelle haritalar dizayn etti, sonra bir doğusuna bir batısına (Yunanistan, Ermenistan) iki gayri meşru devlet kurdurdu.

O çocuk büyürken gerçek düşmanla değilde, bu iki uzantısı şımarık, besleme çocukları ile meşgul olacaktı.

Evet haritaları çizen akıl çok zekice çizmişti.
Bu çizilen haritalar ve o iki gayri meşru devlete ayrıca tek tek değişeceğim ama şimdi en sıcak gündemimiz olan o çizilmiş devletlerden biri ile devam edeyim...

Suriye ve Esed Rehimleri!

Tarih 1982'yi gösteriyordu.
Bugünkü kaçak Esed'in babası Hafız Esed Suriye'de tarihin en büyük katliamlarından birini yapmıştı.

Hafız Esed'in diktatörlüğünden, işkencesinden ve onu göreve getirenlerin verdikleri Türk- İslâm düşmanlığından bunalan halk Suriye Hama'da gösteri başlattı.

Hafız Esed önce şehrin elektriklerini kesti.
Şehri havadan ve karadan bombalayarak 40 bin insan katletti.

İsyanın Suriye'nin her tarafına yayılmaması için  tutuklama, işkence ve katliamları artırdı. 
Birçok âlimi ve kanaat önderini öldürdü, işkence etti!

Suriye'de özelikle Türkmenlere yönelik  büyük kıyımlar yaptı. Katliamdan kaçan birçok kişi o gün de Türkiye'ye sığınmak istedi. 
O sırada Türkiye'de Kenan Evren ve darbeci ekibi vardı.

Sığınanları Hafız Esed'e teslim etti. Hafız Esed hepsini kıtır kıtır doğrayarak katletti.

Hafız Esed sapkın Nusayri inancına mensuptur. 
Bunlar Suriye'de %10'luk bir kesimdir. 
Seçim olsa %15 oy alamazlardı. Ama sürekli iktisardaydı.

Ve onu iktidarda tutanlar ona delikanlı çağına gelmiş Türkiye için görev vermişlerdi.

Görevi bu delikanlıyı sinsice, arkadan vurmaktı.

Bunun için PKK merkezli bir çalışma başlatıldı.

PKK, Suriye'de palazlanıp büyütüldü.

Esed rejmi Türkiye'yi tehdit etmek için onlarca PKK kampı kurdurdu. 

Eğitim verdirdi. 

Yıllarca Öcalan'ı sığınmacı olarak korudu. Özellikle Afrin, Kobani PKK'nın büyüyüp palazlandığı yerdi.

PKK'nın varlık yeri sanıldığının aksine Güneydoğumuz değil Suriye'ydi.

Peki Esed rejmi niye PKK'yı büyüttü?

Fırat ve Dicle nehri Türkiye'den çıkmaktadır.

Türkiye GAP projesini başlattığında bu nehirlerin suyuyla Güneydoğu arazileri sulanıyor. 

Sular barajlarda biriktiriliyor.

Böylece Fırat ve Dicle'nin suyu Suriye ve İsrail'e yeterince gitmiyor ve susuz kalıyorlar.

Yani işin başından beri su savaşları vardı.

Ne zaman GAP projesi hızla bitirilmeye kalksak PKK orada eyleme başlar. 

Baraj yapan çalışan makinalar yakılırdı. 
Bunu PKK'ya yaptıran başta Esed rejimiydi.

Ayrıca Esed rejmi PKK ile Türkiye'yi tehdit ederek Türkiyenin bölgede güç haline gelmesini engelliyordu.

Esed rejmi Türkiye'nin enerjisini terörle uğraşarak yok etmesini sağladı.

Bu iş artık her şeyi ile aşikar olunca delikanlı Suriye'yi çok sert ve net uyardı.

Türkiye Suriye'ye savaş açacaktı.

Esed rejmi çok defa uyarıldı.

Tehdit edilince Hafız Esed Öcalan'ı Suriye'den çıkarma kararı aldı.

Eğitim kampları kaldı ama.
Sadece PKK mı?
Esed rejmi DHKP-C'ye de Suriye'yi açtı ve kamplar kurdurdu.

ASALA da Suriye içinde korundu ve kamplarda eğitim yapması sağlandı.

En kirli ASALA militanları Suriye'de Esed rejmi tarafından korundu.

Hatta Esed rejmi ASALA ve PKK'nın birleşip Türkiye'ye karşı ortak eylem yapmasında öncü oldu.

Evet başa dönelim!

Tüm bunlar Türkiye'nin Ortadoğu'da etkin olmasını engellemek için Esed rejimine verilmiş görevlerdi. 

Bu rejimi baba oğul yürütüler, devlet bu yüzden babadan oğula geçmişti.

Türkiye bu yapının ve sahiplerinin kendisine verdiği  verdiği zararı unutacak değildi!

Ve Suriye 'nin geldiği nokta devlet aklının bunu unutmadığına delidir.

Terörist başını Türkiye korkusundan ülkesinden kovan Esed rejimi, halkına yaşattıkları yüzünden iç çatışmaya gitti.

Sonuçta ikinci Esed ülkeyi terk etti.

Korkakça, adice, şerefsizce...

Şimdi o delikanlı palazlandı ve cetvelle çizilen haritaları yırtıp atma dönemine girdi.

Kim ne derse desin, kim ne oyun oynarsa oynasın Türkiye atalarının mirasını geri alacaktır.

Şimdi gelelim yeni Suriye 'deki isyanlara!

Oradaki Esat yanlısı ayaklanmaların kaynağı  İran, PKK, Rusya ve Fransa tarafından doğrudan, İsrail tarafından ise dolaylı olarak desteklemekte ve Türkiye medyasına "Alevi katliamları" diye servis edilmektedir.

Ve bunu da o kadar ustaca yapmaktadırlar ki, tam da ramazan ayında messepsel ayrılık ateşini tekrar yakmak istiyorlar.

Hep aynı oyun, hep aynı tezgah, hep aynı düşman.

Ama başaramayacaklar...

Türk milleti bu tezgahları bir kez daha bozacak.

Yavuz'la Şah İsmaili biz çoktan barıştırdık, biz çoktan hem Alevi, hem sunni olduk.

Bundan sonrası haçlı seferlerinizi net yapmanızdır..

İçimizdeki piçlerinizide ordunuza katarak gelin.

Selçuk Düzgün

YAZARLAR